Al-i İmran 55. ayet Hz. İsa'nın dünyaya inmesine mi bakar?

Tarih: 04.02.2023 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu ayet Hz. İsa'nın dünyaya inmesine mi bakar? Al-i İmran 55 ile ilgili sorular:
“O zaman Allah şöyle dedi: 'Ey İsa, şüphesiz seni öldürecek olan benim; seni kendime yükseltip kaldıracak, inkâr edenlerin içinden tertemiz çıkaracak ve sana tabî olanları Kıyamet gününe kadar inkâr edenlerin üstünde tutacak da (benim). Sonra dönüşünüz (de) yalnız bana olacaktır. İşte (o zaman), aranızda ihtilaf ettiğiniz şeylerin hükmünü ben vereceğim. ' " (Âl-i İmrân, 3/55)
- Bu ayet Hz. İsa'nın dünyaya inmesine mi bakar? Çünkü sana tabi olanları kıyamete kadar üstün kılacağım diyor ya, bu sefer şu sorular akla geliyor:
1) Bu o zamanki insanlar içinse eğer sana tabi olanları kıyamete kadar üstün kılınmaz, çünkü onlar ölmüş oluyor.
2) Yok eğer o tabi olanlar Hristiyanlar ise şu andaki ve önceki gerçekten tabi olmamış olurlar eğer tabi olmuş olsalardı Müslüman olurlardı Ali İmran 55 senin dinine tabi olanları kıyamete kadar inkârcılardan üstün kılacağım ifadesinde böyle geçiyor.
3) Sitede 2 yorum söylemişsiniz birisi hakimiyet olarak üstünlük olursa burada şöyle bir sorun çıkmaz mı: Önceki Yahudilerin yaptığı hata yüzünden Allah şimdiki Yahudileri Hristiyanlardan fakir ediyor.
4) 2.yorum olarak şeref mükafat gibi mana demişsiniz ama orada kıyamete kadar diye zikredilmesi -haşa- mantıksız olmaz mı?
- Tamamını cevaplar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Önce bu ayette geçen “Şüphesiz ben seni vefat ettireceğim ve kendime yükseltip kaldıracağım..” mealindeki cümle hakkında yapılan yorumları görelim:

a) Hasan-ı Basri, İbn Cüreyc ve İbn Zeyd’e göre, ayette geçen bu ifadeden maksat, Hz. İsa’nın ölmeksizin semaya kaldırılmasıdır. 

b) Rabi’ (b. Enes’e) göre, bundan maksat, uyku formatında bir nevi ölüme mazhar kılınarak semaya kaldırılmıştır.

c) İbn Abbas’a göre, bundan maksat Hz. İsa’nın gerçek ölümle vefat ettirilip semaya çıkarılmasıdır.

d) Ferra’nın yorumuna göre, ayette takdim ve tehir söz konusudur. Yani, “aslında önce semaya kaldırmak, sonra vefat ettirmek” şeklindedir. Bundan maksat, Hz. İsa’nın diri olarak semaya çıkarılmasından sonra (yeniden dünyaya döndüğünde) ölmesidir. (bk. Maverdi, ilgili ayetin tefsiri)

Bu ve daha geniş malumat için bk. Razi, ilgili yer.

e) Bu sorudaki çekingenin bir değeri yoktur. Zira, Hz. İsa’nın kıyamete kadar tâbilerinin olması, onun hayatta olmasını gerektirmez. Yaklaşık 1.500 yıldır vefat eden Hz. Muhammed (asm) Efendimizin de kıyamete kadar tâbileri vardır.

Cevap 2:

Burada kastedilen Hristiyanlardır. Müslümanlardan salih kimseler gibi fasık kimseler de olduğu gibi, Hristiyanlarda da bu iki tip insan vardır. Ayette onların iman bakımından diğer bütün insanlardan daha üstün olacağından ziyade, genel güç bakımından diğerlerinden üstün olacağına işaret edilmiştir. Nitekim dünyanın şu andaki manzarası da bu gerçeği onaylamaktadır.

Ayrıca, Hz. İsa’ya tabi olanlardan maksat, teslis akidesini bırakıp tevhit inancını esas alanlardır. Hz. İsa’nın “Allah’ın kulu ve resulü” olduğuna iman edenlerdir.

Bununla beraber, Kuran terminolojisinde Müslümanlar için “kâfir” ifadesi kullanılmaz. Bu sebeple, ayette yer alan “sana tabi olanları kıyamet gününe kadar inkâr edenlerin / kâfir olanların üstünde tutacağım / üzerine çıkaracağım.” mealindeki ifadenin içerisinde Müslümanlar yoktur. Burada kastedilen, en kuvvetli ihtimalle, Hz. İsa’yı inkâr eden Yahudilerdir. Tarih bu konuyu da desteklemektedir. (krş. Razi, Meraği, ilgili yer)

Nitekim İbn Aşur gibi bazı âlimlere göre, buradaki müminlerden maksat, Hz. İsa’ya iman eden havariler ve onlar vasıtasıyla iman eden diğer İsevilerdir. Buradaki kâfirler de Hz. İsa’ya iman etmeyenlerdir. (bk. İbn Aşur, ilgili yer)

Cevap 3:

Kuran’da birçok yerde öncekilerin suçuna değinilerek sonrakilerin cezasına vurgu yapılmıştır. Kur’an nazarında fikir yelpazesi önemlidir. Daha sonra gelenler de cezayı hak eden suçları kesin olmakla beraber, ondan söz edilmeyip bu kolektif şuurun veya şuursuzluğun sosyolojik boyutu nazara verilmiştir. Mesela:

“Ey Ehl-i kitap! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut cumartesi yasaklarını çiğneyen kimseleri lânetlediğimiz gibi onları da lanetlemeden önce, sizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz kitaba iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir.” (Nisa, 4/47)

mealindeki ayette daha önceki Yahudilerin durumu nazara verilerek, sonraki /o andaki Yahudilerin de aynı cezaya çarpılabileceklerine dikkat çekilmiş ve böylece ferdi suçlardan ziyade, nesil olarak kolektif şuur altında bulunan küfr-ü inadiye işaret edilmiştir.

Cevap 4:

Bu yorum da kaynaksız değildir. Lakin başka bir yorum da şöyledir:

Hristiyanlar, başta Yahudiler olmak üzere (Müslümanlar hariç) diğer insanlara karşı delil, hüccet ve burhan cihetiyle üstün olurlar.

Bir diğer yorum da şöyledir:

“Bu üstünlük, (özellikle Yahudilere karşı) ya ahlak, hakka yakınlık, batıldan uzaklık, güzel edep gibi dini yöndendir ya da dünyevi açıdan olup hakimiyet yönündedir.” (bk. Tefsiru’l-Menar, Meraği, ilgili yer)

Daha orijinal bir yorum ünlü dil uzmanı Nahhas’a aittir:

“Sana tabi olanları kıyamet gününe kadar -hüccet ve burhanla / ilmi istidlal metoduyla- inkâr edenlerden üstün kılacağım.” mealindeki cümle Hz. Muhammed (asm) Efendimize hitaptır. Ve bir cümle-i istinafiyedir, yani yeniden başlangıç cümlesidir, önceki konuya ait değildir. (bk. Kurtubi, ilgili yer)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun