Şizoid kişilik bozukluğu olana nasıl davranmalıyız?
- Övgülere ve eleştirilere kayıtsız kalan şizoid kişilik bozukluğuna sahip insanlara nasıl davranmalıyız?
- Şizoid kişilik bozukluğu nedir? Belirtileri ve tedavi seçenekleri nelerdir?
Değerli kardeşimiz,
Şizoid kişilik bozukluğu en kısa anlamı ile toplumsal ilişkilerden kaçınma ve kişilerarası ortamda duygularını kısıtlı gösterme, hatta gösterememe durumudur. Buna eşlik eden 7 özellik var. Bunlardan en az dördüne sahip olanlara "Şizoid" teşhisi konmaktadır. Bu 7 özellik şöyledir:
1. Ailenin bir üyesi olmak da içinde olmak üzere ne yakın ilişkilere girmek ister ne de yakın ilişkilerden hoşlanır.
2. Neredeyse her zaman tek başına etkinlikte bulunmayı yeğler.
3. Bir başkasıyla cinsel yakınlaşma duysa bile, çok az ilgi duyar.
4. Alsa bile, çok az etkinlikten zevk alır.
5. Birinci derece akrabaları dışında yakın arkadaşları ya da sırdaşları yoktur.
6. Başkalarının övgülerine ve yergilerine aldırmaz.
7. Duygusal olarak soğuktur, kopuktur ya da tekdüze bir duygulanımı vardır.
Kısaca Şizoid kişilik yapısına sahip olanlar, genellikle içe kapanık, sessiz, ketum, gergin, sıkılgan, utangaç, hassas, kaygılı, telaşlı, doğaya ve kitaplara meyilli, uysal, nazik, dürüst, mekanik ve monoton davranış gösterme, genellikle yalnız olmayı tercih etme ve sıradan kişilik özelliklerinin birçoğuna sahiptirler. Aynı zamanda oldukça entelektüel ve zeki insanlardır şizoidler.
Ancak yine de alanında yetkin bir ruh sağlığı uzmanının araştırma, inceleme ve gerekli testleri yaptıktan sonra tespit edeceği bir durumdur. Bunun dışında hiç kimse bu maddelere bakarak ne kendisine ne de bir başkasına "Şizoid" tanısı koyamaz.
Çoğu durumda, şizoid kişilik bozukluğunun nedenleri aile sorunlarına dayanmaktadır. Bireyin çocukluk döneminde aile arasında yaşadığı sorunlar sonucunda oluşan şizoid bozukluk; ailenin kayıtsız, soğuk, mekanik ve sevgisiz davranışlarına maruz kalan çocukları etkiler ve yetişkinlikte kendini göstermeye başlar. Özellikle tek çocukluk geçirmiş kişilerde görülen şizoid kişilik bozukluğu, anne ve babanın çocuğa karşı ilgisizliği, sevgisizliği ve soğukluğundan kaynaklanmaktadır. Şizoid bireyin ebeveyni tarafından tekrarlayan aksi davranışlar, sistematik dayaklar, odaya, banyoya hapsedilmeler, çocuğun benlik gelişimi için zedeleyici travmatik yaşantılardır.
Ayrıca kişiden kişiye değişen başka nedenleri de vardır. Örneğin; bireyin çocukluk döneminde yaşadığı çevredeki olaylar, ihmal ya da istismar gibi. Çocuk buna katlanamaz ve içine çekilir, sevgisiz, otoriter ve kavganın bol olduğu ev içi müdahaleler çocuk için dünyanın destekleyici değil, çok korku dolu bir yer olduğu izlenimini yaratır ve çocuk bir ego geliştiremez.
Ego geliştiremeyen çocuk hayal meyal hatırladığı o güvenli yere yani ana rahmine geri dönmek ister ve ömrü boyunca bu buzdan kale içerisinde yaşar.
Bu soruna sahip kişiler, insanlarla yakın bir duygusal bağ kurmazlar ve bilinçli bir düzeyde bu şekilde bağlanmaya gerek duymazlar. Başkalarıyla kurulacak duygusal bağlantılara cevap veremezler. Genellikle olumlu ya da olumsuz eleştirilere yanıt vermezler ve duygusal durumları genellikle değişmez. Bu yüzden etraflarındakiler tarafından soğuk olarak yorumlanırlar.
Tüm bu özellikler kişilik yapısının bir parçasını oluşturduğundan bu bozukluk yaşamın sadece belirli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.
Şizoid kişilik bozukluğu olanlara nasıl davranmak gerektiği sorusuna gelince:
- Çevrelerinde gerçekleşen olaylara karşı donuk ve kayıtsız görünecekleri için bireyler iletişim kurmakta zorlanmaktadır.
Bu çerçevede anlayışlı olunması, motive edici ve yapıcı şekilde davranılması gerekir. Bireyin travmatik olaylar yaşamaması, kavga ve tartışma gibi ortamlarda bulunmaması gerekir.
- Sosyal etkileşim eksikliği, şizoid kişilik bozukluğunun ana sorunudur.
Bundan dolayı onlarla birlikte daha fazla vakit geçirmek, onları sosyal ortamlara götürmek, spor, sanat, kültür etkinliklerine katılmalarını sağlamak, insanlarla iletişimlerini artırmak faydalı olacaktır.
- Sosyal ve duygusal olarak sağlıklı iletişim kurmakta zorlandıkları için bu onların okul, iş vb. başarısını etkiler.
Duygusal kütlük durumundan kurtulmaları için, onlarla duyguları hakkında konuşmak, duygularının gelişimini artırmaya çalışmak faydalı olacaktır. Mesela günün nasıl geçti değil de “Bugün okulda, işte, yolda neler hissettin.” veya “Şu an neler hissediyorsun.” gibi duygularını yükseltecek sohbetler yapmak onlara iyi gelecektir.
- Empatik değildirler. Karşısındaki kişinin duygularına karşı duyarsızdırlar, duygusal beklentilerine cevap vermezler; bu durum karşısındaki kişileri çileden çıkartacak, hatta kendileri ile ilgili bir sorun olduğunu düşünmelerini sağlayacak kadar ileri boyutta olabilir.
Bunun bilincinde olarak onlarla ilgili duygusal beklentilere girmemek, onları yanlış anlayıp, suçlamamak gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Çocukların ruh ve ahlak gelişimi için anne babaya düşen vazifeler nelerdir?
- Aldatma- Aldatılma Psikolojisi ve Aldatılan Eşlerin Nasıl Davranmaları Gerektiği
- Boşanmak isteyen çiftleri barıştırmak için ne yapmalıyız?
- Delirmekten, şizofren olmaktan korkuyorum?
- Çocukken cinsel istismara uğrayan nasıl bir yol izlemelidir?
- Sosyal medya bağımlılığından nasıl uzaklaşabiliriz?
- Çoklu kişilik bozukluğu (dissosiyatif kimlik bozukluğu) Kuran ile çelişmez mi?
- Stres ve İnanç
- İçimizde olan şefkat ve merhamet duygusunu nasıl daha da artırabiliriz?
- Baskı yapan, baskı mı görmüştür?