Şeytan imtihanın bir parçası mı, kötülük mecburi görevi mi?

Tarih: 24.10.2023 - 09:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

1) Şeytan Müslümanlara vesveseler vererek, günah işlemelerine vesile oluyor. Ve günah işlenmeden de Müslümanın Dünyadaki imtihanı olmamaktadır. Dolayısıyla, en basitinden bir Müslüman günah işler ve tövbe eder. Ve bu yüzden Allah'a daha da yakınlaşır. Bu en basit örneği vererek, şeytan Müslümanın dünya hayatındaki imtihanın bir parçası olmuş olmuyor mu?
- Şeytan Müslümanların baş düşmanı olmakla birlikte, Müslümanların imtihanının bir parçası mıdır veya bu imtihana ortak mıdır?
2) Ve şeytan Allah'a isyan ettiği için, dünyada kötülük yapmaya mecbur mu kalmıştır?
- Bu yüzden de kötülük şeytanın mecburi bir görevi midir?
- İnsanoğlu gibi şeytanın da kaderi var mıdır?
3) Bu konuları düşünmek dinen sakıncalı mıdır ve iman ile maneviyata zarar verir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1) Şeytan imtihanın bir ortağı değildir. Fakat imtihanın bir parçasıdır.

- Ortağı değildir, çünkü imtihan olanlarla birlikte imtihan olmuyor. Ancak, insanların imtihan sorularına doğru cevap vermelerini önlemek, onları yanlış yönlere sevk etmek için gösterdiği gayret onu imtihanın bir parçası haline getirmektedir.

- “Çoktan seçmeli” imtihan soruları imtihanın bir parçası olduğu gibi, bu sorulara yanlış cevap vermelerini sağlayan şeytan da imtihanın bir parçası gibidir.

- Hayatın zemininde sorulara cevap veren insanlar -onu gözle görmeseler de- şeytan onlara yaptığı telkin ve vesveseleriyle bir muallim, bir mürekkep, bir kalem rolünü kazandığı için de imtihanın bir parçası olabilir.

Kötülüğü ise bizzat İblis’in kendisi istemiştir:

“… ben de onları gözetlemek üzere senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım. Sonra onların gâh önlerinden gâh arkalarından gâh sağlarından gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın.” (bk. Araf, 7/12-17)

2) İnsanoğlu gibi şeytanın da elbette kaderi vardır.

- Kaderde olmayan hiçbir şey yoktur. “Biz her şeyi bir kaderle yarattık.” (Kamer, 54/49) mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir.

- Fakat kader ne insanların ne de şeytanların özgür iradelerini ellerinden almaz, onları iş yapmaya mecbur etmez. Çünkü kader ezelî ilmin bir nevidir. İlim sıfatı ise kudret sıfatı gibi zorlayıcı bir özelliğe sahip değildir.

Bir kimsenin bir şey yapacağını bilmek onu yaptırmaya zorlamak veya yaptırmak anlamına gelmez.

Bu husus sitemizde defalarca vurgulanmıştır.

Bununla beraber, öyle olursa ne şeytanın ne de insanın yaptıkları kötü işler sebebiyle ceza çekmemeleri gerekir. Zira, cebren iş yaptırmak failin iradesine engel vurmak demektir. Bu takdirde ise, mecburi olarak yapılan işlerin hepsi bir komplo manzarasını göstermiş olur. Bu ise, Allah’ın adaletine, Kuran’ın ayetlerine ve İslam’ın ruhuna tamamen aykırıdır.

Şeytanın Hz. Âdem’e (as) secde etmemesi, onun bütün isyanlarının kendi özgür iradesinin mahsulü olduğunu göstermektedir. Zira Allah onu serbest bırakmamış olsaydı, ilahî emrine hilafına hareket etmek onun haddine mi düşmüştü!

3) Konuların hikmetini öğrenmek için düşünmekte bir sakınca yoktur.

Önemli olan, şeytanın, bizi bilemeyeceğimiz konularla meşgul edip cehaletimizden istifa ederek bizi inancımıza aykırı çukurlara düşürmemesidir.

İmanımız kuvvetli oldukça şeytanın vesveseleri çok cılız kalır. İmanın kuvveti ise ilim ve amel ile olur. Amel de ibadetleri yerine getirmek ve günahlardan hatalardan sakınmakla olur. Amel ne kadar mükemmel olursa iman ve ilim de o kadar sağlam olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun