Kötü ölüm nedir?

Tarih: 09.11.2020 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

"İyilik ömrü artırır, sadaka günahları giderir ve kötü ölümden korur." [Taberani]
- Bu hadis-i şerifte kastedilen kötü ölüm nedir?
- Îmansız ölmek mi? Yoksa yanarak, boğularak vs şekilde ölmek mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili hadislerden bazıları şöyledir:

"Sadaka kötü ölümü defeder." (Münavi, Feyzu'l-Kadir, 4/311, h.no: 5143)

İlgili rivayetin sahih olduğunu söyleyen alimler olduğu gibi, senedinde bilinmeyen bir ravi olduğu bildirilerek zayıf olduğunu söyleyenler de olmuştur. (bk. Münavi, Feyzu'l-kadir, a.y.)

“Sadaka vermek Rabbinin isyan edenlere karşı gazabını söndürür ve kötü ölümü de önler.” (Tirmizi, Zekat, 28)

Tirmîzî: Bu hadis bu şekliyle gariptir, demiştir.

Kaynaklarımızda "sûi hatime" ve "mîtetu's-sûi" olarak ifade edilen "kötü ölüm" hakkında farklı görüşler bulunmaktadır.

Bir görüşe göre insanın ummadığı ve elem veren ölüm türlerinin kastedildiği söylenirken, diğer bir görüşe göre kişinin kalbinin manevi yönden kötü durumdayken ölmesi kastedildiği ifade edilmektedir.

Kötü ölümden korunmak için Peygamberimizin (asm) yaptığı iki duası şöyledir:

“Allah'ım, yıkıntı altında kalmaktan sana sığınırım; yüksekten düşmekten sana sığınırım; suda boğulmaktan, yangından ve ihtiyarlıktan sana sığınırım; ölüm anında şeytanın beni çarpmasından sana sığınırım; senin yolunda savaşırken arkamı dönerek ölmekten sana sığınırım; yılan ve akrep sokarak ölmekten sana sığınırım.” (Nevevî, el-Ezkâr, s. 93)

“Allah'ım! Senden niyazım şudur ki, ömrümün en hayırlısı son demleri, amelimin en hayırlısı bitimi, günlerimin en hayırlısı da sana kavuştuğum gün olsun.” (Nevevî, s. 69; Heysemî, 10/110)

Aclunî, “Rabbim! Bütün işlerde akıbetimizi hayırlı kıl, bizi dünya mahcubiyetinden ve ahiret azabından koru.” şeklindeki bir duayı Hz. Peygamber Efendimize (asm) nisbet etmiş ve bunun hâtimetü’l-hayr yani son nefesi hayırlı vermek ile ilgili olarak nakledilen dua olduğunu söylemiştir. (bk. Acluni, Keşfü’l-ḫafâʾ, I, 180)

Kur'an’ın önerdiği kurtuluş (fevz) hem dünya hem de ahiret mutluluğunu amaçlamaktadır. Bunu sağlamanın temel ilkesi de iman ve salih ameldir.

Dünya hayatını bu ilkeye uygun olarak yaşayan bir mükellefin ebedî alemde de mutlu olacağını, imanı ve amel-i salihi konu edinen birçok ayet haber vermektedir.

Başta Kur'an-ı Kerîm olmak üzere bütün İslamî kaynaklarda, dünya ve ahiret mutluluğu anlamındaki kurtuluş samimi imana ve elden geldikçe iyi davranışa bağlanmaktadır. Ancak insanın başlangıçta iyi yolda bulunurken, daha sonra kötülüğe yönelmesi ve bu haliyle ebediyet alemine intikal etmesi mümkündür.

Bunun için kişinin ümitle korku arasında olması, yani Allah’ın engin rahmetine gönül bağlamakla beraber kendini güvencede görüp fazilet kazanma ve kemalini arttırma yolunda zaaf göstermemesi gerekir. Kötü sonuçtan korkma bu manada anlaşılmalıdır.

Kurtuluş dindarlığa, dindarlık da samimi inanç ve dürüstlüğe bağlı olduğuna göre, kurtuluş için önemli olan kişinin hayatı boyunca mümin ve dürüst kalmasıdır.

Son nefeste, ömür boyu izlenen yolun dışında lehte veya aleyhte beklenmedik gelişmelerin olması ve mesela söylendiği üzere şeytanın hile ve kurnazlığıyla imanın elden gitmesi düşünülemez.

Dindarlık bir hayat tarzıdır ve insanlar yaşadıkları hayata göre son nefeslerini verirler.

İlave bilgi için tıklayınız:

İbadetlere vadedilen netice ve sevaplara kavuşmanın şartları nelerdir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun