Hz. Peygamber sevgisinin delili nedir?
- Abdullah b. Muğaffel radıyallahu anh’dan rivayete göre o, şöyle demiştir:
“Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme “Ey Allah’ın Resûlü! Ben seni gerçekten seviyorum.” dedi. Resûlullah, “O söylediğin söze dikkat et.” buyurdu. Adam tekrar “Ben seni gerçekten seviyorum.” deyince Resûlullah (s.a.v.), “Söylediğin söze iyi dikkat et, ciddi misin?” buyurdu. Adam da “Vallahi seni gerçekten seviyorum.” diyerek üçüncü sefer aynı sözü tekrar etti. Bunun üzerine Resûlullah, şöyle buyurdu: “Eğer beni seviyorsan fakirliğe karşı bir kalkan hazırla. Çünkü fakirliğin beni seven kimseye gelmesi, selin durak yerine akması gibi hızlıdır.” (Tirmizi, Zühd, 36)
Soru 1: Bu hadis-i şerifi nasıl anlamalıyız? Zengin bir insan ne kadar Resulullah'ı sevdiğini söylese de iddiasında yalancı mıdır?
Soru 2: Ateistler bu hadisi bahane ederek, Müslümanların fakir olmalarının sebepleri vardır. Belki de bir sebebi bu hadistir, diyorlar.
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, bu ve benzeri hadisler, fakirliği teşvik etmez, aksine, Hz. Allah'ı ve Onun Elçisini sevmenin, kişiye maddi zenginlik getireceği gibi bir hataya düşülmesine engel olmak içindir, bir uyardır. Yoksa Allah'ı ve Onun Elçisini seven herkesin fakir olacağı almanında değildir.
İlgili hadis için bk. Tirmizi, Zühd, 36, h.no: 2350.
Tirmizi, bu hadis için “hasen” demekle beraber, “garip” demiştir ki, garip bir nevi zayıftır. (Tirmizi, a.y.)
Bununla beraber, rivayete göre, Ebu Said el-Hudri, Hz. Peygambere (asm) yoksulluğunu şikayet etmiş. Efendimiz (asm) “Sabret, ya Eba Said! Kuşkusuz, fakirliğin beni seven kimseye gelmesi, bir selin vadinin yukarısından veya dağın tepesinden aşağıya akmasından daha süratlidir.” buyurmuştur. Ahmed b. Hanbel’in rivayet ettiği bu hadisin senedinin sahih olduğunu belirten Heysemi, ancak mürsel olma ihtimalinin olduğunu da bildirmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, h.no: 17984)
- Keza, Hz. Enes’in bildiğine göre, bir adam “Ya Resulallah! Ben seni seviyorum” dediğinde, Hz. Peygamber (asm) “O halde fakirliğe hazırlıklı ol!” buyurmuştur. Bezzar’ın rivayet ettiği bu hadis de sahihtir. (bk. Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, 17985)
İslam alimleri farklı hadis rivayetlerine dayanarak, bazıları zenginliğin, bazıları da fakirliğin daha faziletli olduğunu savunmuşlardır. Ancak, bu konuda zenginliği öven ayet ve hadislerin yanında fakirliği öven ayet ve hadisler de vardır. Mesela:
“Allah seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?” (Duha, 93/8)
“Eğer onlar fakir ise, Allah kendi lütfuyla onları zengin kılar.” (Nur, 24/32)
“Şeytan size fakirlik vadeder / fakirlikle korkutur...” (Bakara, 2/268)
mealindeki ayetlerde zenginlik fazileti ön plana çıkmıştır.
Meallerini verdiğimiz hadislerde ise -görüldüğü üzere- fakirliğin fazileti ön plana çıkarılmıştır.
Bu durum gösteriyor ki, fakirlik-zenginlik birer olgu olarak kendi başlarına daha üstün değiller. Sabır ve salih amelle birlikte fakirlik öne geçebildiği gibi, Allah yolunda harcama ve cömert davranmaya eşlik eden zenginlik daha öndedir.
Nitekim:
“Şüphesiz insan her konuda kendini müstağni / ihtiyaçsız gördüğü zaman azgınlaşır ve şımarık olur.” (Alak, 96/6-7)
mealindeki ayetlerde zenginliğin fitnesine dikkat çekilmiştir.
“Az kalsın fakirlik insanı küfre götürür.” (Beyhaki, Şuab, 2/486)
manasındaki bir hadiste ise, fakirliğin tehlikesine işaret edilmiştir.
Demek ki, zenginlik fakirlik farklı yönleriyle farklı konumda değerlendirilmiş olabilir.
Her ikisinin övüldüğü yerler yanında ikisinin tehlikelerine dikkat çekilen hadisler de vardır. Örneğin;
“Allah’ım! zenginliğin fitnesinden de sana sığınırım. Fakirliğin fitnesinden de sana sığınırım.” (Buhari, Daavat, 38)
manasındaki hadiste bu gerçeğin altı çizilmiştir.
O halde, zenginlik ve fakirlik tek başına kutsanacak bir şey değildir.
Özetle: Çalışıp kazanmak İslam’ın teşvik ettiği bir husustur. Ancak kazandığına kanaat getirmek İslam’da önemlidir.
Soruda geçen konulara gelince:
“Zengin bir kişinin kalbi Resulullah'ın aşkı ile dolduğunda bu kişi derhal fakir mi düşer?” sorunun cevabı “hayır” dır. Çünkü sahabeden zengin olan kimselerin olduğu bir gerçektir. Bunların Resulullah’ı (asm) aşk derecesinde sevdikleri de bilinmektedir. Hz. Osman, Hz. Abdurrahman b. Avf gibi zatların da bu zenginlerden olduğunu ve fakir düşmediklerini biliyoruz.
“Zengin olduğu halde Resulullahı sevdiğini iddia edenler yalancı mı oluyorlar?” şeklindeki sorunun cevabı da “hayır”dır. Çünkü tarih boyunca, canlarıyla, mallarıyla Allah yolunda cihad eden çok kimseler vardır. Bu fedakarlık bir sevginin karşılığıdır. Bundan daha samimi bir dava olamaz. Demek bu gibi insanların muhabbet iddiaları yalan değildir.
Bununla beraber, zenginlerden de fakirlerden de Allah ve Resulünü sevdiğini iddia eden bazı kimselerin bu iddialarında yalancı olmaları da mümkündür.
Demek ki, ilahi sevgi, Nebevi aşk zenginlik veya fakirlik pozisyonuna göre elde edilen bir şey değildir. Bunun önemli gerekçelerini, misallerini cevabımızda açıklamış bulunuyoruz. Nitekim, nice zengin müminler olduğu gibi, nice fakir kafirler de vardır. Bu işler mal-mülke bakmaz, kalbe bakar.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Fakirlik zenginlikten üstün müdür; zenginlerin de fakirlerden üstün ...
- Allah neden çok nimet verdikleriyle az verdiklerini bir arada yaşatıyor?
- Peygamberimizin sevdiği Müslüman nasıl olmalıdır ...
- Allah ve Peygamber sevgisini içimde nasıl arttırabilirim? Onlara olan ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kötü ölüm nedir?
- Tasavvufu reddetmek kişiyi ehlisünnet dairesinden çıkarır mı?
- Herkes ne için yaratıldıysa onun amelini işlemeye muvaffak kılınır, ne demektir?
- Allah’a yakınlık kazanmak ne demek?
- “Fakirler, cennete zenginlerden yarım gün önce, yani (dünya hesabıyla) beş yüz sene önce girerler.” Bu hadisi açıklar mısınız?
- Şunlar Lut kavminin kötü ahlakındandır, hadisi sahih mi?
- Allah ve Elçisi eşit mi sevilir?
- Hasan (r.a.)
- TEBÜK GAZÂSI
- "Dünyaya gönül verme (zahid ol) ki Allah seni sevsin. İnsanların elindekine göz dikme ki, insanlar seni sevsin" hadisi ne demektir?