Yöneticilerin yasaklarına karşı ne yapmalıyız?
İslam dünyasında bazı yöneticilerin yasaklarına mukabil ne yapmalıyız? Azerbaycan ve diğer Müslüman ülkelerde yöneticiler İslam karşıtı yasaklar getiriyorlar bunu laiklik ve diğer bahanelerle yapıyorlar. Ümmet bu durumda ne yapmalı, bizlere tavsiyelerde bulunur musunuz?
Değerli kardeşimiz,
Bu çok önemli ve hassas bir konu. Duyarlılığınız da takdire şayan. İslam dünyasında bazı yöneticilerin dini hareketlere ve eylemlere karşı tutumları, yasaklayıcı uygulamaları veya İslami değerlere karşı mesafeli yaklaşımları, birçok Müslümanın kalbinde üzüntü ve soru işaretlerine yol açıyor.
Bu tür durumlarda ne yapılması gerektiğine dair tavsiyeleri, Kuran, Sünnet ve alimlerin görüşleri ışığında değerlendirmek gerekir.
İşte bazı tavsiyeler:
1. İman, Sabır ve Basiret Üzerinde Sebat Etmek
İslami hassasiyetlerimize aykırı yasaklarla karşılaştığımızda, ilk adım olarak imanımızı, İslam'a bağlılığımızı ve sabrımızı korumalıyız. Kuran-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:
"Ey iman edenler! Sabredin, sabırda yarışın, birbirinize kenetlenin ve Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz." (Âl-i İmrân, 3/200)
Zorluk zamanlarında inancımıza daha sıkı sarılmak, ilk adımdır.
2. İlim ve Hikmetle Hareket Etmek
Tepkilerimiz duygusal değil, ilmi ve hikmetli olmalıdır. Cahillikle veya kontrolsüz öfkeyle verilen tepkiler, İslam’a zarar verebilir. Peygamber Efendimiz (asm) buyurur:
"Hikmet, müminin yitiğidir. Nerede bulursa onu alır." (Tirmizî, İlim 19)
İslam’a karşı getirilen yasaklara verilecek tepkiler de ilim, hikmet ve stratejiye dayalı olmalıdır.
3. İslami Değerleri Bireysel ve Toplumsal Hayatta Yaşatmak
Devlet yasaklasa bile bireyler olarak İslam’ı yaşamak bizim elimizdedir. Her Müslüman, kendi çevresinde örnek bir Müslüman olmalı; ibadetleri, ahlakı, dürüstlüğü ve sabrıyla İslam’ı temsil etmelidir.
"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a inanırsınız..." (Âl-i İmrân, 3/110)
Bu ayet, ümmetin her bir ferdine sorumluluk yüklüyor.
4. Zulme Sessiz Kalmamak – Ancak Fitneye Yol Açmadan
Zulüm karşısında susmak doğru değildir. Ancak bu, fitneye sebep olacak, insanların canına, malına zarar getirecek yöntemlerle değil; hukuk çerçevesinde, basiretli bir duruşla yapılmalıdır.
"Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Müslim, İman 78)
Eğer yasaklara fiilen karşı çıkamıyorsak, en azından içimizde buna rıza göstermemeli, dua ve tebliğ yoluyla mücadele etmeliyiz.
5. Dua ve İslami Uyanış İçin Gayret
Unutmayalım ki kalpleri değiştiren Allah’tır. Dua, Müslümanın en güçlü silahıdır. Ayrıca İslam’ı doğru anlatmak, insanları bilinçlendirmek ve toplumun manevî uyanışına katkı sağlamak da görevimizdir.
"Şüphesiz Allah bir kavmi, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez." (Rad, 13/11)
6. İslami Eğitim ve Gençlik Çalışmalarına Odaklanmak
Yasaklar varsa, alternatif yollarla (online platformlar, özel gruplar, bireysel eğitim) İslam’ı öğretmek, genç nesli bilinçlendirmek en etkili stratejilerdendir. Geleceğin toplumunu bugünden inşa etmek gerekir.
7. Uluslararası Dayanışma ve Medya Kullanımı
Dünya küçüldü. Zulümler artık saklanamıyor. Uluslararası İslami STK’larla iş birliği, medya araçlarını kullanarak halkı bilinçlendirmek ve baskıları gündemde tutmak da stratejik adımlardır.
Sonuç olarak Azerbaycan’da veya başka bir Müslüman ülkede İslam’a karşı yasaklar varsa, bu geçici bir durumdur. Allah’ın nuru tamamlanacaktır. Bizlere düşen: Sabrı kuşanmak, İmanı yaşamak, İslami değerleri öğretmek, Hukuk içinde mücadele etmek, Duayı ve ümidi terk etmemektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet