Yahudiler kıble değişikliğini biliyorlarsa, kıbleden çeviren nedir diye neden itiraz ediyorlar?

Tarih: 03.07.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bakara suresi 144. ayeti kerimede Allah teala şöyle buyuruyor:
"Şüphe yok ki ehli kitab (Yahudiler) onun (kıble değişikliğinin) rablerinden gelen gerçek olduğunu çok iyi bilirler."
- Fakat, Bakara suresi 142. ayeti kerimede de şöyle buyuruyor:
"İnsanlardan (bunların içinde Yahudiler de var) bir kısım beyinsizler onları yöneldikleri kıbleden çeviren nedir diyecekler."
- Sorum şu: Madem Yahudiler Kıble değişikliğinin Allah katından geldiğini biliyorlar, o zaman ''onları bulundukları kıbleden çeviren nedir'' diye niye soruyorlar?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İslam kaynaklarına göre Kâbe, Hz. İbrahim’den beri kıble idi. Kıblenin Kâbe’ye çevrilmesi üzerine Yahudilerin takındığı tutumu kınayan ayetlerde (Bakara 2/144-146) Ehl-i kitabın gerçeği bilmekte, fakat gizlemekte olduğunun ifade edilmesi, müfessirlerce bu hususun onlara gönderilen ilahi kitaplarda da teyit edildiği şeklinde yorumlanır. (bk. Mukatil b. Süleyman, Taberî, Kurtubî, ilgili ayetlerin tefsiri)

Bu kısa bilgiden sonra, birkaç noktaya dikkat etmekte yarar vardır:

a) Kıblenin değişikliğine dair itiraz eden sefihlerin Yahudi, Müşrik, kâfir şeklinde yorumlanmıştır. Eğer Yahudiler 142. ayette söz konusu değilse, sorudaki itirazın yeri yoktur.

b) Yahudiler ve Hristiyanların kıble değişikliğinin Allah’tan gelen hak olduğu kabul edilirse, burada bütün Yahudiler değil, bir kısım Yahudilerdir. Çünkü büyük çoğunluğun bir hakikati inkar edip saklaması çok zordur. (bk. Razi, ilgili yer)

Buna göre, denilebilir ki, Yahudilerden bazıları bunun hak olduğunu bildikleri halde, bunu açıkça itiraf etmemişlerdir. Diğer bir kısmı ise bunun gerçekten Allah’tan olup olmadığını bilmedikleri için itiraz etmişler. (Bakara, 2/144)

Bu üslup Kur'an’da çokça kullanılmıştır. Yani bir konuyu -kayıtlı olmasına rağmen- mutlak ve âm olarak zikredilmiştir. Bununla geçmiş ve gelecek nesillerin bağlantısına işaret edildiği gibi, önceki nesillerde yapılan suçların sonraki nesillerde de tekrar edildiğine dikkat çekilmiştir.

Bu ister Yahudilerin Tevrat’ta vasıflarını gördüğü Hz. Peygamberin (asm) hak peygamberliğini, ister buradaki kıblenin değişikliğini soruşturmuş olsunlar, her iki halde de Yahudilerin inkarları küfrü inadidir yani hak olduğunu bildiği halde inkar etmektir. Onun için bildikleri halde inkar etmekte beis görmezler. “Çocuklarını tanıdıkları gibi onun hak peygamber olduğunu bilirler, fakat inkar ederler.” (Bakara, 2/146) mealindeki ayette de onların bu inadi küfürlerine işaret edilmiştir. (bk. Maturidi, ilgili yer)

Özetle:

Yahudi ve Hristiyanlar, Hz. Muhammed Efendimizi (asm) kitaplarında gördükleri vasıfları sebebiyle tanıdıkları halde onu inkar ettikleri gibi, kıblenin Kudüs’ten Mekke’ye dönmesinin de Allah’ın emriyle olduğunu biliyorlardır. Buna rağmen, küfr-ü inadi ile bunu inkâr edip, Müslümanları tereddüde sevk etmek istiyorlardı. (bk. Maverdi, ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun