Panspermia ve yabancı gen evrime delil olur mu?

Tarih: 27.01.2023 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- https://youtu.be/RrTbXUULbdE Abi panspermia ve yabancı gen evrime delil olur mu?
- Bu videodaki iddialara ne olur cevap verir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Panspermia görüşüne göre, canlılık başka gezegende başlamış, o gezegenden de yeryüzüne gelmiştir.

Böyle bir düşünce, aslında yeryüzünde cansız maddelerden kendiliğinden canlılığın meydana geldiğinin ispatı mümkün olmadığı anlaşılınca, bu âlemin dışında, diğer gezegenlerde “nasıl olmuşsa olmuş bir canlı ortaya çıkmış olsun” dendi. O canlı yeryüzüne ulaşarak yeni ve farklı canlıların atası olabilir düşüncesi telkin edildi.

Yerküre uzayda saatte 108 bin km süratle Güneş'in etrafında döndürülüyor. Kendi etrafında da 24 saatte bir devir yapıyor. Bu kadar süratli hareket eden dünyaya çarpan cisim sürtünmeden dolayı binlerce derece sıcaklığa ulaşır. Böyle bir sıcaklıkta uzaydan canlılığın dünyaya ulaşması mümkün değildir. Daha dünyanın atmosferine girmeden, sürtünmeden dolayı yanar.

Kaldı ki, uzayın başka yerinde cansızdan kendiliğinden canlı nasıl ortaya çıkacak? Bunu yeryüzünde ispat edemedikleri için gözden uzak diğer gezegenlere havale ediyorlar.

Bu düşüncenin bilimsel bir değeri olmadığı için 40-50 yıl önce terk edildi. Gençler bunun geçmişini bilmedikleri için onlara yeni bir düşünceymiş gibi takdim ediliyor.

DNA veya RNA’dan canlılığın kendiliğinden meydana gelemeyeceği anlaşılınca XNA gibi bir molekülle ortaya çıkmış olabileceği ileriye sürülmeye başlandı. DNA veya RNA molekülleriyle canlılığın nasıl ortaya çıktığı ispat edilemezken, XNA gibi hayali bir molekülle canlılığın meydana geldiği nasıl ispat edilecek? Bu sadece insanın kendisini aldatmasından başka bir şey değildir.

ABİYOGENEZ DÜŞÜNCESİ

Bu görüş Milattan önce gündeme gelmiştir. Cansız maddelerden kendiliğinden canlıların meydana geldiğini ileri sürer. Stanley Miller 1950’lili yıllarda bununla ilgili bir deney yapar.  

Stanley Miller Deneyi

 Stanley Miller, ilkel atmosferin gaz bileşimi olarak kabul edilen gazları bir araya getirerek bazı aminoasitlerin sentezlenebileceğini göstermiştir.

Bir kimya öğrencisi olan Stanley Miller, 1953 yılında Şi­ka­go’da, metan, amonyak ve hidrojeni su içerisinde çözerek bir cam balona koyup elektrik deşarjına tâbi tutmuştur (Şekil 1).

Şekil 1. Stanley Miller deney düzeneği ile birlikte.

Miller, o devirde dünyada bulunması varsayılan karışımları ve enerji kaynaklarını kullanmıştır. Miller, ultraviyole ışınlarının yanı sıra atmosfer hareketlerinden dolayı ortaya çıkan şimşekleri, yani elektrik deşarjını enerji kaynağı olarak almıştır. Bu denemede 24 saat içinde birçok bileşiğin yanı sıra tabiatta çok bulunan üç aminoasit teşekkül etmiştir. Bunlar glisin, asparagin ve alanin’dir.

Stanley Miller Deneyinin Kritiği

Miller’in deneyi birkaç yönden tenkit edilmektedir.

1. Miller’in aletlerinin can alıcı kısmı, soğuk tuzaktır. Bu yapı kimyevi tepkimelerden hasıl olan ürünleri toplama ödevi görüyordu. Şayet soğuk tuzak kullanmamış olsaydı, o aminoasitler elektrik kıvılcımları tarafından parçalanacaktı. Halbuki Miller’in bu koruyucusuna benzeyen bir vasıta, ilkel yeryüzünde yoktu1-3.

2. 1980 yılından sonra literatürler, ilk dünya şartlarının zannedildiği gibi metal, kaya ve buzun homojen karışımı olmadığını, ilk atmosferin metan, amonyak ve hidrojenden meydana gelmediğini göstermiştir. Son çalışmalarla o zamanlar dünyanın çok sıcak olduğu, ergimiş nikel ve demir karışımından meydana geldiği belirtilir. O devirdeki atmosferde daha çok azot, karbondioksit ve su buharı karışımı olması gerektiği kanaati yaygındır. Hâlbuki bunlar, organik moleküllerin teşekkülü için amonyak ve metan kadar uygun değildir4.

3. Stanley Miller, ilk atmosferde oksijen bulunmadığını farz ederek, deneyinde oksijen kullanmamıştır. Çünkü oksijen, oksidasyon sebebiyle aminoasitlerin teşekkülüne mani olur. Halbuki fotoliz olayıyla su ve karbondioksitten oksijen açığa çıkmaktadır. Su ve karbondioksit, ultroviyole ışını tesiriyle parçalanır. Zira ilk atmosferde ozon (O3) tabakası olmadığından yeterli miktarda ultroviyole ışığının yeryüzüne ulaştığı kabul edilmektedir.

Fotoliz olayının formülle açıklaması:

H2O + UV fotonu è OH- + H+

OH- + OH- è H2O + O=

CO2 + UV fotonu è CO + O=

4. Canlı bünyesinde bulunan bütün proteinler levo (sol elli) aminoasitlerdir. Şimdiye kadar hiçbir canlıda dekstro (sağ elli) aminoaside rastlanmamıştır. Stanley Miller’in deneyinde hem levo hem de dekstro aminoasitler hasıl olmuştur. Hâlbuki dekstro aminoasitleri, canlı yapı ve fonksiyonunu bozucu tiptedir5.

5. Aminoasitler de cansız atomlardan meydana gelmektedir. Onlarda da hayat yoktur. Canlılık atom ve moleküllerin yapısında mevcut değildir. Ancak Allah’ın Hay isminin tecellisidir.

Sonuç Olarak

Bir kimya öğrencisinin 70 yıl önce yaptığı deneyle elde ettiği cansız birkaç amino asit molekülünün arkasına sığınarak, canlıların cansız maddelerden kendiliğinden meydana geldiğinin ispat edildiğini ileri sürmek, bilimsel bir davranış değildir. Bunu 5 madde de belirttik.

Kaldı ki, bu deneyin kuruluşu ve yapılışı kendiliğinden değildir. Bir insanın ilim, irade ve kuvvetiyle olmuştur. Böyle bir düzenek kendiliğinden meydana gelmediğine göre, âlemde bu olaylar nasıl kendiliğinden meydana gelmiş olacaktır?

Allah’ı devreden çıkararak kâinattaki varlıkları ve özellikle canlıların tesadüfen veya kendiliğinden meydana geldiğini açıklamak mümkün değildir.

Hâlbuki Allah kabul edildiği an işler o kadar kolay ve bilimsel olur ki, bunları yaşayarak görebiliriz. Mesela, her an insan, hayvan ve bitkiler âleminde, Allah, alınan besin elementleri olan cansız atomlardan canlı hücreleri yaratmaktadır. Erkeklerde milyonlarca sperm, dişilerde yumurta hücresi bunun açık delilidir.

Şimdi de Allah bitkileri, hayvanları ve insanları spermle yumurtayı yarattıktan sonra bunların döllenmesiyle ortaya çıkan zigot dediğimiz tek hücreden yaratıyor.

KAYNAKLAR

1. Bliss, R. B. and Parker, G. E. Origin of Life. Ca­lifornia. 1979. 
2. Demirsoy, A. Kalıtım ve Evrim. Meteksan Yay. No.11. Ankara. 1984.      
3. Miller, S.L. Production of Amino Acids Under Possible Primitive Earth  Conditions. Science, 1953, V ol.117.
4. Gribbin, J. Carbon Dioxide, Ammonia and Life. New Scientist.      Vol.94. May 13. 1982, p.143.
5. Tatlı, Â. Evrim ve Yaratılış. Beşinci baskı, 2017, 317 s.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun