Peygamberi seven, fakir mi olur?
- Bir hadis gördüm. Sahabilerden biri Peygamber Efendimize gelmiş ve onu çok sevdiğini söylemiş. Peygamber Efendimiz de ona fakir olmaya kendini hazırla demiş.
- Böyle bir rivayet var mı, varsa Efendimizi seven müminler zamanla fakirleşir mi?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, Hz. Peygamber (asm) Efendimizi sevenin fakir olacağı diye bir durum yoktur. Çünkü sahabeden zengin olan kimselerin olduğu bir gerçektir. Bunların Resulullah’ı (asm) aşk derecesinde sevdikleri de bilinmektedir. Nitekim cennetle müjdelenenlerden Hz. Osman, Hz. Abdurrahman b. Avf gibi zatların da bu zenginlerden olduğunu ve fakir düşmediklerini biliyoruz.
O hâlde, bu tür hadislerde geçen uyarıyı, müminlerin her zaman farklı bela ve musibetlerle imtihan edileceklerini, en büyük ve en şiddetli bela ve musibetlerin ise Allah’ın en değerli kullarına geleceğini haber vermek şeklinde anlamalıyız.
Nitekim bir hadis-i şerifte Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“İnsanlar içinde en ağır imtihana çekilenler peygamberlerdir. Sonra sırasıyla (rütbeleri) onları takip edenler, sonra onları takip edenlerdir.” (bk. Hâkim, el-Müstedrek, 3/343; Müsned, 1/172, 174, 180, 185, 6/369)
Demek ki, Allah ve Peygamber sevgisi arttıkça imtihan da artar. Böylece onun sabrı, tevekkülü, rızası ve memnuniyeti arttıkça, daha büyük manevi mertebelere vesile olur, terakki eder.
Ayrıca, Peygamber Efendimizin (asm) bu açıklaması, ilgili sahabiye özel bir durum olabilir. Efendimiz Allah’ın izniyle bu sahabinin böyle bir imtihana tabi olacağını bilmiş ve ona bu imtihan için hazır olması gerektiğini hatırlatmış olabilir.
İlgili hadis-i şerif şöyledir:
Abdullah İbni Mugaffel radıyallahu anh şöyle demiştir:
Bir adam, Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselama:
“Ey Allah’ın Resulü! Allah’a yemin ederim ki, ben seni seviyorum.” dedi. Resulullah o kişiye:
“Sen ne söylediğini iyi düşün?” buyurdu. Adam:
“Allah’a yemin ederim ki, ben seni seviyorum.” dedi ve bu sözünü üç defa tekrarladı. Bunun üzerine Resul-i Ekrem:
“Eğer beni seviyorsan, o hâlde fakirliğe karşı kendine bir zırh hazırla. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır.” buyurdu. (Tirmizî, Zühd 36)
Peygamber Efendimize (asm) gelerek, onu sevdiğini söyleyen sahabinin kim olduğu bilinmemektedir. Hadisimize benzeyen bazı rivayetlerden hareketle, onun Ebu Said el-Hudrî olduğunu ileri sürenler vardır.
Her müminin Hz. Peygamber (asm) Efendimizi sevmesi, mümin olmanın gereğidir. Bir sahabînin bu sevgisini özellikle vurgulaması ise, onun sevgideki ihlasını ve sevgisinin gereğini yerine getirmeye hazır olduğunu açıkça ortaya koyması anlamına gelir.
Hz. Peygamber (asm), kendisini sevdiğini açıklayan sahabiye, ne dediğini iyi düşünmesini söylemekle, sevginin gereğini hakkıyla yerine getirmenin zorluğunu ve bu yüzden başına gelecek güçlüklere, acılara, kederlere, birtakım bela ve musibetlerin hedefi olmaya hazırlanmasını hatırlatmıştır.
Peygamberler, her hususta olduğu gibi, bela ve musibetlere karşı sabır ve direniş göstermede de insanlığa örnek şahsiyetlerdir. Her peygamber, insanları Allah’tan uzaklaştıran, birtakım putları ilah edinen, menfaat ve çıkarcılık üzerine kurulu zulüm düzenlerine son vermek, yeryüzünde hakkı ve adaleti hâkim kılmak üzere gönderilmiştir.
Dolayısıyla, bütün emperyalist, baskıcı, sapık ve çıkarcı çevreler, zulme dayalı düzenleri yıkıp adalet esası üzere bir düzen kurmak için gelen tüm peygamberlere karşı çıkmış, onlara en çirkin hakaret ve en ağır işkenceleri yapmışlardır. Bu peygamberlere inananlar da aynı eziyet ve işkencelere maruz kalmışlardır.
İşte Peygamber Efendimiz (asm), kendisini sevdiğini söyleyen sahabiye bütün bunlara karşı hazırlıklı olma gereğini hatırlatmış bulunmaktadır. Bunları duyan sahabi, iman ve sevgisindeki samimiyetini ve ihlasını göstermek üzere, söylediği sözü bu defa Allah’a yemin ederek üç defa tekrar eder. Böylece kararlılığını ve bu yüzden başına gelecek her şeye, kısaca sevginin gereği ne ise onu yerine getirmeye hazır olduğunu açıkça belirtmiş olur.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm), o sahabinin başına gelecek ilk musibetin fakirlik olduğunu ve buna karşı bir zırh hazırlaması gereğini kendisine duyurur. Zırh, bilindiği gibi cephede düşmanla savaşan kimsenin, kendisini düşmanın darbelerinden korumak üzere giydiği çelik yelektir. Fakirlik, insanın başına gelebilecek musibetlerin en şiddetlisidir. Onun için fakirliğe karşı geliştirilecek irade âdeta çelik bir zırha benzetilmiştir. Bu zırh ise sabırdır.
Sabır zırhı sayesinde bütün musibetlere karşı konulup zafere ulaşılır.
Sabır, bütün peygamberlerin kuşandığı ve ümmetlerine tavsiye ettiği bir zırhtır. Fakirliğe karşı sabretmek ise, dünyayı ve dünyalığı öne geçirmeyen bir zühd anlayışı sayesinde mümkün olur.
Bütün peygamberler, ne kadar varlık sahibi olurlarsa olsunlar, ellerine ne kadar dünyalık geçmiş olursa olsun, hayatlarında zühdün en üstün ve en seçkin örneklerini vermişlerdir. Buna göre:
- Peygamber sevgisi, mümin olmanın gereğidir.
- Seven, sevdiğine sevgisini bildirebilir, fakat sevgi sözden ibaret değildir.
- Seven, sevginin gereklerini hareket ve davranışlarıyla yerine getirmelidir.
- Peygamberler, insanlar arasında bela ve musibetlere en çok uğrayanlar olup, onları seven ve onlarla birlikte olanlar da bundan hissesini alırlar.
- Sabır, fakirliğe karşı bir zırh olup dünya zevk ve menfaatlerini öne geçirmeyen bir zühd hayatı bu yolda başarılı olmanın temel şartıdır. (Riyazü's Salihin - İmam Nevevi Tercüme ve Şerh)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Hz. Peygamber sevgisinin delili nedir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. Peygamber sevgisinin delili nedir?
- HENDEK SAVAŞI
- Sa’d bin Ebî Vakkas (r.a.)
- Mirasçısının malını kendi malından daha çok seven kimdir?
- Sabırla ilgili hadisler var mıdır?
- Peygamberimiz, vefat ederken neden acı çekmiştir?
- "Allah, çok bela verdiği kişiyi hesaba çekmekten hayâ eder..." diye hadis var mıdır?
- Uhud
- Allah ve Elçisi eşit mi sevilir?
- RECİ` VAK`ASI