Büyük zatlara da vesvese gelir mi?

Tarih: 27.06.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

1. Peygamberimiz (asm) ümmetine vesvesenin ne olduğunu öğrettiğinde bir Yahudi "bizde vesvese yok" diyor. O sırada Hz. Ali "boş eve hırsız girmez ki" diyor. Buna göre, şeytan, kupkuru ve bomboş kalplerle uğraşmaz mı?
2. Birçok kişi vesveseden rahatsız. Acaba sahabilere, müçtehitlere de vesvese gelir mi?
3. Vesvesenin fıkıhta hükmü nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Bu anlamda bir hadis rivayeti bulamadık.

Şeytan boş eve de dolu eve de girer, çünkü boşlukları doldurur ki oralara güzellikler girmesin diye, dolu olanlara da girer ki oralardan güzellikleri çıkarması için. Bunun en güzel göstergesi de Yahudilere yollarını saptırmasıdır.

Şeytanın her insana vereceği bir vesvesesi bulunmaktadır. Bu sadece müminlerle alakalı bir durum değildir.

Ancak şeytan çok sinsi davrandığı için, kendisine muhalif olanlarla daha fazla uğraşır.

Nitekim Allah, kim Kur'an'dan yüz çevirirse biz ona bir şeytanı arkadaş yaparız buyuruyor:

“Kim Rahman'ın zikrine karşı körlük ederse, biz ona bir şeytan musallat ederiz de kendisine arkadaş olur.” (Zuhruf, 43/36)

Ayette yer alan “zikir”den maksat Kur'an’dır. (Razi, ilgili yer)

Demek ki, onların en yakın arkadaşları şeytan, şeytan arkadaşlarıyla fazla uğraşmaz, karşıtlarıyla daha fazla uğraşır.

Ayrıca, şeytanın en önemli özelliklerinden biri, kendisine tabi olanlara, kendisini inkar ettirmesidir. Bu da şeytanın onlara nasıl girdiğinin en önemli delilidir.

Cevap 2:

Hadislerde vesvese kavramı daha çok şeytan tarafından insanın içine atılan ve onun imanına zarar vermeyi amaçlayan tehlikeli soruları, düşünceleri belirtir.

Hz. Peygamber’in (asm Arafat gecesinde yaptığı duada, “Allah'ım! ... vesveseden sana sığınırım” (Tirmizî, Dua, 78) sözü de geçer.

Hadislerde;

- Her insanın bir şeytanının bulunduğu (Müsned, 1/385)
- Kanın damarlarda dolaşması gibi şeytanın da insanın içinde dolaştığı (Buhari, Ahkam, 21)
bildirilir.

İmam Gazzali bu hadisleri, “şeytanî tesirlerin iç dünyamıza sirayet etmesi” şeklinde yorumlar; kendisinin de zaman zaman hiç beklemediği durumlarda kalbine değişik vesveseler doğduğunu söyler. (Gazzali, Kanunü’t-tevîl, s. 12-13)

Bazı sahabiler Resul-i Ekrem’e (asm) gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. Hz. Peygamber Efendimiz (asm) de bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delalet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir. (Müsned, 2/255; Müslim, İman, 201-205, 211)

Haris el-Muhasibi’ye göre Peygamber Efendimiz (asm), sahabilerdeki bu duyarlılığı vesvese konusunda sorumluluklarını yerine getirmeleri noktasında yeterli saymıştır. Zira insanlardan içlerindeki vesveseleri söküp atmalarını beklemek kendi tabiatlarını değiştirmelerini istemek anlamına gelir, bu da irade gücünü aşar. Vesvese konusunda sorumluluktan kurtulmak için aklın ve bilginin gereğine göre davranarak vesvesenin etkisini önlemek yeterlidir. (Muhasibi, er-Riaye, Beyrut 1405/1985, s. 188-189, 249-250)

Resul-i Ekrem (asm), bu tür vesveselerden yakınanlardan birine, “Allah’a hamdolsun ki şeytan size vesveseden başka bir yolla zarar verememiştir.”; başka birine de “Allah’a hamdolsun ki şeytanın tuzağını vesveseye çevirdi.” demiştir. (Müsned, 1/340; ayrıca bk. 1/235; Ebu Davud, Edeb, 109)

Yine hadislerde, bir kimsenin abdest ve namaz sırasında bazı uygulamaları eksik yaptığı hususunda kuşkuya düşmesi ve evhamlanması hali de vesvese kelimesiyle ifade edilmekte, bu tür kuruntulardan sakınılması veya onların üzerinde durulmaması öğütlenmektedir. (Ebu Davud, Salat, 158; Tirmizî, Taharet, 43)

Bir hadiste şeytanın ezan ve kametten korkup duyamayacağı kadar uzaklara kaçtığı, bunlar sona erince dönüp insanlara vesvese vermeye başladığı bildirilir. (Müslim, Salat, 16)4

Cevap 3:

Vesvesenin Hükmü

Fıkıhta vesvese kavramı, ibadetlerle ilgili bir hususun yerine getirilip getirilmediği veya gerektiği gibi yapılıp yapılmadığı hususunda yahut diğer sorumlulukları yerine getirmede aşırı derecede şüpheye kapılarak aynı uygulamayı defalarca tekrarlama şeklinde kendini gösteren bir tür hastalık durumunu ifade eder.

Fıkıh kitaplarında vesvesenin abdest, gusül ve temizlik, namaz, kıraat, talak, yemin, nezir gibi türleri üzerinde durulmuş ve vesveseye kapılmamak, eğer vesvese irade dışı bir hale gelmişse, bu durumu ciddiye almayıp itidali korumak, Hz. Peygamber Efendimizin (asm) uyguladığı ölçülerden sapmamak gerektiği bildirilmiştir.

Hastalık derecesinde vesveseci kişilerin boşamalarının geçersiz olduğu, dinden çıkacak anlamına gelecek sözler sarf etmeleri halinde dinden çıkmış sayılmayacakları belirtilir. (İbn Abidîn, Reddü’l-muhtar, Dımaşk 1421/2000, 13/12-14)

İlave bilgi için tıklayınız:

Vesvesenin şeytandan geldiğine ayet ve hadislerle kanıt gösterebilir ...
Şeytanın tuzakları nelerdir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun