Zalimin zulmü, mazlumun ahından hafif mi kalır?
- İmam Gazali'nin "Beddua eden mazlum o kadar ileri gider ki kıyamet günü zalimin zulmü mazlumun ahından hafif kalır." diye bir sözü var mı?
Değerli kardeşimiz,
İmam Gazali, senet ve kaynak vermeden haberde vardır ki diyerek şöyle der:
إن المظلوم ليدعو على الظالم حتى يكافئه ثم يبقى للظالم عنده فضلة يوم القيامة
Mazlum bir kimse muhakkak zalimin zulmüne karşılık verecek kadar beddua eder. Sonra kıyamet gününde zalimin hakkı onun yanında fazla bile kalır. (bk. Gazali, İhya, Dilin Afetleri Bölümü)
Bu haberi başka bir kaynakta bulamadık.
Sevgili Peygamberimiz (asm) müminlerin birbirine karşı yakışıksız konuşmalarını ısrarla yasaklamıştır. Allah Resulü, “Birbirine söven iki kişinin günahı, mazlum olan sınırı aşmadıkça ilk sövene aittir.” (Müslim, Birr, 68) buyurmuştur.
Buna göre, Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, birbirlerine hakaret edenlerden en büyük sorumluluk ve günahın bu çirkinliğin başlatana ait olduğunu ifade etmiştir.
Görüldüğü gibi Hz. Peygamber (asm), mazlum bir kimseye haddi aşmamak şartıyla karşılık verme hakkını tanımıştır. Ancak zalimin eziyetine karşılık ona lanet okumaya bir izindir. Ama bu izin de yapılan zulme eşdeğer olmalı, ondan öteye gitmez.
Böyle bir izin olmakla beraber, en faziletlisi karşılık vermemektir. Çünkü zalimin söylediği veya yaptığı derecede ona karşılık cevap vermek her ne kadar mübah ise de onun ötesine insanı sürükleyebileceği ihtimalinden dolayı en faziletlisi terk etmektir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- Zalime beddua etmenin sakıncası var mı?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İncittiğiniz insanın ve kırdığınız gönlün bedduasından korkun, sözü hadis mi?
- Zalime beddua etmenin sakıncası var mı?
- MAZLUM
- Bana yapılan zulümlere nasıl dayanayım?
- Ecel, yapılan bir duayla değişir mi?
- Büyük zulümler ve zalimler dünyada neden karşılık görmüyor?
- EL-MUKSİT
- Geçmişin intikamını almak günah mı?
- "Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira … " hadisinin anlamı nedir, açıklar mısınız?
- Din uydurulmuş mudur? Peygamberimiz neden beddua etmiştir?