Bana İslamiyeti kanıtlayabilir misiniz?
- Bu aralar dinle ilgili biraz kafam karışık, satanizm ve ateizm arasında gelip gidiyorum. Açıkçası kendimi satanizme daha yakın buluyorum ama Müslüman doğduğum ve belli bir döneme kadar öyle yaşadığım için aklımda bazı şüpheler var.
- Eğer İslamiyet gerçekten doğruysa yanmaktan korkuyorum, ama bir yanım doğru olmadığını söylüyor. Bu sebepten tam anlamıyla satanist ya da Müslüman olamıyorum.
- Bana İslamı kanıtlarsanız kafamdaki şüpheler giderse tekrar Müslüman olurum.
Değerli kardeşimiz,
Şöyle başlayalım.
Gözümüzü kapayarak “Güneş yoktur!” demek ne kadar imkansız, manasız ve akıl dışı ise, hiçbir delile dayanmadan -haşa- "Bir yaratıcı yoktur." demek de o kadar imkansız, manasız ve akıl dışıdır.
Yaratıcımızın,
Kendi ifadesi ile adının “Allah” olduğunun;
Onun bilmek ve bilinmek, hamd ve tesbih edilmek ve daha nice hikmetler üzere bütün kainatı ve içindekileri yarattığının;
Şuur ve irade sahibi ve yeryüzünde diğer tüm yaratılmışlara halife kıldığı biz insanların da kendi irademiz ile Onu tanıyıp, Onun istediklerini yapıp, Onun men ettiklerinden uzak durmamız gerektiğinin;
Bunun neticesinde ebedi bir ödül olan cennet veya ebedi bir ceza yeri olan cehennemin, yani ahiret hayatının varlığının inkar edilmesinin aynen:
Başta kainatta Allah’ın varlık ve birliğinin ve olmazsa olmazlığının;
Belki 124.000 peygamberinin varlığının ve bahusus Muhammed (asm)’ın peygamberliğinin;
Bütün suhuf ve kitapların varlığının ve bahusus Kur'an-ı Kerim’in varlık ve mucize oluşunun;
Gelmiş geçmiş milyonlarla, alim, müceddid, imam, asfiya, evliya, muhakkikin ve bütün hak dostlarının ittifaken beyanatlarının;
Ve gene gelmiş geçmiş milyarlarca müminin şehadetlerinin tamamının inkar edilmesinin bir o kadar imkansız, manasız ve akıl dışı olduğu sönmemiş akıl ve kalpler için aşikardır.
Bu girizgah paragrafımızdaki hakikatlerin tamamını, yani;
- Allah’ın varlık ve birliği, olmazsa olmazlığı,
- Peygamberlerin, semavi kitapların ve bilhassa Muhammed Efendimiz(asm)'in ve Kur'an-ı Kerim’in varlığı ve hak olduğu,
- Ahiretin, meleklerin ve kaderin varlığı
gibi tekmil imani hakikatleri teferruatıyla www.seyrangah.tv sitemizde, peşin hükümlerinden sıyrılmış bir kalp ve akıl ve vicdan ile müşahede eden birisi, kati ve kesin delilleri ve hakikatleri iki kere iki dört eder bir katiyette bulabilir deyip, herkesi oraya ısrarla davet ediyoruz.
Gelelim İslamiyet ile herhangi bir “izm” arasında gidip gelme meselesine:
Bu pek mümkün değildir, yani burada bir hata vardır.
Çünkü İslamiyet bir bütün olarak iyice anlaşılır, idrak edilir, tahkiki imana ulaşmaya çalışılır ve bu konuda can tende olduğu müddetçe gayretle ve ihlasla kulluk vecibelerine riayet edilirse, Allah’ın yardımı ile sırat-ı müstakimde kalacağımız, Allah’ın, Kur'an’ın tamamında kullarına vaad ettiği bir husustur.
Öyleyse, Müslümanlık ile Hristiyanlık, Müslümanlık ile Yahudilik veya Müslümanlık ile diğer herhangi bir “izm” arasında hakiki bir Müslüman için gidip gelme olmaz. Belki hata bizdedir ki, Müslümanlığı tam anlayamamışız, eksik veya yanlış anlamışız, içimize sindirememişiz, hayatımıza tatbik edememişiz ve böylece ahir zamanın korkunç nefsani aldatmalarına ve şeytana karşı korumasız kaldığımızdan, bir takım hatalı yollara ve fikirlere kapılmışız olabiliriz.
Ayet-i kerimelerde mealen buyurulur:
“Muhakkak ki Allah katında yegane din, İslam’dır!..” (Al-i İmran, 3/19)
“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Sonra, inkar edenler Rablerine denk tutuyorlar!” (Enam, 6/1)
Bu ayetleri, Kur'an’ın tamamı ile beraber kısaca tefsir edersek;
“Hz. Âdem’den itibaren Allah’ın insanlara bildirdiği tek din İslam’dır. Devirlere göre şeriatlar değişmiş, ama iman esasları hep aynı kalmıştır.
İnsanlık kamil noktasına gelince de Son Peygamber (asm) ve Son Kitap olan Kur'an gelmiş ve Allah tarafından, tahriften korunarak kıyamete kadar hükümleri bütün insanlık için cari kılınmıştır.
Şeytanın işi de nefsini ve aklını, bilerek veya bilmeyerek ona teslim eden insanları yollarından saptırmak, hak dini bozmak ve insanları ebedi ateşe sürüklemektir.
Dolayısıyla nur, yani aydınlık birdir, tekdir, o da İslam’dır. Bunun dışından adı ne olursa olsun karanlıklardır, yani zulümattır. Zulümat bir değil sonsuzdur, İslam dışı her şey istisnasız zulümattır.
Nefsine ve aklına itimat ederek, “Bu böyle değil, bence böyle! Aklım bana bunu böyle yap diyor!” deyip İslam dışına çıkan kişi -maazallah- kendi nefis ve aklını Rabbine denk tutmuş ve müşrik, kafir olmuş oluyor.”
Bu ayeti ve kısa tefsirini ve bütün Kur'an’ı anlamaya çalışırken şu prensibi unutmayalım:
Bir söz söylendiğinde;
Evvela, mütekellime bakarız; yani sözü söyleyen kim? Dikkat edin, burada söz sahibi Cenab-ı Hak!..
Sonra muhataba bakarız; o da biziz, yani insan!
Bilahare maksada bakarız: O da bizim için ebedi kurtuluş reçetesi sunulması!
En sonunda da makama bakarız: O da Kur'an'ın belagati, fesahati, talakati, selaseti zaten 1.400 senedir apaçık ortada değil mi?
Öyleyse?
Bilmediğimiz bir patika yola giriyor olsak ve yolun başında meczup kılıklı biri bize: “Kardeşim sakın buradan gitme, ileride eşkıya var, seni hem soyarlar hem öldürürler!” dese, ne deriz? Yüksek ihtimalle, o yoldan hemen döneriz.
Aynen öyle de beş kuruş etmeyen dünyalık işlerimiz için, bir meczubun sözüne binaen yolunu çeviren biz, yukarıda sayılan bu kadar mübarek insan ve sarsılmaz delil karşısında nasıl olur da kayıtsız kalırız? Akıldan istifa mı ettik?
Dolayısıyla,
Allah’ımızın emirlerine, başta namaz, ihlasla uymak ve nehiylerinden kaçınmak için, kalben ve vicdanen hissederek, taakkul, tezekkür, tedebbür ve tefekkür ederek başta Kur'an ve tefsirlerini ve imanımızı arttırıcı eserleri okumalı ve izlemeliyiz.
Sonuçta hidayet Allah’tandır. Önce O’na iman edeceğiz ve talep edeceğiz ki hidayeti bize lütfetsin.
Yoksa, “Anlat bakalım, ikna olacak mıyım?” modunda talep edersek, Allah garanti ediyor ki ikna olmayacak!
Nitekim ayet-i kerimede mealen buyurulur:
“Hem içlerinden seni Kur'an okurken samimiyetsiz olarak dinleyenler vardır. Fakat kendileri anlamak istemediklerinden, bir ceza olarak biz de onu anlarlar diye kalplerinin üzerine perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Onlar zaten inanmıyorlardı, artık bu halleriyle bütün mucizeleri de görseler, yine ona inanmazlar! Hatta sana geldikleri zaman o inkar edenler, seninle mücadeleye kalkışarak: 'Bu Kur'an, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!' derler."
"Onlar hem insanları Kur'an'dan men ederler, hem de kendileri ondan uzaklaşırlar. Böylece ancak kendilerini helak ederler, fakat farkına varmazlar."
"Ateşe karşı durdurulduklarında ise, artık: 'Keşke biz dünyaya döndürülsek de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak!' dedikleri zaman onları bir görsen!” (Enam, 6/25-27)
İlave bilgi için tıklayınız:
- İslam'ın hak bir din olduğuna dair, Kur'an dışında gösterir misiniz ...
- İslam neden hak dindir?
- İslamiyet hak din ise, neden dünyada bu kadar çok inkar eden veya ...
- Hristiyan ve Yahudilere İslam dininin hak din olduğunu nasıl ...
- İslam, hak dini olmasaydı, yine de bugünkü gibi var olabilir miydi ...
- Allah isteseydi ilk gelen ilahi din tek din olabilirdi, ama neden üç ...
- Hristiyanlik ve Yahudilik gerçekten hak din miydi İslam'dan önce ...
- Herkes kendi dininin hak din olduğunu iddia ediyor. Bu durumda ...
- İslam'ın hak dini olmaması ihtimalini göz önünde bulundurmak ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Eski dinlerin tabileri nasıl isimlendiriliyordu? Onlara da Müslüman mı deniyordu yoksa Hristiyan Yahudi gibi isimler mi alıyorlardı?
- Oğlum Hristiyan oldu, ne yapmalıyım?
- Herkes kendi dininin hak din olduğunu iddia ediyor. Bu durumda insanlar doğruyu nasıl bulabilir?
- Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik dışında kitap gönderilmiş dinler var mı?
- Firavun boğulurken, "Ben de Müslümanlardanım." demişti. Buna göre Hz. Musa'nın dini İslam'dı. O hâlde bu Yahudilik nereden çıktı?
- Hristiyanlık ve Yahudilik tabirleri ne zaman ortaya çıkmıştır?
- Yahudiler ve Hristiyanlar ölmeden önce Hz. İsa'ya iman edecekler mi?
- Ehl-i Kitaba; Yahudi ve Hristiyanlara kafir demek doğru mudur?
- Uzak Doğu kültürleri ve inançları / dinleri nelerdir?
- İslam neden hak dindir?