Kulak içi, saç dibi vs. gibi tendeki yağlı kısımlar gusül ve abdeste engel teşkil eder mi? Gusül öncesi sabunla bu kısımları temizliyorum, ama vesveseden kurtaramıyorum; bu da beni yıpratıyor.

Tarih: 04.04.2012 - 10:48 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Gusül abdestinde kulak temizliği, görünen yerlerdir. Bu bakımdan iç ve dış kısımda görünen yerleri yıkamak yeterlidir.

Gusül abdestinin geçerli olması için kulak kıvrımları dahil hiç bir yerin kuru kalmaması gerekir. Islak el ile kulak kıvrımları meshedildiği zaman kuruluk kalmıyorsa geçerli olur.

Vücutta oluşan yağ ve normal vücut kirleri gusle mani değildir. Kulak içi ve saç diplerinin yağlanması durumunda buraları sabunla yıkamak şart değildir.

Deriye yapışan maddeler ve vücut kirleri gusle mani olur mu?

Abdest konusunda olduğu gibi, gusülde de suyun deriye geçmesine engel olan maddeler önceden giderilmelidir. Aksi halde yapılan guslü yerine gelmemiş olur.

Örneğin tırnak üzerinde kuruyup kalan hamur, sürülen oje ve benzeri maddeler, suyun alta geçmesine engel teşkil eder. Gusülden önce bunların giderilmesi gerekir. Yağlı boya niteliğinde olmayan normal kir, suyun geçmesini engellemez. Sabunsuz su ile yıkanan bir organda hâlâ kirin izine rastlanıyorsa, bu guslün yerine gelmesine engel sayılmamıştır. Çünkü su deriye nüfuz etmiştir. Ancak sünnete uygun olanı, bu tür kirleri iyice yıkadıktan sonra gusletmektir. Bu konuda şehirli ile köylü aynıdır.

Tırnak aralarına giren çamur, toprak da böyledir. Derici ve boyacının tırnaklarına ve tırnak altlarına bulaşan boya ve benzeri şeyler, suyun geçmesini engellerse de, ilim adamlarının çoğu bunda zorluk bulunduğunu dikkate alarak cevaz vermişlerdir. O halde bu konuda da zaruri (kaçınılması çok zor) halleri genel hükmün dışında tutmak gerekir. Çünkü şer'î kaidelerde bu kapıyı açık tutmuştur.

Ama deriye yapışan balık pulu, çiğnenmiş ekmek parçası kuruyup suyun geçmesini engelliyorsa, o takdirde bunları gidermek lâzımdır. Çünkü bunlardan kaçınmak mümkündür, zarurî bir durum mevcut değildir.

Bunun dışında pire ve sinek pisliğinden genellikle kurtulmak mümkün olmadığı için, deri üzerinde yapışıp kalmaları gusle engel sayılmamıştır. Bununla beraber iyice yıkanıp temizlenmesi Sünnet gereğidir. El-Muhit ve Fetevâ-yı Hindiyye'de bu konuya yer verilmiştir.

Çiçek ve egzama gibi bir hastalıktan dolayı deri üzerinde meydana gelen kabuklar kabarık bir vaziyette olup kenarları deriye bitişikse gusle mâni' sayılmaz. Yıkandıktan sonra bu kabuklar kalkar ya da dökülürse guslü yeniden yapmayı gerektirmez.

Abdestte olduğu gibi gusülde de suyu gözlerin içine ulaştırmaya lüzum yoktur. Serahsî'nin Muhitinde ve" Fetevâ-yı Hindiyye'de buna cevaz verilmiştir.

Gusül abdesti alırken, örgülü olan saçların iç kısımlarının, kulaktaki küpe deliğinin ve yüzüklerin altının yıkanması gerekir mi?

Kadın guslederken kullandığı su saçlarının altına nüfuz ediyorsa, örgülerini çözmeye ve suyu ona tam nüfuz ettirmeye gerek yoktur. Hattâ örgülü bulunan saçlarının uçlarını olduğu gibi yıkanmadık bırakmasına cevaz verilmiştir. Ne var ki guslederken saçları iyice yıkamak guslün adabına daha uygundur. Sahih olan görüş budur. Hidâye, Muhit, Bahrirâik ve Fetevâ-yı Hindiyye'de de bu husus açıklanmıştır.

Ama kadının saçları çözük vaziyette ise suyun arasına girdirilmesi vâcibdir. Erkeklerin de suyu saç ve sakal arasına girdirmesi vâcibdir. Kadınlara özenip saçlarını örgüleyen erkekler, guslederken bu örgüyü çözüp suyu saçlarının arasına girdirmesi vâcibdir. Çünkü örgü kadınlara mahsus bir süstür.

Kulaktaki küpeleri, parmaktaki yüzüğü guslederken oynatmak ve böylece suyun alta nüfuz etmesini sağlamak vâcibdir. Delik bulunan kulakta küpe takılı olmadığı takdirde, suyun deliğin ön kısmına girmesini sağlayacak biçimde kulağı yıkamak gerekir. Bu hususta fazla bir külfete gerek yoktur. Bahrirâik, Bedayi' ve Fetevâ-yı Hindiyye'de de aynı husus açıklanmıştır.

Gusül abdesti alırken göbek çukurunu yıkamak gerekir mi?

Guslederken göbek çukuruna suyun girmesini sağlamak, bunun için parmağı kullanmak vâcibdir. Tabii bu konuda da fazla bir külfete katlanmaya gerek yoktur. Serahsî'nin Muhit'inde ve Fetevâ-yı Hindiyye'de buna açıklık getirilmiştir.

Sünnet edilmedik kalan derinin altına su girmeyecek olursa, Serahsî'nin El-Muhit'inde guslün sıhhatini bozmayacağı belirtilmiş; Tatarhaniyye'de bu görüşün muhtar olduğu kaydedilmiştir. Ancak ne var ki guslederken bu derinin altına su geçirmek müstehabdır. Fethulkadîr'de de aynı mesele anlatılmış ve böyle yapmanın müstehab olduğu açıklanmıştır.

(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: I / 50-52.)

İlave bilgi için tıklayınız:

Abdestli iken yellenme oluyor gibi vesvese geliyor ne yapmalıyım?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun