Eğer saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum, ne demektir?

Tarih: 27.04.2018 - 00:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sebe suresinin 50. ayetini açıklar mısınız ne manadadır?
- De ki: "Eğer saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum. Eğer doğru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiği Kuran sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır."
- Ayette geçen, “Eğer saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum.” ne demektir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Söz konusu ayette yer alan “De ki: ‘Eğer saparsam, kendi aleyhime sapmış olurum.’ ” mealindeki cümlenin manası şöyle açıklanabilir:

Müşrikler, Hz. Peygamber (asm)’in daha önceki babalarının dinini terk etmekle dalalete düştüğünü iddia ediyorlardı.

Daha önceki ayetlerde hidayetle dalaletin, hakla batılın durumuna işaret edilmiştir.

Nihayet bir önceki ayette yer alan “De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.” (Sebe, 34/49) mealindeki ifadeyle şu gerçeğin altı çizilmiştir:  

“Kuran’ın vahiy edilmesiyle hak ve hakikat çok açık olarak ortaya çıkmıştır. Artık batılın ne yeni bir şey üretmeye ne de eski hurafeleri geri getirmeye gücü vardır.”

- Bu hakikate vurgu yapıldıktan sonra, söz konusu ayette de -en iyimser bir tevazu içerisinde, muhataplarını kale aldığını göstermek üzere- Hz. Peygamber (asm)'den şöyle karşılaştırmalı yumuşak bir üslupla yaklaşması emredilmiş ve şöyle demesi istenmiştir:

Eğer sizin dediğiniz gibi, -ben önceki batıl adetleri terk etmekle- gerçekten dalalete düşmüşsem, bu dalaletin kaynağı nefsimdir. Her insan gibi benim dalaletimin zararı yalnız bana aittir. Size hiç bir zararı olmaz. Bunun için endişe etmelerinize gerek yoktur.

- Yine bu üslupla şu hakikatin altı çizilmiştir:

Mekke müşrikleri dahil herkes bilir ki, Allah yanlış yapmaz, batıl yolu göstermez. Buna göre, eğer bende gerçekten delillerle ispat edeceğiniz bir kusur varsa, o kesinlikle benim kendi nefsimdendir. Şayet hidayet üzere isem, bunun yegane kaynağı Allah tarafından bana vahiy edilen Kur'an’ın hidayetidir.

- Keza, eğer ben yanlış bir şey yaparsam, bu yanlışım hiç bir zaman Kur'an’ın Allah kelamı olduğunu gösteren bunca kesin delillere olumsuz bir etkisi olmaz. Bunun zararı yalnız kendimedir. Zira, gözünü kapayan kendine gece yapar.

- Bu cümlenin başında bulunan “İn” harfi, bir şart edatı olduğuna göre, bu dalalete düşme konusu sadece bir varsayımı ifade etmektedir. Bununla, muhataplarına şu dersi vermektedir:

“Aklınızı başınıza alın, hidayet yolu güneş gibi parlamış, dalalet yolu bütün esintileriyle sönmeye yüz tutmuşken, inat edip dalalette ısrar etmeyin, sonra zarar edersiniz. Elimde Kuran gibi bir mucize-i bahir olduğu halde, ben bile şayet dalalete düşersem, kimse beni kurtaramaz, zararımı defedemez. O halde, sizin bu konuda çok dikkatli olmanız gerekir. Kendinize acıyın.” (krş. Razi, Bikai, Kurtubi, Meraği, İbn Aşur, ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun