Ayete göre halife ve başkanları Allah tarafından mı seçilir?
- Andolsun, Allah İsrailoğullarından sağlam söz almıştı. Onlardan on iki temsilci -başkan- seçmiştik… (Maide 12)
- Sabredip ayetlerimize kesin olarak iman ettikleri zaman, onların içinden, buyruğumuzla doğru yolu gösteren rehberler çıkardık. (Secde 24)
- Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren önderler yaptık… (Enbiya 73)
- Bu ayetlerden başçının, başkanın, halifenin Allah tarafından seçildiğini görüyoruz. Peki, Hz. Muhammed (Sav)’den sonra gelen halifeler neden halk tarafından seçilmiş, Allah tarafından seçilmemiştir?
- Oysa ki, Fatır suresi 43’te Allah’ın yasalarında hiçbir değişme bulamazsın diyor. O zaman eski ümmetlerde halife nasıl seçiliyorduysa, Hz. Muhammed’in ümmetinde de öyle olması gerekmez miydi?
Değerli kardeşimiz,
Mealini kısmen verdiğiniz ayetin tam meali şöyledir:
"Andolsun ki Allah İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan on iki de nakib (temsilci) göndermiştik. Allah onlara şöyle demişti: 'Ben sizinle beraberim. Eğer namazı dosdoğru kılarsanız, zekâtı verirseniz, peygamberlerime iman eder ve onları desteklerseniz, bir de Allah rızası için borç verirseniz andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve sizi mutlaka altlarından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Artık bundan sonra içinizden kim inkâr ederse kesinlikle doğru yoldan sapmış olur." (Maide, 5/12)
Allah Teâlâ peygamberleri seçer ve vahyederek kendilerine bunu bildirir. Peygamberlerden başka Allah’ın “seçtim” dediği kimseler, “Onun emriyle seçilen, tayin edilen, kendisine tabi olunan…” kimselerdir. Kuran’ın ifade şekli böyledir. Kulların bütün yaptıklarının yaratıcısı Allah olduğu için kul, iradesini kullanarak tercih yapıp icraya yöneldiğinde Allah o şeyi yaratır; kulunun iradesine, tercihine göre yaratır ve bu sebeple kul, tercihinden sorumlu olur. İşte bu yaratma kanununa uygun olarak da Allah Teâlâ, kullarının yaptıklarını anlatırken bazen “yaptık, ettik” ifadesini kullanır.
Yüce Allah İsrailoğullarını din ve ahlak dışı yollara sapmaktan korumak için on iki İsrail kabilesinin her birinden bir temsilci seçmesini Hz. Musa’ya emretmişti. Ayrıca kendileriyle beraber olduğunu bildirmek suretiyle onları desteklediğini haber vermiş ve ayette belirtilen dinî ve ahlakî davranışları sergiledikleri takdirde günahlarını affedeceğini, kendilerini cennete sokacağını, aksine davranışta bulunanların ise doğru yoldan çıkmış olacaklarını bildirmiş ve emirlerini tutacaklarına dair, Hz. Musa aracılığıyla onlardan sağlam söz almıştı.
Kitab-ı Mukaddes’te bu şahıslar, her biri binlerce kişiden oluşan bir ordunun başı olarak gösterilmiştir:
“Ve sizinle beraber her sıpttan (kabile) birer adam olacak; her biri kendi ataları evinin başı olacaktır... Cemaatten çağrılanlar, ataları sıptlarının beyleri, bunlardı; İsrail binlerinin başları idiler.” (Sayılar, 1/4, 16)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Günahkara itaat etmek günah mı?
- Hz. Muaviye, Hz. Ali’ye lanet edilmesini istedi mi?
- Yahudi hainliği nasıl affedilir?
- Al-i İmran 81’deki Peygamber Reşat Halife mi?
- Allah’a borç mu verilir?
- Hz. Fatıma, Hz. Ebu Bekir'e biat etmediyse, bunun dini hükmü nedir; sorumluluğu var mı?
- Topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam sözü hadis mi?
- Yasin Suresi 6. ayette "ataları uyarılmamış bir kavim" ifadesi geçerken, Neml ve Müminun surelerinde farklı ifadeler geçmektedir. Bunu açıklar mısınız?
- İsrailoğulları seçilmiş, diğer kavimlere üstün kılınmış mıdır? Bakara sûresi, 122. âyette ifade edilen, "İsrailoğullarının üstün kılınmasını" açıklar mısınız?
- Hz. Muhammed'in ecdadı Hanif dinlerini nasıl muhafaza etmişler?