Tırnak altındaki kir abdest ve gusle mani midir?

Tarih: 29.12.2006 - 12:59 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Tırnağın altındaki hangi yapılar gusle veya abdeste engel olur; yani tırnağımızı hiç kirletmesek dahi tırnagın altında sarımsı bir tabaka oluşuyor, yani bunu bir şeyle temizlersek varlığını fark edebiliriz, bu gusule engel olur mu?
- Deriye yapışan maddeler ve vücut kirleri abdest ve gusle engel olur mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Tırnakları kesmek sünnettir, diyen olduğu gibi vaciptir diyen de olmuştur. Hanefî âlimlerinin kaydettiklerine göre, tırnak ve bıyık gibi bedende kesilmesi matlup olan şeyleri kırk günden fazla bırakmak caiz değildir. Böyle bir müddet ihmal eden kimse cezaya müstehak olur.

Şafiî alimlerinin görüşlerine göre de tırnak ve benzeri şeyleri kesmek sünnettir, vacip değildir.

Kesilmesi ister vacip ister sünnet olsun, tırnak altında kir ve toprağın bulunması namaz abdestinin ve gusül abdestinin sıhhatine engel değildir.

Yalnız hamur, mum ve benzeri bir şey olursa bunların temizlenmesi gerekir.

Peygamber Efendimiz (asm), tırnakların kesilmesini emreder, ama namazın iadesini emretmezdi. Tırnakların altındaki kir abdestin ve guslün sıhhatine engel olsaydı, mutlaka o halde kılınan namazın yeniden kılınmasını emredecekti.

- Deriye yapışan maddeler ve vücut kirleri abdest ve gusle engel olur mu?

Abdest konusunda olduğu gibi, gusülde de suyun deriye geçmesine engel olan maddeler önceden giderilmelidir. Aksi halde yapılan guslü yerine gelmemiş olur.

Örneğin, tırnak üzerinde kuruyup kalan hamur, sürülen oje ve benzeri maddeler, suyun alta geçmesine engel teşkil eder. Gusülden önce bunların giderilmesi gerekir. Yağlı boya niteliğinde olmayan normal kir, suyun geçmesini engellemez. Sabunsuz su ile yıkanan bir organda hâlâ kirin izine rastlanıyorsa, bu guslün yerine gelmesine engel sayılmamıştır. Çünkü su deriye nüfuz etmiştir. Ancak sünnete uygun olanı, bu tür kirleri iyice yıkadıktan sonra gusletmektir. Bu konuda şehirli ile köylü aynıdır.

Tırnak aralarına giren çamur, toprak da böyledir. Derici ve boyacının tırnaklarına ve tırnak altlarına bulaşan boya ve benzeri şeyler, suyun geçmesini engellerse de, ilim adamlarının çoğu bunda zorluk bulunduğunu dikkate alarak cevaz vermişlerdir. O halde bu konuda da zaruri (kaçınılması çok zor) halleri genel hükmün dışında tutmak gerekir. Çünkü Şer'î kaidelerde bu kapıyı açık tutmuştur.

Ama deriye yapışan balık pulu, çiğnenmiş ekmek parçası kuruyup suyun geçmesini engelliyorsa, o takdirde bunları gidermek lâzımdır. Çünkü bunlardan kaçınmak mümkündür, zarurî bir durum mevcut değildir.

Bunun dışında pire ve sinek pisliğinden genellikle kurtulmak mümkün olmadığı için, deri üzerinde yapışıp kalmaları gusle engel sayılmamıştır. Bununla beraber iyice yıkanıp temizlenmesi sünnet gereğidir. El-Muhit ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konuya yer verilmiştir.

Çiçek ve egzama gibi bir hastalıktan dolayı deri üzerinde meydana gelen kabuklar kabarık bir vaziyette olup kenarları deriye bitişikse, gusle mâni sayılmaz. Yıkandıktan sonra bu kabuklar kalkar ya da dökülürse guslü yeniden yapmayı gerektirmez.

Abdestte olduğu gibi gusülde de suyu gözlerin içine ulaştırmaya lüzum yoktur. Serahsî'nin Muhitinde ve Fetevâ-yı Hindiyye'de buna cevaz verilmiştir. (Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/50-51)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun