Zekat ve sadakanın kabul şartları var mı?

Tarih: 06.03.2022 - 17:29 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Esasen her ibadetin birtakım şartları vardır. Bunlara gerekli olmasının şartları, ve geçerli olmasının şartları gibi bir de Allah katında makbul olmasının da şartları vardır.

Buna göre, zekâtı kimler verir, zekât ne kadar verilir, kimlere verilir gibi durumların yanında, bir de zekât, sadaka verirken ve diğer iyilikleri yaparken, bunun Allah katında makbul olmasının da bir takım şartları olduğu söylenebilir.

Nitekim, وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ Onlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. (Bakara, 2/3) mealindeki ayeti tefsir ederken Bediüzzaman Hazretleri, bu ayetin açıklamasında zekât ve sadakanın bir kısım inceliklerine dikkat çeker.

Sadakanın layıkı vecihle yapılabilmesi için bazı şartlar vardır:

- Sadaka verirken israf etmemek… Yoksa kendi muhtaç hâle gelir, verdiğinden dolayı kendini kınamaya başlar.

- Şundan alıp buna vermek şeklinde değil de kendi malından vermek.

- Minnet edip bir beklenti içine girmemek.

- “Verince fakir olacağım” diye korkmamak.

- Sadece maldan tasaddukta bulunmamak, ilmen, fikren ve fiilen de sadaka vermek.

- Alan kişinin bunu sefahette kullanmayıp nafakasında ve zarurî ihtiyaçlarında kullanması.

İşte bu nükteleri fehimlere ihsanda bulunmak, bu şartları hissettirmek için Kur'an “onlar tasaddukta bulunurlar” veya “onlar zekât verirler” demek yerine, “Onlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” demeyi tercih etti.

مِنْ  in tercihinde israfın reddine işaret vardır. Çünkü bu ifade, baziyet bildirir.(1)

  وَمِمَّا nın öne alınması kendi malından vermeye dikkat çeker.

رَزَقْنَا  "Rızık olarak verdik"

Bu ifade, minneti kesmeye işaret eder. Yani, “veren Allah’tır, sen sadece vasıtasın.”

Rızkı verenin Allah olduğunun hatırlatılması, “Arşın sahibi azaltır diye korkma.” manasına bir işarettir.(2)

 Neyi infak edeceklerinin belirtilmemesi, sadakanın ilim ve fikir gibi çeşitli şekillerde olabilmesine bakar.

 يُنفِقُونَ  "İnfak ederler"

Bu kelime "nafaka" kökünden gelmesi itibariyle, sadakayı alan kimsenin bunu nafakasında ve zarurî ihtiyaçlarında kullanmasına işaret eder.(3)

Demek ki, zekât ve sadaka veren kimseler, ayette işaret edilen bu inceliklere dikkat ettiği oranda, Allah katında o oranda makbul bir ibadet yapmış olur.

Dipnotlar:

1) Yani, onlar bütün mallarını vermezler, mallarından verirler.
2) Rivayete göre Peygamber Efendimiz (asm) Bilal-i Habeşi’nin yanına varır. Bilal’in yanında bir miktar hurma vardır. Peygamberimiz “Ya Bilal, bu ne?” diye sorar. Bilal, “Bunu size ikram için saklıyordum.” deyince Peygamberimiz şöyle der: “Bunun sana cehennem ateşinde bir duman olmasından korkmuyor musun? Ey Bilal, infak et, arşın sahibi azaltır diye korkma!” (Suyûti, Camiu's-Sağir, Hadis No: 1508).
3) Nursi, İşaratu’l-İ’caz, Bakara 3. ayetin tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun