Müslüman, Tevrat ve İncil yakabilir mi?

Tarih: 01.02.2023 - 09:39 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Müslüman ahlakı nedir, Peygamberlere, Tevrat ve İncil gibi kitaplara bakış açısı nasıl olmalı?
- Bir Müslüman, Tevrat ve İncil yakabilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Müslüman ahlakı Kuran’dan süzülmüştür ve Kuran’ın fiilî uygulaması olan, Peygamber (asm) Efendimizin hayatını referans almıştır. Zaten Hz. Aişe validemizin ifadesiyle Efendimizin ahlakı “Kuran ahlakı”ndan başka bir şey değildir. Öyleyse Kuran’a ve Efendimizin hayat tarzına aykırı olan uygulamaları İslamiyet’e ihale etmek zulümdür ve böyle davranan Müslümanların tutarsız hareketleri ancak kendilerini bağlar.

Müslüman yalan söylemez, insanları aldatmaz, başkalarının hukukuna tecavüz etmez, imanı ve kulluğu gereği Allah ile münasebetlerine hassasiyet göstermekle sorumlu olduğu gibi, “hukuk-u ibâd” tabir edilen insanların hak ve hukuklarına da riayet etmek mesuliyetini taşımak zorundadır.

Anne babasından, eş ve çocuklarına, komşusuna, münasebet kurduğu bütün insanlara karşı nasıl bir davranış biçimi sergilemesi gerektiğini İslamiyet, kendisine mensup olanlara Kur’an ve Sünnet mürşitliğinde ders vermiştir; hatta Müslüman olmayanlara karşı da İslami ahlak ve uygulamalar çerçevesinde emir ve tavsiyelerde bulunmuştur.

Örneğin zimmî tabir edilen Müslümanların himayesine girmiş gayrimüslimlere, gayrimüslim olduklarını dahi hissettirmek yasaklanmıştır. Efendimiz (asm),

 “Kim zimmî birine eziyet ederse ben onun hasmı olurum.” (el-Münâvî, Feyzü'l-Kadir, 6/19, hadis no: 8270.)

diyerek, başka dinden olanlara da Müslümanın zarar veremeyeceğini, kalbini kıramayacağını, fena ve kötü davranışta bulunamayacağını kesin bir ifade ile beyan buyurmuştur.

Öteden beri biz Müslümanlar, gayrimüslimlerle ancak din, namus, nesil, vatan gibi mukaddesatımıza ve hak ve hukuklarımıza tecavüz ihtimali doğduğunda savaşmışız, bunu da işgal mantığıyla değil cihad şuuruyla ifa etmişiz ki Peygamberimizin (asm) uygulamaları sağlıklı bir şekilde değerlendirildiğinde bu gerçekle yüzleşmek kaçınılmazdır.

 Tecavüz etmeyen, sulh yapan düşmana savaş açmak gibi bir saldırıyı İslamiyet kesinlikle yasaklamıştır. Öyleyse hem Müslüman olanlarla hem Müslüman olmayanlarla muamelemiz, Müslüman kimliğiyle bağdaşmalı, Müslüman ahlakıyla ters düşmemelidir.

Biz sadece gayrimüslimlerin peygamber kabul ettiği Hz. Üzeyir, Hz. Davud, Hz. Süleyman, Hz. İsa, Hz. Musa, (aleyhimüsselâm) gibi peygamberleri değil, bütün peygamberleri “peygamber” olarak kabul ile birlikte, peygamberliklerine iman ediyoruz ve onları çok seviyoruz. Onlara olan bu derin hürmet ve muhabbet, onların getirdikleri dinlerine, kutsal kitaplarına da aynı şekilde olup, semavi özelliğini yitirmiş kitaplarına dahi saygısızlık etmeme hususunda hassasiyeti netice vermiştir.

Sözgelimi İncil’i veya Tevrat’ı yakmak gibi bir fiile bir Müslüman asla imza atamaz. İman Kur’an hakikatlerini muhtaç gönüllere taşımak, mahrum insanlara ulaştırmak vizyon ve misyonunu taşımak zorunda olan, bir anlamda “Hidayet elçisi” vazifesini ifa eden bir Müslüman, gayrimüslimleri İslamiyet’ten ve Müslümanlardan nefret ettirmekten başka bir işe yaramayacak İncil ve Tevrat yakmak gibi bir davranışta bulunamaz.

Biz Müslümanlar temsil ettiğimiz İslami kimliği zedelemekten şiddetle kaçınmalıyız, başkalarının yaptığı hiçbir dini tutarlılığı olmayan alçakça hareketlere misilleme yapmayı düşünemeyiz. Onların İslam’ı ve Kuran’ı hedef almalarına mukabil her tür davranışımız İslami ahlaka uygun olmalı ve bu düşmanlıkları, bizim iman ve Kuran hakikatlerini yeryüzüne neşir ve tebliğ gayretlerimizi daha çok artırmalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun