Damat olarak iki aileye de düğün konusunda galebe çalamazsam ne yapmam gerekir?

Tarih: 21.12.2014 - 13:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Damat tarafı olarak iki aileye de düğün konusunda (şarkılı/türkülü kadın erkek) galebe çalamazsam ne yapmam gerekir?
- Düğünde ne karşı tarafa ne de kendi aileme karşı gelemeyip, şimdiki bildiğimiz anlamda çalgılı türkülü kadın erkek karışık bir düğüne mecburen razı gelirsem ne tavsiye edersiniz?
- Her şeyi göze alıp düğünü bozmam gerekir mi?
- En az günahla nasıl kurtulabilirim bu durumdan?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam dini, gerek inanç ve ibadet esasları, gerekse sosyal hayat ve ahlak ilkeleri itibariyle, fert ve toplum olarak insanın yaratılışına uygundur. Fıtrat dini olan İslam’ın, insanın fıtrat gereği olan ihtiyaç ve arzularının karşılanmasına önem vereceği açıktır. Bu itibarla, insanın maddi/bedensel ihtiyaç ve isteklerinin karşılanmasını mubah gördüğü gibi, ruhi-manevi, bedii- estetik ihtiyaç ve arzularının karşılanmasını da aynı şekilde mubah görmüştür.

Müzik, İslam bilginleri tarafından çokça tartışılan ve hakkında lehte-aleyhte çok şey söylenen konular arasında yer almaktadır. Müzikle ilgili her iki tarafın öne sürdüğü gerekçeler birlikte düşünüldüğünde müziğin mutlak olarak yasaklanmadığı, aksine mubah kılındığı, hükmün, müziğin icra ediliş amacına göre değiştiği sonucuna ulaşılır.

Kur’an ve sünnette de müzik dinlemenin haram olduğunu ve müzik dinleyenlerin günahkar olacağını ispata yetecek yeterli açık delil bulunmadığı görülmektedir. Nitekim Rasulüllah (asm), nikahın duyurulması için def çalınmasını öğütlemiştir. (Tirmizi, Nikah, 6)

Yine bir bayram günü Hz. Aişe’nin yanında def çalıp türkü söyleyen iki cariyeye söz söylemek isteyenlere “Bırakın bu gün bayramdır.” diye müsaade etmiştir. (Müslim, İydeyn, 4)

Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor:

“Benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken Rasulüllah (asm) çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü) uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekir (r.a.) içeri girdi. Beni azarladı ve: ‘Rasulüllah’ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!' dedi. Bunun üzerine Rasulüllah (asm), ona yönelip ‘Bırak onları (söylesinler!)’ buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler.” (Buhari, İydeyn, 2)

Diğer bir rivayette Hz. Aişe (r.a.) der ki:

“Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Rasulüllah (asm)’dan taleb etmiştim yoksa o (kendiliğinden) mi (bilemiyorum);

"Seyretmek ester misin?" buyurdular. Ben de:

"Tabii!.." dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı, yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk.

"Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!diyordu. Ben usanıncaya kadar böyle devam ettik. (Usandığımı fark edince):

"Yeter mi?" buyurdular. Ben:

"Evet!.." dedim. Bunun üzerine;

"Öyleyse git!.." dediler.” (Buhari, İydeyn 2; Müslim, İydeyn, 4)

Amir İbn Sa’d (r.a.) anlatıyor:

“Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka’b ve Ebu Mes’ud el-Ensari’nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Ben dayanamayıp:

‘Sizler, Rasulüllah (asm)’in Bedir Ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil!' dedim. Bunun üzerine onlar:

‘Otur, dilersen bizimle dinle, dilersen git. Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!' dediler.” (Nesai, Nikah, 80)

Bütün bunları göz önünde bulunduran alimler, düğünlerde ve bayramlarda insanların haram sözler söylemeden ve haram işler işlemeden def çalıp, türkü söyleyip oynayabileceklerini ve eğlenebileceklerini söylemişlerdir (bk. Kettani, et-Teratibu’l-İdariyye, İstanbul 1990, 2/348, 372)

Ancak bir kadının özelliklerini tasvir eden, haramları güzel gösteren, cinsel duyguları tahrik eden ve mahremiyet kurallarına riayetsizlik gibi davranışlar caiz değildir. Düğünde eğlenme konusunun hükmü böyledir.

Diğer hususlarla ilgili takdir size aittir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun