Misyonerlere karşı tavrımız nasıl olmalıdır ?

Tarih: 01.05.2007 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Biz, misyonerin bilgili Müslüman'ı etkileyerek Hıristiyanlaştırabileceğine inanmamaktayız. Bize öyle geliyor ki bakkaldan aldığı ekmeği yolunu şaşırmadan evine götürebilecek kadar aklı, mantığı, ilmi olan bir Müslüman, misyoner karşısında önce şu net soruları sormaktan kendini alamaz ve der ki:

- Müslüman, Hıristiyan olunca neyi kazanacak? Hangi eksiğini tamamlayacak? Hangi gerçek, Müslümanlıkta yok da Hıristiyanlıkta var ki Müslüman, Hıristiyan olsun da o gerçeği orada bulsun? Yok böyle bir eksiği Müslüman'ın. Öyle ise ne için Hıristiyan olacak Müslüman? Sebep ne? Misyonerlerin Müslüman'a teklifleri inanç yönünde olacak da diyeceklerse ki:

- Din demek peygamber ve kitap demektir. Hazreti İsa Allah'ın peygamberi, İncil de Allah'ın gönderdiği kitabıdır! Bunu böyle bilin!

Zaten Müslüman da bunu böyle bilmekte, böyle inanmaktadır. Bunun için Hıristiyan olmasına gerek yok ki? Müslüman'ken de böyle kabul ediyor, böyle inanıyor. Hatta Müslüman sadece Hazreti İsa ve İncil'in aslını tasdik etmekle kalmıyor, daha ilerisine gidiyor. İşte Bakara Sûresi 285'te, "Biz, peygamberler arasında ayrım dahi yapmayız! Hepsine de inanırız."

Öyle ise misyonerler Müslüman'a neyi benimsetip, kimi kabul ettirecek? Müslüman'ın inkâr ettiği bir ilahi kitap ve peygamber mi var ki, onu anlatıp kabul ettirmek için Hıristiyanlığa çağırsınlar Müslüman gençleri?

- Müslüman, Hazreti Âdem'den başlayarak, geçmiş bütün ilahi kitapları ve peygamberleri hürmetle kabul edip sevgiyle kucaklıyor. İnkâr ettiği bir kutsal yoktur ki, misyonerler onu kabul ettirmek için Müslüman çocuklarını Hıristiyanlığa davet etsinler.

Demek ki, bütün ilahi dinleri kucaklayan İslam'ın içinde Kur'an'ın anlattığı manada gerçek Hıristiyanlık da vardır. Ama Hıristiyanlığın içinde İslam yoktur. Durum böyle olunca, biz misyonerleri İslam'a çağırsak yanlış olmaz. Çünkü içinde gerçek manada Hıristiyanlığın da bulunduğu tam bir dine çağırmış oluruz. Ama misyonerler Müslüman'ı Hıristiyanlığa çağırsalar yanlış olur. Çünkü içinde İslam'ın bulunmadığı eksik bir dine çağırmış olurlar. Yani tam olandan eksik olana davet olur bu. İlim de, mantık da, akıl da kabul etmez tam olanı bırakıp da eksik olana yönelmeyi.

Eğer misyonerler, "İsa, Allah'ın sadece peygamberi değil aynı zamanda da oğludur!" diyorlar da bunu kabul ettirmek için davet ediyorlarsa; bu iddiayı artık kendi aydın Hıristiyanları da kabul etmiyor, nerede kaldı bir Müslüman'a kabul ettirsinler de, haşa, "Allah baba, İsa da O'nun oğludur." dedirtsinler.

Önyargısız düşünüldüğünde görülüyor ki, Müslüman'ın Hıristiyan olması, akılla, mantıkla, ilimle mümkün değil! Ama Hıristiyan'ın Müslüman olması hem aklın hem mantığın hem de ilmin gereğidir.

Çünkü kendi peygamberini ve kitabını inkâr etmeye mecbur olmuyor İslam'a girmekle. Yine Hazreti İsa Allah'ın yüce peygamberi, İncil'in aslı da yine Allah'ın gönderdiği kutsal kitabıdır. Öyle ise Hıristiyan neden çekinsin İslam'ı incelemekten. Kaybı yok, kazancı ise çoktur. Eksiğini tamamlamaktadır İslam'a girmekle. Anlaşılan odur ki, önyargıdan kurtularak düşünen Hıristiyanlar bir gün İslam'ın bu özelliğinin farkına varacak, kendi kutsalına layık olduğu yüce makamı veren İslam'ı inceleyerek:

- 'Ben burada kendi kitabımı ve peygamberimi buluyorum, benim yerim burası olabilir' diyebileceklerdir. Nitekim yer yer diyorlar da.

Ama Müslüman, Hıristiyanlık için bunu diyemeyecektir. Çünkü orada Müslüman'ın kitabı ve peygamberi yoktur. Bir kazancı da mevcut değildir. Kaybı ise pek çoktur. İslam'la kabul ettiği bütün ilahi dinleri ve peygamberi inkâr etmesi söz konusu olacaktır. Bu ise göze alınabilecek bir kayıp değildir. Hıristiyan bile olamaz bu kimse artık, ehl-i kitaptan da sayılamaz.

Bu sarsılmaz gerçeklerden dolayı diyoruz ki: Böylesine kesin bilgi ve sağlam inanca sahip olan Müslüman'ın misyonere karşı bilgiyi bırakıp da kaba kuvvetle mukabele etmesini hem İslam onaylamaz hem de Müslüman buna ihtiyaç duymaz. Çünkü İslam, ilmin gereği olan açık ve net bilgilerle anlatılır, cehaletin eseri olan kaba kuvvetle değil.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun