Kendini zan ve töhmette bırakacak şeyleri yapmanın vebali nedir?
- Kişi kendini zan ve töhmet altında bıraktıracak şeyler yaptığında kişi için bunun vebali ne olur?
- Örneğin bekar bir kız veya bir erkeğin karşı cinsi evde kimse yokken eve çağırması, birlikte o gece kalmalarını teklif etmesi gibi.
- Karşı taraf burada kişinin kötü fiil için bir davetin söz konusu olduğunu düşünüp konuşmaz mı?
- Yani kısacası burada kendini töhmete düşürenle burada kötü bir yargıya kapılıp konuşanın veballeri nedir?
Değerli kardeşimiz,
- “Töhmet altında bırakmak” demek, kişi iyi niyetli olduğu ve harama girmediği halde, o tarafa çekilebilecek bir davranışta bulunması demektir.
Örneğin, bir kimsenin bir gece saatinde evine giderken, meyhanenin bulunduğu yolu tercih edip oradan geçmesi, kendini töhmet altında bırakacak bir davranıştır. Bundan dolayı bazı insanların onu içkiyle ilişkilendirmeleri durumunda fazla haksız sayılmazlar. Gerçi hüsnüzan esastır, fakat herkes aynı ölçüde olmayabilir. Eğer meyhanenin önünden geçmekle böyle bir ithama maruz kalacağını bildiği halde bu yoldan geçmişse, ilk sorumluluk kendisinindir. Başkalarının -yanlış olarak- kendisini itham etmelerine, şerefinin zedelenmesine sebebiyet vermekle bir vebale girmiş olur.
Nitekim meşhur bir düstur var:
“Kim töhmet altında kalmaya müsait bir konuma girdiği için itham edilirse, kendinden başka kimseyi kınamaya hakkı yoktur.”
Eğer bilmeden böyle bir yoldan yürümüşse, vebali olmaz. Çünkü mazurdur.
Bu misale başkalarını kıyaslamak mümkündür.
- Şunu da belirtelim ki; İslam’da hüsnüzan etmek esastır. Misalimizde olduğu gibi hiç içki içtiği görülmemiş olan bir kimsenin gecenin yarısında da olsa meyhanenin önünden geçtiğini görenlerin onu içki içmekle itham etmemeleri gerekir. İmam Gazalinin dediği gibi, böyle bir durumda yüzde doksan dokuz içki içme ihtimali olsa bile yüzde bir ihtimalle içki içmediği muhtemel ise, bu adamı itham etmek günahtır.
- Sorudaki misale gelince;
Buradaki davranışların tamamı devenin eğri tümseklerinden farksızdır. Zira, söz konusu davranışlar, teklifler veya ilgili davete icabetlerin kendisi haramdır, günahtır. Çünkü harama vesile olan her şey haramdır. Haram vesilelere yaklaşmamakta "seddüzzerai" (Bütün fitne kapılarını kapatmak) için gereklidir.
İster başkaları itham etsin ister etmesin, kendisi doğrudan haram bir ortama girmek istiyor.
Sorudaki “Örneğin bekâr bir kız veya bir erkeğin karşı cinsi, evde kimse yokken eve çağırması, birlikte o gece kalmalarını teklif etmesi gibi...” ifadesi, böyle bir kişinin -hiçbir şey olmasa bile-, halvetle (bir erkekle bir kadının kimsenin olmadığı bir yerde bir arada bulunmaları) doğrudan bir haramı göstermektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Suizanna, yani töhmet altında kalmaya neden olacak şeyleri yapmak günah mıdır?
- İnsanlar hakkında kesin bilgiye sahip olmadan hüküm vermek doğru olur mu? İnsanlar kendi aralarındaki ilişkilerde hüsnüzannı ne derece kullanmalıdır, bunun sınırı nedir?
- Hüsnüzannın ölçüsü nedir; nereye kadar hüsnüzan beslemeliyiz? Bunun somut bir ölçüsü var mı?
- İslamı, bir yaşayış tarzı değil de "insanları gütmek için" kullanıldığını düşünenlere nasıl cevap vermek gerekir?
- Kötü bir şey yaptığını tahmin ediyorum demek gıybet mi?
- İnsanların, halktan gizleyerek özel mekanlarda işledikleri günahlar ve ayıpları görenler ne yapacaklar?
- Bazı kaynaklarda, Şeyhülislam Ebussuud Efendi'nin, Yunus Emre'yi küfürle suçlayıcı fetvalar verdiği, şeklinde bilgiler gördüm. Böyle bir fetva var mıdır?
- Hz. Hamza, siz babamın kölelerisiniz, demiş mi?
- Neden yaratılmak veya yaratılmamak bizim seçimimiz değildir?
- MÜRTED / İRTİDAD