Hz. Peygamber, Kuran bırakmayı planlamadı mı?

Tarih: 02.06.2024 - 18:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir ateist dedi ki Hz. Peygamber gelecek nesillere Kuran bırakmayı planlamadı Müslümanlar bunu halifelik döneminde çok Müslüman olduğu için kitaplaştırıp çoğalttı yani Kuran günümüzde geçerli değil ve Kuran’ın da böyle bir iddiası yok yani -haşa- Nebi (asm) dinin bu kadar büyüyeceğini planlayamadı yani Kuran şu an geçerli değil.
- Bu iddiaları ayet ve hadislere çürütür müsünüz lütfen?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu düşüncenin ne aslı ne de astarı vardır. Bilakis, şeytani telkinlerin tuzağına düşmüş nefsani hayallerin ürünüdür.

Hz. Peygamber (asm) Efendimizin bizzat Kur’an’ı bir araya toplamayı amaçladığını gösteren bazı misalleri kısaca maddeler hâlinde şöyle açıklayabiliriz:

1) Kuran-ı Kerîm, Resul-i Ekrem’e (asm) yaklaşık yirmi üç yıllık bir süre içinde parça parça indirilmiştir. Sözlü olarak vahyedilmesine rağmen Kuran’da ondan “kitap” diye söz edilmesi Kuran’ın hem levh-i mahfuzda yazılı olması hem dünyada yazıya geçirilmesiyle ilgilidir.

Nitekim onun başta gelen isimlerinden biri Kur’an, diğeri "Kitap"dır; her iki kelimenin kökünde “toplamak” anlamı bulunur; ilkinde Kuran’ın harf ve kelimelerinin sesli, diğerinde yazılı biçimde bir araya getirilmesi söz konusudur.(1)

2) Resulullah (asm), nübüvvet hayatı boyunca nazil olan ayetleri bir yandan tebliğ ederek ve namazda okuyarak onların ezberlenmesini sağlamış, diğer yandan bu ayetleri yazıyla tespit ettirmiştir. Onun gözetiminde ayetleri yazıya geçiren sahabîlere “vahiy kâtibi” (kâtibü’l-vahy) denilmiştir. Kuran’ın Hz. Peygamber tarafından yazıya geçirilmesinin sağlandığı hususunda Müslümanlar arasında ihtilâf yoktur.(2)

3) İbn Hacer gibi alimler, Beyyine suresinin 2. ayetinin Kuran’ın sahifelerde yazıldığına delil teşkil ettiği görüşündedirler.(3)

4) Herkese meydan okuyan, Allah’ın mucizevi bir kelamı olduğunu ispat eden Kuran’ın vahiy olarak nazil olduğu ilk zamanlarında Hz. Peygamber (asm), “sonra unuturum” endişesiyle, onu getiren Hz. Cebrail’in ağzından hemen kapmaya çalışıyordu. Vahyin sahibi yüce Allah onu şu ayetlerle uyarmıştı:

“Onu (Kur’an’ı) bir an önce alıp kaydetmek için, dilini kıpırdatma (okumada acele etme)!  Onu toplamak ve kıraatini sabit kılmak bize aittir. O hâlde onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et. Sonra onu anlatmak elbette bize aittir.”(4)

mealindeki ayetlerde bu gerçeğin altı çizilmiştir.

5) Hz. Peygambere (asm) Kuran’ı unutmama garantisi verilmiştir. Bu ise, bütün Kuran’ın onun hafızasında, ezberinde olduğunu göstermektedir. Namazlarında bazen en uzun sureleri okuması, vaazlarında istediği konuda istediği ayetleri okuması bunun göstergesidir.

“Yüce rabbinin adını takdis ve tenzih ederek an. Yaratıp uygun şekil veren; ölçülü ve amaçlı yapan, yol gösteren; yeşil bitkileri çıkartan, sonra onları kapkara bitki kalıntısı hâline getiren (rabbinin adını). Sana okutacağız ve sen de unutmayacaksın.”(5)

ayetlerde toprak altındaki tohumların yemyeşil bitkilere menşe olduğu gibi, simsiyah kesilmiş kupkuru hâle getiren sonsuz kudret ve hikmet sahibi Allah’ın bütün noksanlardan münezzeh olduğuna vurgu yapılmıştır.

Bu ayetlerden anlamamız gereken özet şudur:

“Allah toprak altındaki tohum ve çekirdekleri unutmayıp her baharda toprak kalbinden fidan ve sümbül olarak çıkarıp gösterdiği gibi, Hz. Muhammed’in (asm) kalbine diktirdiği Kuran’ın ayetlerini de unutmaz, unutturmaz ve onları olduğu gibi hafızasının tarlasında taptaze muhafaza eder.”

6) Rivayet göre Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur:

“Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla dalalete düşmezsiniz: Allah’ın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.”(6)

Diğer bir rivayette şöyle buyurmuştur:

“Size iki şey bırakıyorum; onlara temessük etseniz necat bulursunuz: biri Kitabullah / Kuran, biri Al-i Beytim."(7)

Demek ki, hem Kuran’ı gönderen Allah hem de onun Elçisi olan Hz. Muhammed (asm), Kuran’ın bir kitap ve Mushaf olmasını istemiştir.

Kaynaklar:

1) Abdurrahman Ömer M. İsbindârî, Kitâbetü’l-Kurʾâni’l-kerîm fi’l-ʿahdi’l-Mekkî, Isesco 1423/2002, s. 42-43.
2) İbn Hacer, Fethu’l-bârî, X, 15.
3) Fetḥu’l-bârî, X, 16.
4) Kıyamet, 75/16-19/Ayrıca bk. Taha:114.
5) A'la, 1-6.
6) Hâkim, Müstedrek, 1/93.
7) Tirmizî, Menâkıb: 31; İbn Hanbel, Müsned, 3/14, 17, 26.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun