Sorgusuz sualsiz cennete girmek mümkün müdür?

Tarih: 10.02.2017 - 01:49 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eğer öyleyse sorgusuz sualsiz girmek için neler yapmamız gerekir?
(Kıyamette hesaba çekilen, helak olmuştur.) [Buhari] (Hesaba çekilen azap görmüş olur.) [Bezzar]
- Bu iki hadise göre hesaba çekilirsek amelimiz ne olursa olsun sıkıntı yaşayacağız hesapsız olarak sadece peygamberler ve evliyalar mı girebilir cennete günahımızın sıfır mı olması gerekir hesaba çekilmememiz için neler yapabiliriz? Birde bu konuyla ilgili şu menkıbe doğru mudur?
- Hz Ömer efendimiz vefat ettiğinde sahabi efendilerimizden birisi onu rüyada da göremez hale geliyor... Sonra aradan 6 ay geçiyor ve Hz Ömer efendimizi rüyasında görüyor... Ve soruyor efendim ne oldu da 6 ay boyunca rüyalarda bile görünmez oldunuz.... Hz Ömer efendimiz cevap veriyor... Tam 6 aydır hesap veriyordum…

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konumuza ışık tutacak bir ayetin meali şöyledir:

“Hesap defteri sağ eline verilen kimsenin hesabı kolayca görülür. Ve ailesine sevinç içinde döner.  Hesap defteri arkasından sol eline verilen kimse ise, yok olmayı ister. Alevli ateşe girer.” (İnşkak, 84/7-12)

Kur'an’da kullanılan “hisab” kavramı iki manaya gelir.

Birincisi, arz etmek, kişinin durumunu kendisine bildirmek. Diğeri ise, gerçek manadaki hesaba çekmek, sorgulamak anlamına gelir.

Hz. Aişe bu hususu şöyle açıklamıştır:

“Resulullah (asm): 'Kıyamet günü kim hesaba çekilirse azap görür.' diye buyurdu. Ben: 'Allah "Hesap defteri sağ eline verilen kimsenin hesabı kolayca görülür." buyurmuyor mu?’ dedim. 'Hayır.' dedi 'O arzdır (yaptıklarını ona arz etmek, hatırlatmak, bildirmektir). Kıyamet günü kim hesaba çekilirse azap görür.' diye buyurdu.” (Buharî, Rikak, 49; Müslim, Cennet,79 “h. No:2876)

Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber (asm) bu ayetlerde geçen “Hisab” kavramını iki şekil olarak anlamış ve açıklamıştır. Defteri sağından verilenler için kullanılan “hisaben yesîra” bir arz etme, bir bildirme, bir bilgilendirme, bir hatırlatma manasınadır.

Hesaptan söz edildiği zaman azaptan da söz edildiği Kuran’ın değişik ayetlerinde yer alan “hisab” kavramı, -açıkça ifade edilmezse de- hep defteri arka tarafından / solundan verilenler için söz konusu edilmiştir.

Bu sahih hadisten anlaşılması gereken budur.

Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki, Kur'an’da mutlak olarak kullanılan “hisab” kavramı, “hisab-ı asîr” diyebileceğimiz gerçek hesap, zorlu geçen ve akıbeti mutlaka cezayı gerektiren hesaptır. “Hisab-ı yesîr” ise, kolay hesap, kişiye durumu arz edilen, bilgilendirme manasına gelen ve sonu afla sonuçlanan bir hesaptır.

Hz. Aişe  şöyle anlatıyor:

“Peygamberimiz (asm)'in, 'Allah’ım! Bana hisab-ı yesîr (kolay hesap) ile hesap gör!' manasına gelen duasını işitince, 'Hisab-ı yesîr nedir?' diye sordum. O da: ‘Hisab-ı yesîr, kişinin defterine bakılıp da günahlarının affedildiği hesap demektir. Hesaba çekildiğinde ciddi sorgulamaya tabi tutulan kimse helak olur.' diye cevap verdi.” (bk. Ahmed b.Hanbel, 4/48; Hâkim,1/190)

- Hesapsız cennete gidenlerin olacağına dair sahih hadisler vardır. Onlardan bir rivayet şöyledir: İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (asm) şöyle buyurdu:

"Bütün ümmetler bana arzolunup gösterildi. Bir peygamber, yanına bir ümmet (kalabalık bir topluluk) alıp geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde birkaç kişilik bir toplulukla geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde on kişiyle geçiyordu. Bir peygamber, beraberinde beş kişiyle geçiyordu. Bir peygamber de yalnız başına geçiyordu. Ben uzakta büyük bir karaltı gördüm de:

- Yâ Cibril! Bunlar benim ümmetim mi diye sordum. O:

- Hayır değildir, lâkin şu ufka bak, dedi.

Ben oraya bakınca çok büyük bir karaltı gördüm. Cibril:

- İşte bunlar senin ümmetindir. Bunların yetmiş bin olan öncülerinin üzerinde hiçbir hesap ve azap yoktur, dedi…” (Buharî, Rikak,50; Müslim, İman, 374)

Özetlersek; insanların hesaba çekileceğini bildiren ayet ve hadisler genel bir ilkeyi, insanların büyük çoğunluğunun muhatap olacağı bir hususu ortaya koymuştur. Hiç hesap görmeden cennete gideceklerin olduğunu beyan eden hadislerde ise, özellikleri olan ve istisna teşkil eden çok az bir kısım insanların durumuna işaret edilmiştir.

Daha önce geçtiği üzere, Hz. Peygamber (asm)'in “Allah’ım! Benim hesabımı kolaylaştır.” manasına gelen duası, genel olan hesaba çekilme prensibine işaret ettiği gibi, -kendisini hesaba çekilmezler arasına koymaması da- Allah’a karşı takındığı edebini ve tevazuunu göstermektedir.

- Hz. Abbas’ın Rüyasına gelince:

Bu rüyaya İmam Gazali de yer vermiştir. Onun verdiği bilgiye göre, Hz. Abbas şunları anlatmıştır:

“Ben Ömer’in yakın dostu idim. Ölümünden sonra onu rüyada görmeyi çok arzu ettim. Kendisini ancak vefatından bir yıl sonra gördüm ki, alnından / yüzünden terleri siliyor ve şöyle diyordu: 'İşte şu an (hesabımdan) boşaldım. Eğer şefkat ve merhameti sonsuz olan (Allah) ile karşılaşmasaydım, az kalsın arşım / koltuğum devrilirdi (hayatım mahvolurdu).' " (İhya, 4/506).

- Aynı rüyayı az bir farkla İbn Sa’d ve Ebu Nuaym de zikretmiştir. (bk. İbn Sa’d, et-Tabakat, 3/286; Ebu Nuaym el-Isfahani, Hilyetu’l-Evliya, 1/54)

- Önce şunu belirtelim ki, bu bir rüyadır. İslami hükümlere bir merci olamaz. İkincisi, rüyanın tabire ihtiyacı vardır. “Nice rüyaların çirkin suretleri altında güzel manalar vardır.”

- Bu rüyanın bu tarzda görülmesinin bir hikmeti, gafil insanlara veya amellerine güvenenlere bir ders de olabilir. Yoksa, Hz. Ömer gibi dünyadayken cennetle müjdelenen bir kimsenin bir yıl boyunca -kabir / berzah aleminde- hesaba çekilmesi, makul görünmediği gibi, İslam’ın ruhuna da aykırı görünmektedir. Allahu A’lem...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun