Mirasçısının malını kendi malından daha çok seven kimdir?

Tarih: 27.10.2021 - 15:35 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Peygamber Efendimizin, mirasçısının malını kendi malından daha çok sevenlerin kimler olduğunu sormuş daha sonra da bunu açıklamış diye bir şey duydum.
- Bu doğru mu, tamamı nasıldır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bir hadis rivayeti şöyledir:

Hz. Peygamber (asm), “Hanginize mirasçısının malı, kendi malından daha sevimlidir?” diye sordu. Sahabiler, “Ey Allah’ın Resulü! Hepimiz malımızı her şeyden fazla severiz.” dediler.

Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şöyle buyurdu:

“Kişinin kendi malı hayır yaparak önceden gönderdiği, mirasçısının malı ise, harcamayıp geriye bıraktığıdır!” (Buhârî, Rikak 12)

İnsanlar mal harcama veya saklama konusunda birbirinden farklıdır. Kimi vardır, eline geçeni yer içer veya muhtaçlara sadaka verir. Kimi de vardır, ne kendisine ve çoluk çocuğuna yeterince harcar ne de hayır hasenat yapar. Cimridir, pintidir. Beş kuruş harcamak istemez. Mal biriktirmeyi marifet sayar.

İşte Hz. Peygamber (asm) Efendimiz bu konuyu aydınlatmak üzere bir gün ashabına, mirasçısının malını kendi malından daha çok sevenlerin kimler olduğunu sormuştur. Onlar da meseleyi sonuç itibariyle ele alarak, herkesin kendi malını daha çok sevdiği cevabını vermişlerdir. Hz. Peygamber (asm) maksadını anlatmak üzere bir kimsenin kendi malı ile mirasçısının malının ne demek olduğunu tarif etmek suretiyle konunun bir kez daha düşünülmesini istemiştir.

Bilinen bir gerçektir ki, insan ne kadar zengin olursa olsun, öbür dünyaya nihayet bir kefen bezi ile uğurlanmaktadır; hiç kimse malıyla gitmemektedir. Hâl böyle olunca, herkesin kazandığı mal, netice itibariyle mirasçılarına kalmaktadır. Kazandığı malı yerli yerinde harcayamayan kimse, mirasçısı için mal biriktiriyor demektir. Onun da o malı nasıl değerlendireceğini Allah bilir.

Malını seven kişi, onu beraberinde götüren kişidir. Yani elindeki serveti sevap olarak ahirete taşıyabilen kimse, kendi malını gerçekten seven kişi demektir. Bu durumu anlatmak için halkımız “Ne verirsen elinle, o gider seninle.” diyerek, insanın hayatta iken bizzat yapacağı iyiliğin gerçek iyilik olduğunu anlatır.

Peygamber Efendimizin (asm) ifadesiyle, herkesin dünyadan nasibi, yiyip tükettiği, giyip eskittiği ya da tasadduk edip ahirete gönderdiğidir:

“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey Âdemoğlu! Yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Müslim, Zühd 3-4)

Nitekim Yüce Rabbimiz de bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:

“Ey iman edenler! Allah’a karşı saygılı olun ve herkes yarını için ne hazırladığına dikkat etsin!” (Haşr, 59/18)

Söz konusu bu hadis-i şerif, ölüm döşeğinde iken malının bütününü veya çoğunu sadaka olarak vermeye kalkan kimseye hitaben söylenmiş olan “Mirasçılarını zengin olarak bırakman, fakir bırakmandan senin için daha hayırlıdır.” (bk. Buharî, Cenâiz 36) hadisine ters düşmez. Çünkü hadisimiz, kişinin sağlığında yapması gereken iyilik ve yardımlarla ilgilidir. Buna göre:

- Malını seven, onu beraberinde ahirete götürebilendir. Yani hayatında iyilik yapabilen kimselerdir.

- İleride mirasçısının olacak malın bekçiliğini yapmak akıllıca bir iş değildir.

- Hadisimiz eldeki imkanların mümkün mertebe önceden ahiret azığı olarak gönderilmesini teşvik etmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun