Maddede iradenin olmaması ne demektir?

Tarih: 25.04.2020 - 14:50 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Büyük patlama ile öngörülen maddî kâinatta her şey, fizik kanunlarına tâbidir ve dolayısıyla canlı veya cansız her şeyin hangi hareketi yapacağı önceden bellidir. "Determinizm" olarak bilinen bu felsefî görüşe göre, fizik kanunlarını ihlal anlamına gelen irade diye bir şey olamaz. Zaten maddenin yapıtaşlarında irade diye bir unsur yoktur. Ancak iradenin varlığı gözlemlerle sabittir, ispatlanabilir ve dolayısıyla bilimsel bir gerçektir. Cansızlarda fizik kanunları tam hâkimdir ve cansız maddelerin bir etkiye nasıl tepki vereceği önceden bellidir.

Hayvan ve insanlar fizik kanunlarına tâbi olmakla beraber, onların mahkûmu değildir ve serbest iradeleriyle fiziğin öngöremeyeceği birçok hareketleri yapabilirler.

Ancak kasıt ve irade sahibi canlılarda durum böyle değildir. Bu gözlem bile tek başına kâinatın yalın madde-enerjiden oluştuğu önkabülünü yıkmaya yeterlidir.

Bir teorinin doğruluğunu ispatlamak mümkün olmayabilir, ama yanlışlığını ispatlamak gayet kolaydır ve bunun da en basit yolu gözlemlerle çeliştiğini göstermektir. Bir örnek vermek gerekirse, nehre bırakılan bir tahta parçasının su içinde ne tür hareket edeceği ve hangi zamanda nerede olacağı önceden bilinebilir. Çünkü hareket nehir ve tahtanın bırakma anındaki fizikî durumları ile beraber ilgili fizik kanunlarına bağlıdır ve cansız olan tahtanın buna karşı çıkması söz konusu değildir. Nehre atılan canlı bir bitki için de aynı şey söz konusudur, çünkü canlı olmalarına rağmen bitkilerde irade yoktur.

Ancak nehre bir hayvan veya insan bırakılacak olursa, ne olacağını kimse kesin olarak öngöremez. Çünkü hayvan ve insanlar fizik kanunlarına tâbi olmakla beraber, onların mahkûmu değildir ve serbest iradeleriyle fiziğin öngöremeyeceği birçok hareketleri yapabilirler. Hatta akıntıya zıt yönde de gidebilirler.

Bu basit deneyden de görülebileceği gibi, kâinatta madde ve kuvvet ile beraber bunların cinsinden olmayan bir iradenin varlığı gözlemlerle sabit olup ispatlanabilir ve dolayısıyla bilimsel bir gerçektir. Cansız varlıklarda ve genellikle bitkilerde fizik kanunları tam hâkimdir ve bu varlıkların bir etkiye nasıl tepki vereceği önceden bellidir. Ancak kasıt ve irade sahibi canlılarda durum böyle değildir. Bu basit gözlem bile tek başına kâinatın sırf maddeden oluştuğu önkabulünü yıkmaya yeterlidir.

Zaten madde-dışı bir irade boyutu olmasaydı, gelecek net olarak bilinecekti ve insanlar âdeta şuursuz robotlar gibi olacaktı. Ve de yaptıklarından sorumlu olmayacaklardı. Aynen arızalanan bir robotun sebep olduğu zarardan sorumlu tutulamayacağı gibi.

Maddeye olan bu çakılmışlık önde gelen birçok düşünürü bile müşkül durumda bırakmıştır. Meselâ Albert Einstein fiziğe olan kesin inancı yüzünden katı bir determinist oldu ve insanların bile serbest iradesinin olmaması gerektiğini ifade etti:

 “İnsanların hareketleri bilardo topu, gezegenler ve yıldızların hareketleri kadar önceden bellidir. İnsanların hareketleri kontrolleri dışında fizik ve psikolojik kanunlarca belirlenir. Bir böcek için de belirlenmiştir, bir yıldız için de. Hepimiz -insanlar, bitkiler veya kozmik toz- görülmez bir müzisyenin uzaklarda ahenkle çaldığı esrarengiz bir nağmeyle dans ediyoruz.” (Walter Isaacson, Einstein – His Life and Universe. Simon & Schuster, New York, 2007, s. 391.)

Hâlbuki esma-yı ilahiye açısından bakılınca, irade, şuur sahibi canlılarda madde-dışı "Mürid" isminin bir tecellisi olarak görülür. Yani bu ismin tecellisi olarak herkesde cüz’i irade vardır. Mahiyeti tam olarak bilinmese bile, herkes vicdanen anlar ki, kendisinde cüz’i bir irade vardır. Yani insanda bir şeyi yapmak veya yapmamak şeklinde olan niyet ve arzu, onun cüz’i iradesinin varlığını gösterir. İnsan, rüzgar önünde hareket eden bir yaprak gibi değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun