Cariye ile nikahsız karı-koca hayatı Kuran’a göre caiz değil mi?

Tarih: 07.09.2021 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sitenizde cariyelerle nikahsız cinsel ilişkiye girilebileceğine dair makale var, bunu okudum fakat beni tatmin etmedi. Çünkü bir ilahiyatçının sitesinde bir makaleye rastladım ve bu makalede yazanlar bana çok mantıklı geldi. Bu kişi kısaca
“Cariyelerle nikahsız cinsel ilişkiye girmenin Kuran’a göre caiz olmadığını ama mezheplerin bunu maalesef kendi heva ve hevesleri doğrultusunda ayetleri eğip bükerek sanki Kuran’da varmış gibi gösterdiğini” söylüyor ve bunu ayetleri analiz ederek delillendiriyor.
- Orada sunduğu argümanlar bana çok mantıklı ve doğru geldi.
- Özellikle Nisa Suresi 3. ayet, Nisa Suresi 24. ayet, Ahzab Suresi 50. ayet ve Müminun suresi 5-6. ayetler hakkında söylediklerine dikkat ediniz.
- Mezheplerin bu ayetleri kendi heva ve hevesleri doğrultusunda bağlamından kopardığını iddia etmiş ve bunu delillendirmiş.
- Bildiğiniz üzere günümüzde Sadece Kurancılar diye bir zümre var bu kişiler hadisleri rivayetleri gelenekleri -güvenilir bulmadığından ve bazı şeyler Kuranla çeliştiğinden dolayı- dinin kaynağı olarak kabul etmeyip sadece Kuran’ı dinin kaynağı kabul ediyorlar.
- Hatta bazısının Kurandaki din ve Uydurulmuş din diye kitapları bile var. Her neyse.
- Bu kişiler Kurana göre cariyelerle ilişkiye girebilmek için onunla nikahlı olmak gerektiğini cariyelerle nikahsız cinsel ilişkinin haram olduğunu Kuran’da cariye de olsa hiçbir kadınla nikahsız ilişkiye girmeye asla izin verilmediğini söylüyorlar.
- Yani kısacası bu kişilerin dediğine göre Kuran’da cariyelerle nikahsız cinsel ilişkiye girmeye izin verilmiyormuş. Kuran onlarla da nikahlanmayı şart koşuyormuş. Bu dediklerine delil olarak sundukları ayetlerden bir tanesi Nisa Suresi 3. ayet.
- Şöyle ki bu ayette meallerde elinizin altındaki cariyelerle “yetinin” diye bir ifade var. Fakat ayetin Arapça’sında yetinin diye bir ifade yokmuş. Ayetteki tek ifade nikahlayınmış. Ayetin kelime kelime meali şöyle olması gerekiyormuş
“Nikahlayın hoşunuza gidenlerden ikişer ve üçer ve dörder. Adaletli davranamayacağınızdan korkarsanız bir tane veya cariye.”
- Gördüğünüz gibi ikinci cümlenin yüklemi yokmuş (yani meallerde söylenen yetinin ifadesi yokmuş) ayette sadece nikahlayın fiili varmış. Bu yüzden birinci cümlenin yüklemi ikinci cümlenin de yüklemiymiş yani bu fiil cariyeler için de söyleniyormuş.
- Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir? Dedikleri doğru mu?
- Kuran’a göre cariyelerle cinsel ilişkiye girmek için nikah kıymak şart mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Artık cariye falan yok. İslam bu uygulamanın zaman içinde yok olmasını hedeflemiş idi, sonunda bu hedefe ulaşıldı.

Geçmişte olan köle ve cariye ile ilgili hükümleri sormanın ve bunun dillerde dolaşmasının zararlı olduğunu düşünüyoruz.

Bununla beraber, ayetlerin manası sorulduğu için, birkaç madde halinde kısaca cevap vermeyi uygun görüyoruz.

1) Nikah akdi, ikisi de hür olan (bu sebeple vücutlarına da malik bulunan) bir erkekle bir kadının, karşılıklı olarak bir aile kurma ve cinsî yönden birbirinden yararlanma konulu -şartlarına uyarak yaptıkları- bir sözleşmeden ibarettir. Cariyeye sahip olmayı sağlayan akit ve tasarruf da (satın alma, miras, ganimet veya bağış yoluyla elde etme…) bir hukuki işlemdir ve bu hukuki işlem, sahibi ile cariye arasında karı-koca gibi yaşama hakkını da vermekte, nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir.

2) Zerre miktar aklı ve insafı bulunan bir kimsenin, bu iki farklı yorumlardan soruda geçen yorumu tercih edeceğini düşünmek gerçekten akıl ve mantıktan istifa etmesi gerekir. 

Çünkü 15 asırdan beri çoğu aslen Arap olan veya Arapçayı çok iyi bilen milyonlarca İslam alimlerinin anlayamadığı Kur'an’ın sözlerini 15 asır sonra ve aslen Arap olmayan ve Arapçası da çok iyi olmayan bir kimsenin anladığını düşünmek gerçekten akla ziyandır.

Böyle kimseler, Kur'an-ı Kerim'in;

"Kim, Peygambere karşı çıkar ve kendisi için doğru yol belli olduktan sonra, müminlerin yolundan başka bir yola giderse, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız; o ne kötü bir yerdir." (Nisa, 4/115)

tehdidinden de hissedar olurlar. 

Ayrıca rivayetlere göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur: 

“Allah bu ümmeti (veya Muhammed’in ümmetini) dalalette (yanlış üzerinde) birleştirmez. Allah’ın eli cemaatin üzerinedir. Cemaatten ayrılan ateşe ayrılmış olur.” (bk. Tirmizi, Fiten, 7)

Tirmizi’ye göre, “Allah’ın eli cemaatin üzerinedir.” manasına gelen hadisin ifadesinde geçen “cemaat”ten maksat, İslam alimleri, fakih ve muhaddislerdir. (a.g.y)

 “Ümmetim dalalet üzerine birleşmez.  Öyleyse bir konuda ihtilaf olduğunu gördüğünüzde sevad-ı azama (büyük çoğunluğa) tâbi olun.” (İbn Mace, Fiten, 8)

3) Konunun tartışma merkezinde yer alan kelimelerden / ifadelerden biri “Fenkihû”, biri “Fe Vahideten” diğeri ise, “Ev ma meleket eymanüküm” 

Bu hususun ifade edildiği ayet, Nisa suresi 3. ayettir:

وَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تُقْسِطُواْ فِي الْيَتَامَى فَانكِحُواْ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ النِّسَاء مَثْنَى وَثُلاَثَ وَرُبَاعَ فَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تَعْدِلُواْ فَوَاحِدَةً أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ ذَلِكَ أَدْنَى أَلاَّ تَعُولُواْ

Eğer (evlenme çağına gelmiş) o yetimlere karşı hakka uygun davranamamaktan korkarsanız, onları değil, hoşunuza giden başka kadınları, iki, üç ve dörde kadar nikâhlayın. Aralarında adaleti yerine getirememekten korkarsanız bir tek kadını veya hakimiyetiniz altında olanı (cariyeyi) nikahlayın. Sıkıntıya düşmemeniz için en uygun olanı budur. (Nisâ 4/3)

- Burada ilk önce “فَانكِحُواْ مَا طَابَ لَكُم مِّنَ النِّسَاء مَثْنَى وَثُلاَثَ وَرُبَاعَ” ifadesine bakalım:

(Eğer yetim kızları aldığınız takdirde adalete / hakka uygun davranamamaktan korkarsanız) hoşunuza giden (başka) kadınları, iki, üç ve dörde kadar nikâhlayın” ifadesinin başında yer alan “fenkihû / nikalayın” şeklindeki emrin hedefinde olan (fiilin mefûlü) “Mâ” kelimesidir.

Burada “Men” manasında olan “Mâ” kelimesi, geniş manası sebebiyle kullanılmıştır. Yani: “Yetim kadınlar dışında kalan kadınlardan hoşunuza giden -ve tabii ki- nikahınız düşen kadınlardan iki, üç ve dört tanesini nikahlayabilirsiniz.”

Demek ki, buradaki nikahlama emri, -cahiliye döneminde adeta sınırsız kadınlarla evlenmeyi öngören adetini- ortadan kaldırıp en fazla dört kadınla sınırlandırmaya yöneliktir.

4) فَإِنْ خِفْتُمْ أَلاَّ تَعْدِلُواْ فَوَاحِدَةً / "Eğer adalet yapmamaktan korkarsanız, bir ile iktifa edin".

İtiraz edenlere göre bu meal doğru değildir. Güya yetinmek / iktifa etmek manası ayette olmadığı halde bunu uydurmuşlardır.

Oysa, onlarca tefsir kaynağında şu hususa dikkat çekilmiştir: فَوَاحِدَةً (fe vahideten) kelimesi kıraat ilminde, sonu üstün veya ötre olarak iki şekilde okunmuştur.

Üstün şeklindeki manası: “bir taneyi seçin, bir taneyi tercih edin” şeklinde olur.

Eğer ötre okunursa, manası: “bir tane size yeter, bir tane ile yetinin” şeklinde olur. (Misal olarak bk. Zemahşeri / Keşşaf; Ebu’s-Suud; Şevkâni; ed-Durru’l-masun, ilgili ayetin tefsiri)

Bazı alimlere göre manası “bir taneyi nikahlayın” şeklindedir. (bk. Rağıb, ilgili ayetin tefsiri)

Şevkani, açık bir izahta bulunur ve şöyle der:

“Ev Mâ meleket eymanuküm” cümlesi “Vahideten” kelimesine atıftır. Yani: “(Eğer adalet yapmamaktan korkarsanız, yalnız bir taneyi nikahlayın yahut da mülkül-yemin ile sahip olduğunuz cariyeleri nikahlayın. Ancak, cariyeleri nikahlamaktan maksat, gerçek nikah yoluyla değil, mülkül-yemin yoluyla onlarla evlenmektir.” (bk. Şevkani, ilgili yer)

İlave bilgi için tıklayınız:

Mearic suresi 30. ayette geçen "eymanuhum"un anlamının cariye ...

Cariyelere "sağ elin mülkü" denmesinin sebebi nedir?

Hadislerin birçok raviden geçtiğini dikkate alırsak, hadislere neden ...

Kur'ân Bize Yeter Deyip İbadeti Terkedenler 

Sünnetin bağlayıcılığı, örnek alınması ve kaynağının vahiy olup ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun