Peygamberimizin zamanına yakın bir zamanda Araplar içerisinden bir peygamber geldi mi?

Tarih: 20.02.2012 - 08:28 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamber Efendimiz (asm)´in zamanına yakın bir nebi yaşamış. Hatta onun kızı Rasulullah'a varıp (İhlas suresi için) "Babam da bu sözleri tekrarlardı." dediği bilgisi doğru mudur?
- O zaman, fetret devrinde hiç peygamber gelmemiştir, demek yanlış mı oluyor?
 - Halid bin Sinan peygamber miydi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Tarihi bilgiler içerisinde Hz. İsa (as) ile Hz. Muhammed (asm) arasında peygamber gönderilmediği ifade edilmektedir. Bu dönem de "fetret devri" olarak adlandırılmıştır.

Hz. Selman (radıyallahu anh) dedi ki:

 "Hz. İsa ile Hz. Muhammed aleyhimessalatu vesselam arasındaki fetret altı yüz senedir." (Buharî, Menakıbu'l-Ensar 53)

HÂLİD b. SİNAN: Hâlid b. Sinan b. Gays el-Absî (IV veya VI. yüzyıl [?])

Câhiliye döneminde yaşamış sâlih bir kişi.

Gatafân kabilesinin büyük kollarından birini teşkil eden ve cengâverlikleriyle meşhur olan Benî Abs kabilesine men­sup olduğu nakledilir. Yaşadığı dönem kesin olarak bilinmemektedir. Bazı riva­yetlerde milâttan önce, bazılarında mi­lâdî IV. yüzyılda veya Kisrâ Enûşirvân dö­neminde (531-579) yaşadığı söylenmek­tedir.

Kızının veya oğlunun Hz. Peygamber (asm)'le görüştüğüne dair rivayetleri dik­kate alarak, onun Resûl-i Ekrem'in doğu­mundan kısa bir süre önce yaşadığını söylemek mümkündür. Bir rivayete göre Hz. Peygamber, Hâlid b. Sinan'ın kendi­sini Medine'de ziyaret eden kızı veya oğ­luna, "Merhaba ey kardeşimin çocuğu!" diyerek iltifatta bulunmuş, bu kişi Re­sûl-i Ekrem'den İhlâs sûresini dinleyince, babasının da aynı şeyleri söylediğini ifa­de etmiştir. (Hâkim, II, 598-599).

Abs kabilesi mensupları, aralarında Hâlid b. Sinan gibi tevhid akidesine ina­nan ve Hz. Muhammed (asm)'in bi'setini haber veren bir kişinin bulunmasından dolayı iftihar ederlerdi. Yine bir rivayete göre Resûl-i Ekrem Medine'de kendisini ziya­ret eden Abs kabilesi heyetine Hâlid b. Sinan'ı sormuş ve onun hakkında, 

"Hâlid kavminin kaybettiği bir nebidir." demiştir (İbn Kesir, el-Bidâye, II, 212).

Ancak İbn Abbas'a atfedilen bu haber sahih hadis kitapla­rında yer almamaktadır.

Bu tür güvenilmez rivayetlerde ona is­nat edilen birtakım menkıbelere de rast­lanır. Bunlardan bazılarına göre Hâlid Necid, Hicaz, Hayber, Harretüleşcâ' gibi bölgelerden birinde gündüzleri yoğun duman çıkarıp, geceleri uzak mesafele­ri aydınlatacak kadar güçlü ışık veren, "nârü'l-harreteyn" (nârü'l-hadesân) adlı bir ateşe tapmaya başlayan kavmini tevhid inancına çağırmıştır.

Diğer bazı menkı­belere göre ise Absoğulları, peygamber­lik iddiasında bulunan Hâlid b. Sinan'dan bir mucize göstermesini isteyerek, kaya­lıklar arasından bir ateş seli akıtmasını teklif etmişler, istedikleri mucize zuhur edip ateş etrafı yakmaya başlayınca, bu defa onu söndürdüğü takdirde kend­sine inanacaklarını söylemişler, Hâlid de ateşi söndürmek için içine dalmış ve yanmamıştır.

Bu menkıbeleri nakleden kaynakların bir kısmı, Hâlid b. Sinan'ın Hz. Peygamber (asm)'den veya Hz. İsâ'dan önce Araplar'a gönderilmiş bir peygamber olduğunu kabul eder. Söz konusu rivayetleri sened ve metin açısından değerlendiren âlim­ler ise, Hâlid b. Sinan'ın Câhiliye devrinde yaşamış Kus b. Sâide. Ümeyye b. Ebü's-Salt, Varaka b. Nevfel gibi tevhid inancı­na bağlı (Hanif) sâlih bir kişi olabileceği görüşünü benimsemişlerdir.

Kur'ân-ı Kerîm'de Resûl-i Ekrem (asm)'e yakın bir za­manda Araplar'a peygamber gönderil­mediğinin bildirilmesi (es-Secde, 32/3), ayrıca bazı sahih hadislerde Hz. Peygamber'le Hz. İsâ arasında başka bir peygamberin bulunmadığına temas edil­mesi de (Buhârî, "Enbiyâ"', 48; Müslim, "Fezâil", 143, 144) bu görüşü teyit etmektedir.

Kelâm âlimleri, Allah'ın, pey­gamberlerini şehirliler arasından seçip gönderdiğini dikkate alarak, bir bedevî olan Hâlid b. Sinan'ın peygamber olama­yacağı görüşünü benimsemişlerdir. Muhyiddin İbnü'l-Arabî "Fusûsü'l-Hikem"de Hâlid b. Sinan'a bir bölüm ayırmıştır.

Hz. Peygamber (asm)'in Hâlid b. Sinan'ı tak­lit ettiğini ileri süren müsteşrik Caetani'nin bu iddiası ilmî dayanaktan yoksun­dur. Zira Caetani, bu hususta yukarıda bahsedilen rivayetleri esas almıştır ki, bunların güvenilmez olduğu bilinmekte­dir. Söz konusu iddia, Hz. Muhammed (asm)'in gerçek bir peygamber olduğunu kabullenememekten kaynaklanmaktadır.

(bk. Ahmet Önkal, T.D.V. İslam Ansiklopedisi, İSTANBUL, 1997, HALİD b. SİNAN mad., c. 15, s. 288.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun