Maymun, kedi, köpek gibi hayvanların yaratılışındaki hikmet nedir?
- Bazı hayvanları yeriz, bazı hayvanlara bineriz, bundan başka doğanın dengesini koruyan hayvanlar da var. Fakat maymun, kedi, köpek gibi bazı hayvanlar var ki onların kainatta var olmasındaki hikmetini bulamadım bana yardımcı olabilir misiniz?
Değerli kardeşimiz,
Hayvanların yaratılış gayelerini tam olarak bilmek mümkün olmayabilir. Çünkü Allah her varlığı pek çok hikmet ve gaye için yaratmıştır. Biz sadece bize bakan yönleriyle faydalı ve zararlı olduğunu bilebiliyoruz. Ama esas yaratılış gayeleri sadece bundan ibaret değildir.
Her şeyden önce Allah kendi sanatını o varlıklar üzerinde seyrediyor. Sonra melekler ve diğer ruhaniyet bu hayvanlardaki yaratılış harikalıklarını gözlüyor.
Sizin sözünü ettiğiniz kedi ve köpek gibi hayvanlarla insanlar iç içe yaşıyorlar ve bunların pek çok faydalarını görüyoruz.
Mesela, köpeklerin her şeyden önce ev, iş yeri ve hayvanları koruma bakımından fevkalade önemli görevleri vardır. Hem çobanın ve hem de ev sahiplerinin vazgeçilmez bekçileridir. Aynı zamanda son derece sahibine bağlı ve sadık hayvanlardır.
Kediler onlardan geri değildir. Özellikle evlerdeki yiyeceklere büyük zarar veren farelerden en büyük koruma görevini Allah kedilere vermiştir. Evin sadık bekçisidir.
Ayrıca her bir hayvan her an Allah’ı kendi lisanıyla zikreder ve ona şükreder. Nitekim, bu hayvanların diğerleri gibi aynı zamanda Allah’ı zikredip, tesbih ve takdis ettikleri ayetle sabittir. (bk. İsra, 17/44)
Bu zikir ve tesbih konusunda kedinin özel bir yeri olduğu söylenebilir. Bediüzzaman Hazretleri, kedinin mırmırlarının bir bakıma “Ya Rahîm, Ya Rahîm...” demek olduğunu söyler:
“...Hattâ bir gün kedilere baktım. Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: 'Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?' Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi. Sarih bir surette 'Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm, Ya Rahîm' diyerek, güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı. Aklıma geldi: 'Acaba şu zikir bu ferde mi mahsustur, yoksa taifesine mi âmmdır? Ve işitmek yalnız benim gibi haksız bir muterize mi münhasırdır, yoksa herkes dikkat etse bir derece işitebilir mi?' Sonra sabahleyin başka kedileri dinledim. Çendan onun gibi sarih değil, fakat mütefavit derecede aynı zikri tekrar ediyorlar. Bidayette hırhırları arkasında 'Ya Rahîm' farkedilir. Git gide hırhırları, mırmırları, aynı 'Ya Rahîm' olur. Mahreçsiz, fasih bir zikr-i hazîn olur. Ağzını kapar, güzel 'Ya Rahîm' çeker. Yanıma gelen ihvanlara hikâye ettim. Onlar dahi dikkat ettiler, 'Bir derece işitiyoruz.' dediler. Sonra kalbime geldi: 'Acaba şu ismin vech-i tahsisi nedir? Ve ne için insan şivesiyle zikrederler, hayvan lisanıyla etmiyorlar?' Kalbime geldi: Şu hayvanlar çocuk gibi çok nazdar ve nazik ve insana karışık bir arkadaş olduğundan, çok şefkat ve merhamete muhtaçtırlar. Okşandığı vakit hoşlarına giden taltifleri gördükleri zaman, o nimete bir hamd olarak, kelbin hilafına olarak esbabı bırakıp yalnız kendi Hâlık-ı Rahîm'inin rahmetini kendi âleminde ilân ile nevm-i gaflette olan insanları ikaz ve 'Ya Rahîm' nidasıyla: Kimden meded gelir ve kimden rahmet beklenir, esbabperestlere ihtar ediyorlar.” (bk. Sözler, s. 334)
Maymunlar da aile halinde yaşayan ve insanların ibret alması için en büyük bir numunedir. İnsanlar maymuna bakıp, onun şeklinde yaratılmadığından dolayı Allah’a şükretmelidir.
Aslında yeryüzündeki her bir varlık ayrı bir çiçek gibidir. Rengi, şekli ve kokusu birbirinden farklı yaratılmış çiçekler. Mesela, gül bir çiçek, bülbül ayrı bir çiçek, serçe başka bir çiçek, arı ve sinek daha başka çiçekler, hepsi de kendilerine has özellikleriyle ve pek çok gaye ve menfaat için yaratılmışlardır.
Yeryüzü bahçesindeki bu varlıklar, kendi lisanlarıyla yaratanı tesbih ve zikrederek, bu alemi bir zikir hane şekline getirmişlerdir. Onların bu zikirlerini, yaptıkları vazifeleri ve yaratılış gayelerini gören melekler de onlara hayranlıkla bakıp yaratıcılarını zikir ve tesbih etmektedirler.
İşte kâinattaki varlıklara bu gözle bakmak, her birisinin pek çok görevi yanında bu zikir halkasının önemli birer fertleri olduğunu ibretle seyretmek lazımdır. Çünkü insandaki akıl ve fikir bu çiçek bahçelerini tefekkür etmek ve onlara bakarak Allah’ı zikretmek için verilmiştir.
Yoksa hayvanatın her birisinin yaptığı küçük işlere bakmamalı. Onların Allah’ın isimlerine ayna olması ve bu zikir halkasında yer almalarıyla kâinatı şenlendirmeleri en büyük yaratılış gayeleridir.
İşin en acınacak yönü ise, bütün dağ, taş, bağ ve bahçe, bostan ve gülistan Allah’ı zikredip ona hamd ve onu tesbih ederken bundan gafil olup Allah’ı tanımayan ve ona itaat etmeyen insanlardır. Hayvanların ve bitkilerin yaratılış gayelerini araştırıp da kendi yaratılış gayesini unutan nice kimseler vardır, bu kimselerden daha acınacak kim vardır?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hayvanlar da Allah'ın kulları mıdır?
- BİTKİLER ÂLEMİNE YARATILIŞ PENCERESİNDEN BAKIŞ
- Kediler sahiplerine dua eder mi?
- Evde bulunan haşereleri öldürmek caiz mi?
- Hayvanların Allah'ı tespih etmelerini bilimsel açıdan destekleyen bulgular var mıdır?
- Evcil hayvanlar nasıl ortaya çıkmıştır?
- Makro evrim insan haricindeki canlılar arasında geçerli olabilir mi?
- Allah yarattığı maymundan, tesadüfen değil, kendi ilmi dahilinde insanın evrilmesini sağlamış olabilir mi?
- İslam ve Evrim: İki Zıt Kutup
- Allah, bizleri neden yemek yemeğe mecbur kılmış, yemek yemeden neden yaşayamıyoruz?