İlk inen ayetler hakkında açık çelişki nasıl açıklanabilir?

Tarih: 30.01.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İlk inen ayet Alak ayetleri denilse de derine bakıldığında açık bir çelişki gözükmektedir, buna tatmin edici bir cevabı ne tefsir kaynaklarında, ne sitenizde ne de internette bulamadım, lütfen yardım eder misiniz?
- Evvela, Buhari ve Müslim’in sahihlerinde peygamberin Hira’dan dönüşte Cebrail'i gördüğü ve Hz. Hatice’nin yanına gittikten sonra Müddessir suresinin ayetlerinin indiğini açıkça belirtir. (Bkz: Buhari. Tefsirü Sureti! Müddessir, bab, 1 - 3; Müslim, İman, hadis no, 257; Ahmed, Müsned, 3/306, 392)
- Bu rivayetlere dayanarak Yahya b. Ebi kesir, Ebu Seleme ve Cabir ilk inen ayetlerin cumhurun aksine Müddessir suresinin ayetleri olduğunu rivayet etmişlerdir. (Taberi, Mudessir Suresi)
- Fakat Hz. Aişe'den gelen sahih başka rivayette de ilk inen Alak ayetleri olduğu belirtilir.
- Bu açık bir çelişki değil midir? Nasıl açıklarsınız?
- Bu hadisler ne cem ve telife gelir ne de tercihe. Çünkü iki hadis de sahihtir ve tenakuz içermektedir. Bu hadisleri birlikte nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sahih ve güvenilir hadisler arasında gerçek bir çelişki yoktur. Bu nedenle, aralarında çelişki varmış gibi zannedilen bazı hadisler gördüğümüzde, bunların mutlaka bir açıklamasının olduğunu ve hemen reddetmenin doğru olmayacağını bilmeliyiz.

Soruda da geçtiği üzere, hadis, tefsir ve siyer kaynakları Kur'an’ın ilk indirilen vahyinin hangisi olduğuna dair iki rivayet aktarmışlardır.

İlk rivayete göre Kur'an’ın ilk inen vahyi Alak suresinin ilk beş ayetidir.

İkinci rivayete göre Kur'an’ın ilk inen vahyi Müddessir suresinin ilk ayetleridir.

Alimlerin çoğuna göre, Alak suresinin ilgili ayetleri ilk sırada ve Müddessir suresinin ilgili ayetleri ikinci sırada inen ayetler olmalıdır.(1)

Hz. Cabir rivayetinde geçen “İlk olarak Müddessir suresinin ayetlerinin indiği” ifadesi, vahyin kesilmesinden sonra inen ilk ayetler olarak anlaşılması daha uygundur. Nitekim yine Hz. Cabir’den gelen bir diğer rivayete göre Müddessir suresi fetret-i vahiyden sonra inmiştir.(2)

İmam Suyuti’nin bu konudaki açıklamaları, diğer alimlerin de değerlendirmelerini yansıttığı için, onun maddeler halindeki açıklamalarını kısaca özetlemek istiyoruz.

Suyuti, Hz. Aişe ile Hz. Cabir’den gelen iki rivayetin birkaç şekilde telif edilebileceğini belirtir:

1. Hz. Cabir’e, “İlk inen Kur'an ayetleri hangisidir?” diye sorulan soru, tam veya bütün halinde vahyedilen ilk sureye dairdir. Cabir’in bu soruya verdiği cevap Alak suresinin tamamı nazil olmadan önce bir bütün halinde inen ilk surenin Müddesir suresi olduğunu belirtmeye yöneliktir. Cabir rivayetinde geçen; “Hira’da bana gelen melek” ibaresi Alak rivayetinde geçen meleği kastetmektedir.

2. Cabir’in “ilk nazil olan ayetler” ile ilgili ifadesi, vahyin başlangıcına değil, fetret-i vahiyden sonrasına mahsustur.

3. Alak suresi 1-5. ayetler “nübüvvet bağlamında”, Müddessir suresi 1-3. ayetler ise “risalet bağlamında” ilk nazil olan Kur'an vahiyleridir. Dolayısıyla önce nübüvvet, sonra risalet başlamış, Müddessir suresi de inzarı başlatmıştır...

4. Cabir rivayetinde sözü edilen öncelikten maksat, vahyin nüzulünden önce vuku bulan bir hadise üzerine gelen ilk ayetlerdir. Nitekim Müddessir suresinin ilk ayetleri, Hz. Peygamber (asm) Efendimizin Hira’da yaşadığı ilk vahiy tecrübesinden duyduğu korku üzerine eve gelip örtüye bürünmesi üzerine nazil olmuştur. Alak suresinin ilk ayetleri ise herhangi bir nüzul sebebi olmadan nazil olmuştur.

5. Cabir: “Müddessir suresi ilk nazil olan Kur'an vahyidir.” derken, bunu Hz. Peygamber’den (asm) naklettiği rivayetten hareketle değil kendi içtihadıyla söylemiştir. Bu yüzden, ilk Kur'an vahyinin Alak suresinin başındaki ayetler olduğu bilgisini içeren Hz. Aişe rivayetinin Hz. Cabir rivayetine öncelenmesi gerekir.(3)

Bu açıklamalardan edindiğimiz kanaatimiz şudur ki, ilk nazil olan Alak suresinin ilk ayetleridir. Özellikle “oku” emriyle başlaması çok güçlü bir münasebete işaret olduğu söylenebilir.

Kaynaklar:

1) Taberî, Câmiu’l-Beyân, Kahire 2001, XXIII, 403; Salebî, el-Keşf ve’l-Beyân, X, 69; Vâhidî, Esbâbu’n-Nüzûl, s. 12; Fahreddîn er-Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, Lübnan 1981, XXX, 190; İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azim (thk. Muhammed Sellâme), Riyad 1997, VIII, 262; Zerkeşî, el-Burhân, I, 144; Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, XV, 63.
2) Salebî, el-Keşf ve’l-Beyân, X, 69; Vâhidî, Esbâbu Nüzûl, s. 12; Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, XXX, 190; İbn Kesir, Tefsîru’l-Kur’ân, VIII, 262; Zerkeşî, el-Burhân, I, 144.
3) Suyûtî, el-İtkân, I, 78-80; İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, VIII, 678-680; Aynî, ‘Umdetu’l-Kârî, XIX, 266.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun