Kehf suresi, deccal fitnesinden nasıl korur?

Tarih: 30.01.2024 - 08:50 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kehf suresi ilk on ayetin fazileti nedir? Neden deccal fitnesinden korur?
“Kehf suresinin başından on ayet ezberleyen kimse deccalden korunmuş olur.” hadisin nasıl anlamalıyız?
- Kehf suresi ilk on ayetin fazileti nedir?
- Deccal fitnesinden nasıl korur, Deccal fitnesinden koruması ne demektir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadis-i şerif şöyledir:

"Kim, Kehf suresinin evvelinden on ayet ezberlerse, Deccâl'den korunmuş olur."(1)

Bunun hikmetiyle ilgili kaynaklarda detaylı bilgiye ve izaha rastlayamadık.

Surenin başından veya sonundan on ayet rivayeti de vardır.(2)

Bu ikinci rivayeti de nazara alan âlimler, bu surede yer alan ibret verici olayları bilen bir kimsenin deccalın sihirbazlığında gördüklerinden fazla müteessir olmayacağını bildirmiştir. Örneğin, cennet ve cehennem gibi manzaraları gösterdiği zaman, onun bir gözbağı olduğunu anlar. Nitekim hadiste de özetle: “Onun ateş olarak gösterdiği yer cennet, cennet olarak gösterdiği yer ise cehennemdir, ona göre davranın.” şeklinde bir uyarı yapılmıştır.(3)

-Tirmizi’deki rivayetlerden birinde “Kehf suresinin baş kısmındaki ayetler”, diğerinde ise “başından üç ayet” denilmiştir.(4)

Bu rivayetlerin hepsi sahih kabul edilmiştir. Buna göre:

1. Ashab-ı Kehfin kıssası, 9. ayetten başlıyor. Üç ayette: Ashab-ı Kehf olayının acip bir şey olduğuna, dualarıyla ilahî rahmetin irşadına mazhar olduğuna ve yıllarca mağarada kaldıklarına işaret edilmiştir.

Bu harika olayın durumunu bilenler, artık deccalin fitnesinden olan harika işler onları olumsuz etkilemez.

2. Hadiste ifade edilen husus, “surenin başından on ayet” ifadesinden maksat, olayın söz konusu edildiği 9-10 ayetten başlayıp 18-19 ayete kadar yaklaşık 10 ayet içerisindeki olaylara işaret edilmiş olabilir: 1. şıktaki üç hususla birlikte, olayın kahramanlarının gençler olduğu, Allah’a olan imanlarının güçlü olduğu, kâinatı yaratan Allah’tan başka ilah tanımadıklarına, Allah’ın rahmetinin tecellisi ile mağarada yıllarca kaldıklarına, bu rahmetin bir eseri olarak güneşin mağaranın sağ ve sol tarafından doğup battığına, mağaranın ortasında bulunan Ashab-ı Kehfin bedenlerinin Allah tarafından sağa-sola döndürüldüğüne işaret edilmiştir. Onların bu vaziyetini görenlerin onları diri sanacaklarına dikkat çekilmiştir. İşte bu harika olayları Kehf suresinden tedebbürle okuyup anlayanların deccal fitnesinden etkilenmeyeceklerine vurgu yapılmıştır.

3. Deccalin en büyük fitnesi dünya lezzetlerini kendine uyanlara peşkeş çektiği gibi, başka istidraçları da olabilir.

İşte bu istidraçlarına kanmamak için Kehf suresinin sırlarını iyi tefekkür edip anlamaya çalışmak gerekir.

4. Bu surede Cenab-ı Hak, zat ve sıfatlarıyla tanıtılmakta, onun yardımıyla Ashab-ı Kehf'in, zamanın zalim hükümdarı Dakyanus'un şerrinden kurtuluşları anlatılmaktadır. Deccalin şerrinden de yine Cenab-ı Hakk'ın inayetiyle kurtulunabilir.

İşte bu sure müminlere bu güvenceyi vermektedir. Bu surenin Resulullah (asm) zamanından beri cuma günleri camilerde okunmasının önemli bir hikmeti de Deccalın şerrinden Allah'a sığınmak içindir.

Muhammed el-Hicazi, Deccalın fitnesine karşı Kehf Sûresini okuma tavsiyesini değerlendirirken, ona ancak Kur'ânla karşı çıkılabileceğini söyler ve sırrını şöyle açıklar: "Deccala karşı kuvvetli olan Kuran ile kuvvetlidir." (5)

Kuran’ı iyi bilen, kalp ve aklını onun kutsî hakikatleriyle dolduran kişiye Deccalin hile, şüphe ve vesveselerinin hiçbir etkisi olamaz.

Burada tevafuk penceresinden birkaç noktaya dikkat çekmekte fayda mülahaza etmekteyiz:

Birinci Nükte: Dünyada, Semavi dinlerde ve Kehf suresinde ölülerin dirilmesine en canlı bir misal Ashab-ı Kehf'tir. Hayat vermek gerçekte yalnız Allah’a mahsustur. Allah’ın ölümsüz hayatı ve dolayısıyla ölülere hayat bahşetmesi, “Hay-Muhyi” isminin tecellisidir. Hay isminin ebced değeri: 18’dir.

İkinci Nükte: Bu surenin tertip numarası olan 18, “Hay” isminin ebced değerine uygun olarak tescil edilmiştir.

Üçüncü Nükte: Ashab-ı Kehfin hayatını anlatan bu olay, Kehf suresinin 9-26 ayeti arasında olup toplam 18 ayette zikredilmiştir.

Dördüncü Nükte: Bu olayın en çarpıcı yönü şudur: Onları görenler ölü veya uykuda olduklarını zannederler. Oysa onlar ölü gibi derin uykudadırlar. Birileri, onların -görünürde bu uyku- ölü halleriyle birlikte sağa-sola hareket ettiklerini görenler, yürekleri korku dolu olarak kaçacaklardı. Bu bilginin verildiği ayet numarası Hay isminin ebced değerine uygun olup 18’dir.

Beşinci Nükte: Bu 18. ayette Ashab-ı kehfin ölmüş gibi bir uykuya daldıklarını ifade eden kelime “RUKUD”dur. Bu kelimenin ebced değeri: 310’dur. Surenin başından buraya kadarki kelimeler sistemindeki tertip sırası da: 310’dur. Bu ise ashab-ı kehfin mağarada kaldıkları süre olan 309 sayısına bir tek farkla tevafuk etmektedir.

Altıncı Nükte: Surenin 16. ayetinde ashab-ı kehfin bu harika durumu ilahî rahmetin bir tezahürü olduğuna işaret edilmiştir. Biz de Kur’an’ın başından Fatiha suresinin “er-Rahamnirrahîm” ayetinden itibaren ayetleri saydığımızda “ashab-ı kehfin mağarada 309 yıl kaldıklarının ifade edildiği” 25. ayete kadarki Kur’an ayetlerinin sayısı: 2163=7x309 olduğunu görmekteyiz.

Yedinci Nükte: 2163 sayısı: Ashab-ı kehfin sayısı olan 7 ile mağarada kaldıkları yılların sayısı olan 309’un çarpımından ibarettir.

Anlaşılan bu gerçekleri de bazıları görür ve inşallah deccalin şerrinden korunurlar.

Kaynaklar:

1) Müslim, Müsafirûn, 257; Ebu Davud, Melahim, 14.
2) bk. Ebu Davud, a.y.; Münavi, Feyzu’l-Kadir, 8639, Avnu’l-Mabud, 4323.
3) bk. Münavi a.y.; Avnu’l-mabud, a.y.
4) bk. Tirmizi, no: 2240 – 2886.
5) el-Hicazî, Muhammed bin Muhammed bin Abdillah el-Hicazî el-Vâiz, Sevâü's-Sırat fî Zikri’s-Sâati ve’l-Eşrât (Mısır: Daru’l-Kütübi’l-Mısriyye, Gaybiyat Teymür, nr. 26), vr. 251, 268.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun