Zikrin esası Kur’an ayetlerinde mi yer alıyor?

Değerli kardeşimiz,

Zikir ve Kur'an

اَلاَ بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ

“Dikkat edin, kalpler ancak Allah'ı zikirle mutmain olur.” (Ra’d, 13/28)

Zikir, anmak ve hatırlamaktır. Zıddı ise gaflettir. Kur'an şöyle bildirir: “Unuttuğunda Rabbini zikret.” (Kehf, 18/24)

İnsan nefsi, unutmaya meyyaldir. Öte yandan;

- İmanının zayıf olması,
- Dünyanın cazibedarlığı,
- Fıtraten peşin lezzetlere yönelmesi,
- Geçim derdiyle yoğun meşguliyeti 
- ve magazin türü nefse tatlı gelen şeylerle oyalanması gibi sebeplerle insan dünyaya dalar gider. Onu bu gafletten kurtaracak olan, ancak zikirdir.

Zikrin esası Kur’an ayetlerinde yer alır. Ama belli kelimelerle belli sayıda, belli zamanlarda belli bir edep dâhilinde yapılan zikirler, tarikatların bir geleneği olup, tarikattan tarikata farklılık arzeder.

Hz. Peygamber (asm) “Zikrin en efdali la ilâhe illallahtır.” buyurur. (Tirmizî, Daavât 9; İbni Mâce, Edeb 55)

La ilahe illallah, Kur’anda da geçen bir ibaredir. (bk. Saffat, 37/35). Ayet ve hadise ittibaen tarikatlerin hemen tamamında bu zikir görülür.

Öte yandan “Ya Hayy, Ya Kayyum” pek çok tarikatte devam edilen zikirlerdendir. Bu ikisi Kur'anda Allah'ın esma-i hüsnasından bir ikili olarak yer alır. (Mesela bk. Bakara 2/255; Âl-i İmran 3/2 ve Taha 20/111)

Keza pek çok tarikatte çekilen zikirlerden bir olan حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ “Hasbünallah ve ni’mel vekil: Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir”, Kur'anî bir ibaredir. (bk. Âl-i İmran, 3/173)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet