Allah ceza vermekten vazgeçer mi?
- Maturidi mezhebine göre, Allah ceza vermekten vazgeçebilir, diyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
- Bu söz neye göre söylenmiştir?
- Bunun için bir delil var mı?
Değerli kardeşimiz,
Sizce olabilir mi böyle bir şey?
Va’d, söz vermek, genel manada, iyilik, kötülük, mükâfat ve tehdit her türlü söz verme; Allah'ın va'dettiğinin gerçekleşmesi anlamında akaid ve kelâm terimidir.
Kötülük veya tehdîd ifade eden söz vermelerde ise; "vaîd" denilir.
Cennet Allah'ın va'di, cehennem ise vâıd'dir.
- Bu konuda alimlerin farklı yorumları vardır.
Va’d ile vaîd arasında fark görmeyenler ve her iki konuda da Allah’ın sözünü yerine getirmesi gerektiğini söyleyenler vardır.
Bir de, va’d ile vâîdi ayrı görenler ve cezayı vermemek manasına gelen vaîdi yerine getirmemenin Allah için caiz olduğunu söyleyenler vardır. (bk. et-Teftazani, Şerhu’l-makasıd, 2/225-238)
- Hulfu’l-Vaîd (cezayı affetmek) Allah hakkında caiz olduğunu söyleyenleri desteklemek için şu delilleri göstermek mümkündür:
a) Va’de (güzel işe mükâfat verme sözünde) vefasızlık çirkin bir şeydir. Onun için Allah hakkında böyle bir şey düşünülmez. Çünkü bu adalet anlayışına terstir.
Hulfu’l-Vaîd (cezayı affetmek) ise, adaletten ikrama, ihsana intikal etmektir. Cezalandırmaktan affa gitmektir ki bu çok güzel bir şeydir ve Allah hakkında caizdir. (bk. Şerhu’l-Makasıd, a.g.y, Şeyh el-Useymini, Mecmuu’l-fetava, 8/220-221)
b) Kur’an’da yer alan “cezalandırma” sözü yalnız kâfirler içindir. Mükâfat sözü ise müminler içindir.
Buna göre, hulfu’l-vaîd (cezayı affetmek)i caiz görenler bunu müminler hakkındaki affı kastetmiş olabilirler.
Buna cevaz vermeyenler ise, bunu kâfirler hakkındaki affı kastetmiş olabilirler.
Bununla her iki grup alimlerin görüşlerini uzlaştırmak mümkündür. (bk. Şerhu’l-Makasıd, a.g.y; el-Useymini, a.g.y)
c) “Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; onun dışında, dilediği kimsenin günahını bağışlar.” (Nisa, 4/116) mealindeki ayette şirkin / küfrün dışında bütün günahların bağışlanabileceği ifade edilmektedir. Bu affın içinde büyük günahlar da dahildir. O halde katil gibi büyük bir günah da bunda dahildir.
Halbuki, bilerek haksız yere bir mümini katletmenin cezası ebedi cehennem olduğu bildirilmiştir. (Nisa, 4/93)
Bu da gösteriyor ki, imansız kabre girenler dışında, mümin olarak kabre girenlerin hakkettiği cezaları affedilebilir. Demek ki hulfu’l-vaîd caizdir. (bk. Ebu Talib el-Mekki, Kutu’l-Kulub,1/323)
d) Bir rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:
“Allah, sevap cihetiyle yapılan güzel bir amelle ilgili verdiği mükâfat sözünü, mutlaka yerine getirir. Günah cihetiyle yapılan kötü bir amelle ilgili verdiği cezalandırma sözünü ise dilerse yerine getirir, dilerse yerine getirmez.” (Ebu Ya’la, Müsned, 6/66; Ebu Talib el-Mekki, Kutu’l-Kulub,1/323; Ebu’l-Kasım et-Taberi, el-Lalekâî, Şerhu akaidi ehli’s-sünneti ve’l-cemaa, 6/ 1154)
Bu hadis rivayetinden de anlaşılıyor ki, hulfu’l-vaîd Allah hakkında caizdir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Suya ya da sirkeye dua okumanın hükmü nedir?
- İman kalbin marifeti (kalp ile bilme) midir?
- Hz. Musa’nın bir kişiyi öldürmesi nasıl açıklanabilir?
- Risaletle nübüvvet arasındaki fark nedir?
- Ölülerle tevessülün caiz olduğunu söyleyenler kimlerdir?
- Bu yaratılış sistemi neden?
- Öldükten sonra yeniden yaratılma nasıl olacak? İnsan vücudu çürüyecek, buna inanıyoruz...
- Ruhun ve ahiretin varlığını nasıl ispatlayabiliriz?
- Allah'ın kıskanç olduğunu haber veren rivayetleri nasıl anlamak gerekir? Efendimizin kıskançlıkla ilgili hadislerinde insana özgü nitelikler Allah'a verilmiş olmuyor mu?
- Mehdi ve mesih kavramları aynı şeyler midir; mesih ve mehdi ne demektir? Hz. İsa mesih ya da mehdi midir?