Eşim bana ilgi göstermiyor, ne yapmalıyım?

Eşim bana ilgi göstermiyor, ne yapmalıyım?
Tarih: 02.04.2020 - 00:07 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kocam sürekli telefonla meşgul oluyor. Benimle ilgilenmiyor.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bunun birkaç farklı nedeni olabilir ve nedene göre de farklı çözüm yolları vardır.

1) Evlilik hayatında en sık karşılaşılan sorunların başında, eşlerin birbirinin ihtiyacını tam olarak tanımamasından kaynaklanan yanlış anlaşılmalar gelir. Kadın, erkeği tanımadığı için onu, kendi cinsiyetinin bakış açısıyla değerlendirir, erkek de kadını aynı şekilde görür. Yani erkek, kendisi gibi zannettiği eşinin sevme, sevilme, ilgi görme, şefkat ve merhametle muamele görme ihtiyacını tam olarak algılayamaz. Algılayamadığı gibi hanımının kendisine gösterdiği aşırı ilgiden de sıkılır, boğulma derecesine gelip ondan kaçmaya bile çalışır.

Bu durumda bir erkek, eğer empati duyguları da zayıfsa, eşinin duygusal ihtiyaçlarını gideremez. Bilmediği için çaba da göstermez. Kadın, kocasının bu tavrını, “ilgisiz, beni sevmiyor, değer vermiyor” şeklinde yorumlar. Ama bunu kocasına açıklamaktan çekinir. Zamanla bu ruh hâli, kadında kuruntuya, düşünce çarpıtmalarına, öfkeye, şikayet etmeye ve nihayet kocasına karşı olumsuz davranışlar göstermeye kadar gider.

Bunun için kadınlar, zaman zaman ihtiyaç ve beklentilerini ve duygusal paylaşıma olan ihtiyaçlarını güzel bir üslupla eşlerine açıklamalıdırlar. Uygun bir vakitte, karşı tarafı eleştirmeden, kendisinin ilgisini arzu ettiğini, buna ihtiyacı olduğunu, onunla vakit geçirmek ve sohbet etmek istediğini açık ve net bir şekilde söylemelidir. Hatta kocasının iyice kavraması ve bunu alışkanlık haline getirmesi için ara sıra tekrar hatırlatmalıdırlar. Emin olun, bu üslup ve yönetimin çok büyük faydası olacaktır.

Ancak burada, kadınların ilgi beklentilerinin yüksek romantik beklentilere dönüşmesine izin verilmemelidir. Çünkü bazen kadınları rahatsız eden şey, fıtri ihtiyaçları olan sevgi, ilgi ve duygusal paylaşım yetersizliği değil, medya ve dizilerin etkisiyle kocalarından aşırı romantik ilgi beklentileridir. Erkek, romantik olmadığı için, beklentiler karşılanmaz ve ciddi bir hayal kırıklığı yaşanır.

Bunun için kadın gerçekçi olmalı, erkeği fıtratına aykırı olan gereksiz romantik davranışlara zorlamamalıdır.

2) Karı-koca, evlilik hayatlarında zaman zaman sorun yaşar, tartışır, kırılır; bu gayet normaldir. Ancak eğer sorunlar tartışılırken, çözüme yönelik bir iletişim biçimi yoksa, yani sadece sorunun kendisi konuşuluyor, sık sık eski hatalar gündeme getiriliyor ve olay her iki tarafın aileleriyle ilişkilendiriliyorsa erkek artık konuşmak istemez. Onun kafasında hanımıyla konuşmak, “boş, gereksiz ve huzursuzluğa neden olan bir şey” gibi kodlanır. Budan dolayı sorun açıldığında otomatikman bilinçaltı onu kaçmaya veya kısa konuşmaya, hatta konuşmamak için başka meşguliyetler aramaya yöneltir. Örneğin telefonla konuşur, oyun oynar, haber izler vb.

Bu durum haliyle hanımını rahatsız eder. Kadın kendisini değersiz, istenmeyen, sevilmeyen kişi olarak algılar ve psikolojisi altüst olur.

Bunun için çiftler, sorunlarını konuşurken, mutlaka çözüme yönelik konuşmalıdırlar. Birbirlerini değil, sorunun kendisini karşıya alarak konuşmalıdırlar. Yani zihinler sadece "Bu sorunu birlikte nasıl çözebiliriz?"e odaklanmalıdır.

Konuşurken sorun çözüldüğünü gören erkek de sohbetin faydalı olduğunu anlayacağı için, konuşmaktan kaçmayacaktır. Hanımıyla konuşmak onu rahatlatacaktır.

Kocanızda böyle olumsuz bir algı bırakmış olabilirsiniz. Bunu küçük uygulamalarla, eleştirmeden, çözüme yönelik konuşarak değiştirebilirsiniz. Çünkü algılar ve davranışlar zamanla oluştuğu ve öğrenildiği gibi, değişmeleri de zamanla olur. Eski alışkanlıklar gibi yenileri de öğrenilebilir.

3) Kadınlar yaratılışları gereği ayrıntılı konuşmaya ve uzun paylaşımlara ihtiyaç duyarken, erkekler kısa ve öz konuşmayı severler. Bu gerçeğe rağmen, bazen hanımlar, kısa bir olayı veya sorunu uzun uzadıya anlatınca, erkek maalesef  “Anladım, sonuca gel!” diye eşinin sözünü keser ve bundan dolayı da eşiyle sohbetten kaçınabilir.

Burada erkeğe düşen görev; kadınların detaycı olduğunu ve paylaşmaya ihtiyaçları olduğunu düşünüp, anlayış göstererek hanımını sabırla dinlemesidir. Hanımlara da düşen şey ise, kocalarına bir konuyu açıklarken, ayrıntıya girmekten özenle kaçınmalarıdır.

Siz de kendi konuşmalarınızı yeniden gözden geçirerek, böyle bir durumun olup olmadığı anlayabilir ve buna göre yeni bir strateji geliştirebilirsiniz.

4) Eşinizin sizinle "az iletişim kurması sorunu"nun ne zaman başladığı da önemlidir. Çünkü eğer kocanız, evliliğinizin ilk günlerinden veya aylarından itibaren az konuşuyorsa ve sosyal hayatında da iletişimi az olan biri ise, bunun nedeni siz değil, kocanızın kişiliği, eğitimi ve anne-babasının aralarındaki ilişki biçimidir. Bazı insanlar kişiliklerinin gereği olarak fazla konuşmayı sevmez veya çocukluğundan kaynaklanan “yakınlık korkusu”ndan dolayı biriyle fazla yakınlık kurmaktan kaçınırlar.

İnsanın kişilik yapısını değiştirmek çok kolay değil. Eğer değişecek ise de bu, çok uzun bir zaman alır. Öncelikle bu gerçeği kabullenmeniz doğru olur.

Bunun yanında her insanın mutlaka ilgi duyduğu, konuşulmasından hoşlandığı konu veya konular vardır. Kocanızın da en çok ilgi duyduğu konularda onunla sohbeti deneyebilirsiniz. Bunun için de kocanızın ailesiyle veya samimi arkadaşlarıyla hangi konular çerçevesinde sohbet ettiğini gözlemleyin, siz de aynı konular çerçevesinde sohbet etmeye çalışın.

Ayrıca eğer eşinizin babası, kendi hanımıyla az konuşan ve kendi dünyasında yaşayan bir insan ise, eşiniz de bu modeli sizin evliliğinize aynen uyguluyor olabilir. Karı-koca ilişkisi kafasında bu şekilde oluşmuştur. Yani, "koca az konuşur, evde hanımıyla fazla ilgilenmez, sorunları eşiyle istişare etmek yerine kendisi tek başına çözmek ister" gibi. Eğer durum böyle ise, kocanızın bu davranışı hakkında onda farkındalık oluşturabilirsiniz.

5) Eğer kocanız önceleri sizinle ilgileniyor ve sohbet ediyor, ancak zaman içinde bunu aksatmaya başladıysa, bu durumda sorunun kaynağı ilişki örüntünüzdür.

Kendinize şu soruyu sorarak işe başlayabilirsiniz.

“Kocam, ne zamandan beri veya hangi olaydan sonra benimle iletişimi azalttı?” 

Bu soruya vereceğiniz cevap, sorunun size bakan yönünün ne olduğunu da gösterecektir. Bu durumda, kocanızın davranışlarından ziyade, kendi hatalarınıza odaklanmanız ve onları değiştirmeniz sorun çözümüne büyük katkı sunacaktır. Çünkü eşlerin olumsuz davranışlarının bir kısmı, diğer eşin olumsuz davranışına tepkidir.

Bundan dolayı eşinizde size karşı hoşunuza gitmeyen bir tavır değişikliği gördüğünüzde aklınıza gelecek ilk şey, “Kocam bana karşı değişti, artık beni sevmiyor veya hayatında bir başkası mı var?” gibi sorular olmamalı. Tam aksine “Acaba hangi davranışım, sözüm, tutumumla bilerek veya bilmeyerek onda tepki oluşturdum?” sorusu olmalıdır. O davranışınızı düzeltirseniz, kocanızın da size karşı olumsuz tutumu değişir.

6) Erkekler, yaratılışları gereği akşam işten eve dönünce bir süre dinlenmek isterler. Bu süre içinde çok fazla üzerlerine gelinmesinden hoşlanmazlar. Hanımlar ise, gün boyu yollarını bekledikleri kocalarını görünce, haklı olarak hemen sohbet etmeyi arzular, ilgi ve alakalarını kendilerine çevirmesini beklerler.

Görüldüğü gibi burada farklı fıtratların talepleri bazen birbiriyle çakışabiliyor. Bu durumda her iki tarafın da birbirine anlayış göstermesi gerekir. Ancak yapısı gereği daha sabırlı ve idare edici olarak yaratılan kadının konuyu biraz daha hoşgörüyle yaklaşması daha isabetli olur.

Unutmayalım evliliğin temel amacı, Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik güzel amellerin işlenmesi ve hayırlı evlatlar yetiştirmektir. Dünyaya bakan güzellikleri geçicidir. Bunlar da anlayış, sabır, fedakarlık ve güzel üslupla kalıcı hale getirilebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun