"... çoğu ne kötü işler yapıyor." derken, ayette kimler ve ne kastediliyor?

Tarih: 15.10.2009 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Maide Suresi 66. ayet:
"Onların içerisinde aşırıya kaçmayan bir toplum olmakla birlikte çoğu ne kötü işler yapıyor."
- Bu ayette kimler ve ne kastediliyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rableri tarafından kendilerine indirilen Kur’ân’ın hükümlerini hakkıyla yerine getirselerdi, muhakkak ki yukarıdan yağmur gibi yağan ve yerden biten nimetler içinde kalır, onlardan yerlerdi. Onlardan mûtedil bir zümre de vardır, ama onların çoğunun yaptıkları şeyler pek çirkin işlerdir." (Maide, 5/66)

Bunlar iman edip Tevrat ve İncil'i ve Rablerinden kendilerine indirilen diğer kitapları ve âyetleri ikame etseler, yani her türlü tahriften uzak olarak gözlerinin önüne dikip hiç birinden nasiplerini unutmaksızın bunların içermiş olduğu ilâhî anlaşmaları yerine getirseler ve bu şekilde muttakî olsalardı -ki o zaman Muhammed Aleyhisselâm'ın peygamberliğine iman etmiş olacaklardı- bu takdirde hem üstlerinden ve hem ayaklarının altından yiyecekler, her taraflarından Allah'ın nimetine garkolacaklardı da sıkıntılar içinde kalıp cimrilik ve pintilik derdiyle "Allah'ın eli bağlıdır" demeyecekler, lanet ve gazaba layık olmayacaklar, hem ahiret ve hem dünya saadetine ereceklerdi. Bunlara Tevrat ve İncil'den başka "kendilerine Rablerinden indirilen"den maksat, diğer peygamberlere inmiş olan Şa'ya Kitabı, Habbuk Kitabı, Dâniyel Kitabı gibi Muhammed Aleyhisselâm'ın gönderileceğinin müjdeleriyle dolu bulunan kitaplar ve Kur'ân'da bu âyetler gibi kitap ehline hitap ederek indirilen âyetlerdir. Ayetin birçok manalara ihtimâli vardır:

Birincisi: Yalnız alt - üst değil, her yönde bolluktan kinâyedir ki; hiçbir yönden yoksulluk görmeyecek, baştan ayağa nimete gark olarak devamlı nimetleneceklerdi demek olur.

İkincisi: Yukarıdan yemek, yağmur ve diğerleri gibi gökten gelenlerden istifade etmek; ayak altından yemek yeryüzüne ait mahsullerden faydalanmaktır.

Üçüncüsü: Yukarıdan yemek, ağaçların meyvelerine; aşağıdan yemek de ekilmiş olanlara işaret olabilir.

Dördüncüsü: Yukarıdan yemek, çalışmaksızın ihsan olunacak Rabbânî mevhibeler (bağışlar); ayaklarının altından yemek de çalışıp çabalamakla kazanılacak nimetleri ifade eder.

Beşincisi: Üstten yemek, devletin elde ettiği ve bölüştürdüğü genel menfaatlere; alttan yemek de şahsî teşebbüs ile olan ferdî üretime delalet edebilir.

Altıncısı: "ahitleri ifâ edin" emrini yerine getirip, "size nimetimi tamamladım" hitabıyla ve "üzerinizdeki Allah'ın nimetini hatırlayın" uyarmasına muhatap olan Müslümanların, o zaman zaruretten kurtularak nâil oldukları saadet haline işaretle, bu saadetten mahrum kalanların gıbta (imrenme)larını harekete geçirme mânâsı düşünülebilir.

Yedincisi: Bunlardan başka ahiretteki naîm cennetlerinin nimetlenme şeklini de bir tasvirdir.

Fakat bunlar, böyle iman ve ittikâ ile bunları hakkıyla yerine getirmediler içlerinde muktesid, yani mutedil (orta yolu tutan) bir ümmet, bir toplum var, fakat az. Halbuki onların çoğu  ne fena şeyler, ne çirkin işler yapıyorlar!.. Şu halde toplumun tümüne azınlığın celbedebileceği saadeti, çoğunluğun celbettiği felaket yok ediyor.

"Bir fitneden sakının ki, aranızdan yalnız haksızlık edenlere erişmekle kalmaz (hepinize ulaşır)." (Enfal, 8/25) âyetinin delaleti ortaya çıkıyor. Hepsinde eli açıklık yerine, pintilik vuku buluyor. O halde bu azınlık, o çoğunluktan her yönden ilgisini kesmelidir ki, bu ortaklıktan kurtulmuş olsunlar. Kısaca Allah'ın rahmet eli de açıktır, gazap eli de. Ve bütün bu rahmet ve gazap hükümleri başka hiç bir zorlayıcı şart olmaksızın sırf Allah'ın sübhânî iradesidir. Ve bunlara mahkum olan Allah değil, kullardır. Bununla beraber kullar da istemekte serbesttir. Şu halde kullar bunun hangisini ister ve hangisinin yoluna koşarsa ona ulaşır. Rahmet eline koşan onu daima açık, dilediği gibi rahmet saçıyor bulur. Gazap eline koşan da onun daima açık, dilediği gibi gazap saçıyor bulur. İkisi de sağ, ikisi de kuvvetlidir.

İKTİSAD : Lügatte "işte ölçülü olma" demektir ki "kasd"den alınmıştır. çünkü istediğini iyi tanıyan bir kimse, onu hiç eğilip bükülmeden doğru bir şekilde kasteder. İstediğinin yerini ve mevkisini bilemeyen ise şaşkınlık içinde kalır. İfrat veya tefrit ile kâh sağa, kâh sola bocalar, çabalar durur. İşte bu sebeple iktisad, maksada sebep olan amel (iş) demek olmuştur. Maliyeye ait işlerdeki iktisadın da esası budur. Buradaki "ümmet-i mukteside (orta yollu, ölçülü ümmet) hakkında tefsirciler iki görüş naklediyorlar:

Birine göre maksad, Yahudilerden Abdullah b. Selâm, Hristiyanlardan Necâşî gibi kitapehli arasından Resulullah (asm)'a iman edenlerdir. Diğerine göre de "Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle emanet bıraksan, onu sana öder" (Âl-i İmran, 3/75) âyetinin delaleti üzere kitapehli içinde kendi dinlerinde adaletli ve doğru olan ve Resulullah (asm)'a iman etmemiş olmakla beraber şiddetli inat ve kızgınlığı bulunmayıp, ölçülü ve tarafsız bulunan kimselerdir ki, öncekiler de bu gibilerden ortaya çıkar. (Elmalılı Tefsiri)

Ehlikitap İçinde farklı anlayış ve tutuma sahip kişilerin ve fırkaların yer aldığı, bunlar arasında meselâ Hz. İsâ (as)'ın rab değil sadece Allah'ın elçisi ol­duğuna inananların, hatta Hz. Muhammed (asm)'in peygamber olduğunu kabul edenle­rin bulunduğu bir gerçektir.

Kanaatimizce âyette bu gerçeğe değinilmekte ve bü­tün ehlikitap mensuplarının aynı kefeye konamayacağına dikkat çekilmektedir. Ehlikitap'tan davranışlarında itidalden ayrılmayan ve bîr düşünceyi yargılarken insafı elden bırakmayanların Kur'ân-ı Kerîm'de böyle olumlu bir biçimde anılma­ları, Müstümanları başka inanç çevreleriyle diyalog imkânlarını araştırmaya yö­neltmekte ve kendilerinin de davranışlarında itidali esas almaları gerektiğini hatır­latmaktadır.

Gerçekten, önüne konan delilleri bağnazlık göstermeden değerlendir­meye alabilen kişinin doğruyu yakalayabilme ihtimali oldukça yüksektir. Fakat ne yazık ki âyetin sonunda belirtildiği üzere ehlikitap mensuplarının çoğu bu şekil­de davranmamaktadır.(Taberi Tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun