Yeni Müslüman olmuş kişilerin dinini gizlemesinin hükmü nedir? Bir yerde okumuştum, bir zaruret olmadan Müslüman olmadığını söyleyen gerçekten dinden çıkarmış...
Değerli kardeşimiz,
Bir insanın Müslüman olması için iman etmesi yeterlidir; diliyle söylemese bile o kişi Müslümandır. Ancak diliyle söylemesi onun Müslüman olduğunu anlamak içindir.
Nitekim Ammar (r.a) kendine yapılan zulüm ve cefaya maruz kalmıştı. Birgün yine ona aklını kaybedesiye, soluğu kesilinceye, derileri soyuluncaya kadar çok ağır işkence yaptılar. Putlarını hayır ile yâd etmedikçe bırakmayacaklarını söylediler. O da ölümden kurtulmak için onların istedikleri şekilde Lât ve Uzza lehinde zarûreten konuşmak zorunda kaldı. Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz doğruca Rasûlullah (asm) Efendimizin huzuruna vardı. Başından geçenleri ağlayarak anlattı. Efendimiz (asm) ona:
“Bu sözleri söylerken kalbini nasıl buldun?” diye sordu. O da:
“Kalbimde Allah’a imanda en ufak bir değişiklik olmadı.” dedi. Bu cevap üzerine Efendimiz (asm):
“Ammar’ı başından ayağına kadar iman kapladı. İman kemiklerine işledi.” buyurdu.(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/69-90)
Gözyaşlarını mübarek elleriyle sildi. Kalbde iman yerleştikten sonra diliyle zarûrete binaen söylemenin imana zararı olmadığını, hatta yine işkenceye ugrarsa aynı sözleri söyleyebilecegini ona şu âyet-i kerime ile müjde verdi. Meâlen:
“Kalbi imanla dolu olduğu halde inkâra zorlanan müstesna, inandıktan sonra Allah’ı inkâr edip gönlünü kafirliğe açanlara Allah’in gazabı vardır. Büyük azâb da onlar içindir.”(Nahl, 16/106)
Evet, gönlü imanla dopdolu olduğu halde, imandan sonra, imana ve hidâyete ulaştıktan sonra kim ki Allah’a küfrederse, göğsünü, kalbini küfre açarsa, kalbi küfürle açılırsa, kalbini kâfirliğe karşı açık tutarsa, işte onlar için de Allah’tan bir azap, bir gazap vardır. Büyük azap da onlar içindir. Ancak kalbi İslâm’la mutmain olduğu halde, kalbi imanla dolu, meşbu olduğu halde bir zorlamayla küfrü ikrar eden kimse bunun dışındadır. Böyleleri bundan müstesnadır.
Evet ciddi bir baskı var, ciddi bir zorlama, bir ikrah var, tehdit var, ölüm tehdidi, işkence tehdidi var ve böyle bir durumda o kişi karşısındaki zorlayanlara ben de sizin gibiyim, ben de sizin gibi inanıyorum diyen bir Müslüman bunun dışındadır. Kalbi imanla dolu olduğu halde, kalben mutmain olduğu halde, kalben küfre razı olmadığı halde dışardan, zâhiren, diliyle bunu söyleyen kimse bunun dışındadır. Onlar için bir sorumluluk yoktur diyor Rabbimiz.
Âyetin tefsiri sadedinde İmam Kurtubi der ki: Bir kimse öldürüleceğinden korkacak noktaya kadar küfür ve inkara zorlanacak olursa, kalbiyle dönmemek kayd u şartıyla kalbi imanla dopdolu olmak kayd u şartıyla diliyle inkarda bulunursa, küfür sözü söylerse bunun geçerli olmayacağını, onun küfrüne hükmedilemeyeceğini anlattıktan sonra İmam Malik'in ve İmam Şafi'nin görüşlerinin de bu istikâmette olduğunu zikreder. Âl-i İmrân sûresinin şu âyeti de bu hususa tanıklık etmektedir:
“Mü'minler, mü'minleri bırakıp kâfirleri dost edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur, ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi Kendisiyle korkutur, dönüş Allah'adır.”(Âl-i İmrân, 3/28)
İmam Kurtubi derki, takıyye ancak öldürülme yahut bir azanın kaybedilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalındığı zaman geçerlidir.
Evet, ikrar zorlama kişinin iradesini bitirir. İkrah karşısında tamamıyla ihtiyarı ortadan kalkan ve kendisinden isteneni yapmama gücü kalmayan bir kimsenin yaptıkları ve söyledikleri konusunda herhangi bir günah söz konusu değildir.
Evet, ciddi bir zor karşısında kalan bir mü’minin durumu böyledir, ama böyle değil de imandan sonra, iman şerefiyle şereflendikten sonra basit korkulardan, sudan sebeplerle imanını gizlemesi onu küfre götürmese de doğru değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. İbrahim'in Ay ve Güneşe önce Rabbim deyip, sonra batanları sevmem demesi, ismet sıfatıyla ters düşmez mi?
- Müslümanların kafirleri veli / dost edinmemesi ile ilgili ayetler nasıl anlaşılmalı? Bir Müslümanın, gayrı müslim bir devletin vatandaşlığına geçmesi de onu veli edinmesi midir?
- Bir hadiste Efendimiz (asm) ile bir cariye arasındaki konuşmada, cariyenin "Allah nerede?" sorusunuz, "Göktedir." cevabını veriyor. Bu hadisi yorumlar mısınız; Allah'a mekan isnad etmek olmuyor mu bu?..
- Namaz kılmamanın hükmü nedir? Namaz kılmayan küfre düşer mi, yoksa sadece günahkar mı olur?
- İş saatinde namaz kılmaktan dolayı hak geçer mi?
- Haram para ile kazanılmış bir ekmeği yerken besmele çekilebilir mi? Besmele ile haram işe başlamanın hükmü nedir?
- Bir kişi sağlığında malından mirasçılarından birine hediye edecek olsa, kişinin vefatında diğer mirasçıların bu payı isteme hakları olur mu?
- Hürmet-i müsâherede şehvetle dokunmanın, bakmanın ölçüsü nedir?
- Namazdan sonra dua etmek, Kur'an okumak bidat mıdır?
- Hz. Azrailin Hz. Ademin hamuru için farklı yerlerden toprak getirdiğini okumuştum. Bu konuyu açıklamanız mümkün müdür?