Kuran, kendisini okuyanlara şefaatçi olacak mı?

Tarih: 25.02.2023 - 10:39 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kuran, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir, anlamında bir hadis var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, bu anlamda hadisler var, bunlardan biri şöyledir:

"Kur'an-ı Kerim'i okuyun. Zira Kur'an, kendini okuyanlara kıyamet günü şefaatçi olarak gelecektir. Zehraveyn'i yani Bakara ve Al-i İmran surelerini okuyun! Çünkü onlar kıyamet günü, iki bulut veya iki gölge veya saf tutmuş iki grup kuş gibi gelecek, okuyucularını müdafaa edeceklerdir. Bakara suresini okuyun! Zira onu okumak berekettir. Terki ise pişmanlıktır. Onu tahsil etmeye sihirbazlar muktedir olamazlar." (Müslim, Müsâfirîn 252)

Hadis kitaplarımızın birçoğunda "Kitabü’l-fezail" bölümleri yer alır. Kuran’ın faziletlerine ya bu kitapların içinde veya başlı başına müstakil bir bölüm hâlinde yer verilir. Buralarda genel olarak Kuran’ın faziletleri, özel olarak da Kuran’ın bazı sure ve ayetlerinin faziletleriyle ilgili hadis ve haberler ele alınır.

Daha sonraki dönemlerde Kuran-ı Kerîm’in faziletlerini konu alan birçok eser meydana getirilmiştir. Bu eserler, tasnif dönemi eserleri gibi sadece konuyla ilgili hadisleri ihtiva eden kitaplar değil, Kuran ve sünnetten hareketle bu yöndeki görüş ve düşünce farklılıklarını, bu görüş ve düşüncelerin dayandığı esasları, işin itikadî, ilmî ve fikrî boyutunu etraflıca ele alan kitaplardır.

Fazilet, bir şeyin taşıdığı seçkin ve kıymetli özellikler sebebiyle başka bir şeye üstün olmasıdır.

Fazilet, hayır olan ve övülen bir özelliktir; noksanlığın karşıtı olup kemali ifade eder.

Fazilet Arap dilinde ilimlerle, yani bilgi alanlarıyla, ibadetler, ameller yani davranışlarla veya ahlaki niteliklerle ilgili olarak kullanılır.

Bir ilim diğerinden veya bir âlim başkasından daha faziletli olabilir. Bir amel, bir ibadet, bir davranışın da aynı şekilde benzerlerinden daha üstün, daha faziletli kabul edildiği vakidir.

Ahlaki hasletler de kendi aralarında bir derecelendirmeye tabi tutulabilirler. Bunların her birinin Kuran ve sünnette örneklerini görmek mümkündür.

Kuran’daki bir sure veya ayetin yine Kuran’daki başka bir sure ve ayetten daha faziletli olup olmayacağı, ulema arasında görüş ayrılıklarına sebep olmuştur. İmam Ebü’l-Hasen el-Eşarî, Kâdî Ebû Bekir el-Bakıllânî ve İbni Hibban gibi kelam âlimleri böyle bir şeyin olamayacağı kanaatindedir. Çünkü bilindiği gibi Kuran’ın tamamı Allah kelamıdır. Bir sure veya ayet diğerinden daha faziletlidir denilirse, mukabilinin noksan olması gibi bir sonuç ortaya çıkar ki, bu doğru bir düşünce olarak kabul edilemez.

Fakat İslam âlimlerinin büyük çoğunluğu, bir surenin başka bir sureden, bir ayetin de diğer bir ayetten üstün olmasının caiz olduğu görüşünü benimserler. Çünkü bu konuda yoruma ihtiyaç hissettirmeyecek kadar açık naslar bulunduğunu ileri sürerler. Bu kadar çok sahih rivayet ortada dururken, konu hakkında ihtilaf etmenin bile doğru olmadığını ifade ederler. İmam Kurtubî, doğru düşüncenin bu sonuncu görüş olduğunu söyler.

İmam Gazali de Kuran kendisine inmiş olan Resul-i Ekrem’in (asm) bunu ifade ettiğini belirterek, bazı surelerin başka surelerden, bazı ayetlerin de başka ayetlerden daha üstün sayılması konusunda ihtilâf edecek bir durum olmadığını açıklar. Bunun bir de misalini verir ve benzer hadislerin pek çok olduğunu söyler. Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır:

“Yasin suresi Kuran’ın kalbidir, Fatiha suresi Kuran surelerinin en faziletlisidir, Ayetü’l-kürsî Kuran ayetlerinin efendisidir, Kul hüvellahü ahad suresi Kuran’ın üçte birine denktir.” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, 5/26)

Fazilet, bir şeyin mükâfatının büyüklüğü, nefsi etkilemesi itibariyle sevabının kat kat çok olması, insanda Allah korkusu, saygısı ve tefekkürü uyandırmasıyla ölçülür. Daha anlaşılır tarzda ifade edecek olursak, mesela Ayetü’l-kürsî, Haşr suresinin son tarafı ve İhlas suresinde bulunan Allah’ın varlığına, birliğine, vahdaniyet esaslarına ve Cenâb-ı Hakk’ın sıfatlarına delalet eden özellikler, Tebbet suresinde yoktur.

Şu halde Kuran’dan bir sure veya ayetin yine Kuran’dan bir başka sure ve ayete üstünlüğü, ifade ettikleri derinlikli manalar ve muhtevaları ile alakalıdır. 

Fazilet kavramıyla ilgili bu açıklamalardan sonra Ebu Ümame’nin rivayet ettiği hadisimize geçebiliriz.

Kuran’ı okuma emri, orada hazır bulunan bütün ashaba, dolayısıyla bütün ümmete bir talimat niteliği taşır.

Kuran’ı okumakta aslolan onu anlamak, ilmine, bilgisine ve mantığına sahip olmaksa da sadece metnini okumak dahi bir ibadet olup, pek çok sevabının olduğu Resûl-i Ekrem’in (asm) hadislerinde beyan buyurulur. Çünkü Kuran Allah kelamıdır; onu okuyan Allah’la konuşuyor hükmündedir ki, bunu önemsememek söz konusu olamaz.

Ayrıca her insanın onu gerektiği şekilde anlaması, ilim ve bilgisine vâkıf olması, ondan birtakım istinbat ve istihraclarda bulunabilmesi mümkün olamaz. O hâlde böyle olanlar Kuran okumasınlar demek ilahi hakikate aykırı bir davranış olur. Zira herkesi âlim yapmamız, herkese dilin inceliklerini kavrayacak derecede Arapça öğretmemiz söz konusu olamaz.

O hâlde insanlardan pek çoğu sadece Kuran’ı okuyarak sevaba nail olurken, tarih boyunca sayıları insanoğlunun nüfusuna kıyasla çok fazla olmayan alimler sınıfı da onun ilmini yapar ve bu sayede insanların büyük çoğunluğu hayatta nasıl bir yol izleyeceklerini onlardan öğrenmiş olurlar.

Bununla beraber, Kuran okumanın yanında, kısa bir tefsiri takip etmek de çok önemli bir ibadettir, Kuran’ı anlamamıza vesile olur.

Kuran’ın kıyamet gününde şefaatçi olarak gelmesi, onun emirlerini ve nehiylerini yerine getiren kimselere Allah’ın rahmeti ve merhametiyle muamelede bulunmasıdır. Kuran’ı ibadet kastıyla, hayrını ve bereketini umarak okumak da sevabı ve mükâfatı olan güzel amellerden biridir.

Kuran, kendisini okuyana ve hükmüyle amel edene lehte şahitlik edecek ve o kişinin günahlarının affı için Allah’la o kul arasında aracılık yapacaktır. İşte bu aracılık şefaattir.

Bazı âlimler, Kuran’ın kıyamet gününde bir şekle bürünmüş olarak geleceğini ve Allah’ın kulların amellerini de hayrı ve şerriyle bir şekle ve ölçüye büründüreceğini ve bunun mizan denilen amellerin ölçüleceği teraziye konulacağını, insanların da bunu göreceğini söylemişlerdir. Buna göre:

- Kuran tilaveti faziletli amellerden biridir.

- Kuran okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır.

- Kuran kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır. (bk. Riyazü's Salihin - İmam Nevevi Tercüme ve Şerh)

İlave bilgi için tıklayınız:

Şefaat ayetlere ve hadislere göre hak mıdır?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun