Ayet ve hadislerin hükmü nuzül veya vurud nedeni ile sınırlı olamaz mı?

Tarih: 30.05.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ayet ve hadislerin vürud nedeninin hususî olmasının, herkes için geçerli umumi bir hüküm olmasına engel olmadığını ayet ve hadisler ile ispatlayabilir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

“Bir hükmün -ayet olarak- iniş veya -hadis olarak- vurud sebebinin hususî olması, onun herkes için geçerli umumi bir hüküm olmasına engel değildir.” şeklindeki kural, bir ayetin veya bir hadisin özel ifadesinden ziyade, İslam ve Kuran ruhuna uygunluğundan hareketle alimler tarafından benimsenmiştir. Örneğin; tefsir kaynaklarında

“Arkadan çekiştiren, ayıp kusur arayan, servet toplamış ve onu sayıp durmuş olan herkesin vay haline!” (Hümeze, 104/1-2)

mealindeki ayetin hususi nüzul sebebi olarak, mal ve servetinin çokluğuyla gururlanıp insanlarla alay ederek onların şahsiyetlerini zedeleyen Ahnes b. Şüreyk isimli bir müşrik hakkında indiği rivayet edilmiştir. (bk. Kurtubî, ilgili ayetlerin tefsiri)

Ancak ayetin ifadesi de hükmün umumi olmasına daha uygundur.

Demek ki, bu hususta sebebe değil lafzın ifade ettiği umumi manaya itibar edilir, dolayısıyla ayetin hükmünün de özel sebeple sınırlı olmayıp umumi sayılması gerekir.

Bu nedenle alimler, ayetin hem inişine sebep olan hadisenin veya Hz. Peygambere (asm) sorulan sorunun hükmünü açıkladığını, hem de benzer durumlarda uygulanacak hükmü bildirdiğini kabul etmişlerdir.

Meselâ, birbirine yakın tarihlerde hanımlarına zina isnat edip de bunu dört şahitle ispat edemeyen Hilâl b. Ümeyye ile Uveymir b. Ebyaz hakkında nazil olduğu rivayet edilen (Buhârî, Tefsir, 24/1-3) lian ayetinin (Nur 24/6) lafzı umumi olduğu için hükmü de eşine zina isnat eden herkese uygulanacaktır.

Zira özel bir sebebe bağlı olarak gelen ilahî hitapta şerî delil özel sebep değil şâriin lafzıdır ve bu lafzın umum ifade etmesi halinde hükmünün de umuma şamil olacak şekilde icrası gerekmektedir.

Diğer taraftan, ayetleri, sadece sebeb-i nüzûl olarak kabul edilen özel olay ve tarihi şartlarla sınırlı olarak ele almanın, ilahi mesajı genel ve ebedî maksatlarından uzaklaştıracağı, yorum zenginliğine de engel olacağını göz önünde bulundurmak gerekir.

Kur'an ayetlerindeki ilahi muradı daha doğru anlama noktasında ayetlerin iniş nedenlerini bilmek gerekli olmakla birlikte, bu meselede de ifrat ederek her bir ayet için iniş sebebi aramak doğru değildir. Zira ayetlerin inzaline sebep teşkil eden bu olaylar olmasa dahi Cenab- Hak bildirmek istediği “ilahi mesajı” yine inzal edecekti. Nitekim sebeb-i nüzul olmaksızın Yüce Allah’ın Resulüne vahiy ettiği birçok ayet mevcuttur.

Demek ki, ayetlerin daha doğru anlaşılmasında esbab-ı nüzûlden yararlanma yolunun açık tutulmasında fayda bulunmakla birlikte, esbab-ı nüzûl meseleleriyle gereğinden fazla meşgul olmanın;

- Kur'an'a bakış ufkunu daraltacağı,
- İlahî mesajı daha kapsamlı ve çözüm üretici bir şekilde ele alma imkânlarını kısıtlayacağı,
- Yeni problemleri Kur'an perspektifinden değerlendirme ve çözüme kavuşturma yolunu tıkayabileceği

gibi sakıncalar da gözden uzak tutulmamalıdır.

Bütün bu açıklamalar, hadislerin söylenme nedenleri için de geçerlidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Esabab-ı Nüzul nedir? Ayetlerin hepsinin iniş sebebi var mı ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun