Kainatın genişlemesini nasıl açıklar mısnız?

Tarih: 15.04.2020 - 12:18 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Fizikte "Doppler olayı”nda, meselâ bir istasyona yaklaşmakta olan trenin düdüğünden çıkan ses dalgaları, istasyondaki bir gözlemciye daha küçük dalga boyunda ulaşır. Bunun tersine, istasyondan düdük çalarak uzaklaşan bir trenin gönderdiği ses dalgalarının birim zamandaki sayısı azalır. Bu azalma, frekansın küçülmesi ve dolayısıyla dalga boyunun artması anlamına gelir. Yapılan deneylere göre, ışık da aynen ses dalgaları gibi bir özellik gösteriyordu.

Doppler Etkisi: Hız ve dalga boyu arasındaki Doppler etkisi ilişkisi; her gün karşılaştığımız bir tecrübedir. Başınızın üstünden geçen bir uçağı dinleyin; motorunun sesi daha yüksek bir perdede işitilir ve geçip kaybolduğunda da işitilme perdesi düşüş gösterir. Bunun sebebi; uçak size doğru hareket ederken, bir sonraki dalga tepesi yayınlandığında, size daha yakın olması ve dalga tepeleri arasındaki mesafeyi azaltmasıdır. Benzer şekilde, uçak uzaklaştıkça dalga boyları artar ve algıladığımız ses perdesi düşer.

Doppler olayı ışık dalgaları için de geçerliydi. Hubble, teleskop başında galaksilerden gelen ışınları dikkatle izliyordu. Bir ara, teleskopun hassas mercek sistemlerinden geçen ışığın spektrum (tayf) analizlerini incelerken garip bir olay dikkatini çekti. Galaksilerden gelen ışığın dalga boylarında kırmızı renge doğru bir kayma vardı. Normal şartlar altında tayf renklerinde herhangi bir değişme olmaması, sabit kalması gerekirdi. Hubble, tayf çizgilerinde kırmızı renge kayış olayının asıl nedenini, dalga boylarını dikkate alarak düşünmeye başladı. Kırmızı renk, "gözün görebildiği" dalga boyu bandında en uzun dalga boyunu temsil eder.

Acaba niçin galaksilerden gelen ışık, kırmızıya kayıyordu? Hubble çok geçmeden kırmızı kayış olayı ile Doppler olayı arasında bir ilgi kurdu. Madem ki Doppler olayına göre, uzaklaşan bir ışık kaynağından gelen ışınların dalga boyu uzuyordu ve mademki uzayan dalga boyu kırmızı rengi temsil ediyordu, o halde bunun bir tek açıklaması vardı: Galaksiler bizden uzaklaşıyorlardı. Daha uzaktaki galaksiler daha hızlı bizden kaçıyorlardı. Bu uzaklaşma ve kaçışın tek bir yorumu olabilirdi: Kâinat genişliyordu.

1950 yılında ABD'de Mount Palamur'da inşâ edilen Dünya’nın en büyük teleskopunun başında duran uzmanlar, Hubble kanununu bu uzaklıklar için uyguladıklarında, galaksilerin uzaklaşma hızları hesaplandı. Bu defa, galaksilerin saniyede 100 000 kilometre hızla uzaklaştığı ortaya çıkmıştı.

Bizden 10 milyon ışık yılı uzaktaki bir galaksi, saniyede 250 kilometre ile bizden uzaklaşırken, 10 milyar ışık yılı uzaktaki bir galaksinin uzaklaşma hızı ise saniyede 250 000 kilometre olduğu hesaplanıyordu.

İçinde yaşadığımız Samanyolu galaksisinin bir benzeri olan NGC 6946, ihtişamıyla tam cepheden görülüyor. Bu galaksi bizim yakınlarımızda, sadece 10 milyon ışık yılı uzakta bulunuyor. Galaksinin önünde, Samanyolu’na ait yıldızlar, sanki bir tül görüntüsü veriyor. Samanyolu, bir parçası olduğumuz kâinatın içindeki yüz milyarlarca gök adadan sadece bir tanesi. Onun bağrında ise, yüz milyarlarca güneş barınıyor.

Geniş ölçekli bir kâinat modelinde genişleyen mekândır ve uzaydır. Uzay "yüzeyindeki" galaksiler birbirinden uzaklaşmakta ve daha uzaktaki galaksiler daha da hızlı hareket ediyor görünmektedir. Bunu şişirilen bir balon üzerindeki beneklere benzetebiliriz. Balon şiştikçe lekeler birbirinden ayrılacaktır. Belli bir noktaya göre, uzaktaki benekler o noktaya yakın olanlara nisbetle daha da uzaklaşmış görünürler.

Galaksilerin akıl almaz süratle birbirinden uzaklaştırılması gerçeğinin Kur’an’da asırlar önce açıklandığına şahit oluyoruz.

"Semayı biz kudretimizle kurduk ve onu biz genişletiyoruz.” (Zariyat, 51/47)

Uzayın derinliklerinde, görüşümüzü engelleyen nesnelerin bulunmadığı, son derece keskin gözlerle uzayı seyredecek olsak ne görürdük? Bu fotoğrafı almak için, Hubble Uzay Teleskopu, uzayın karanlık görünen tek bir noktasına kilitlendi ve tam on gün boyunca bu noktadan gelen ışıklar “biriktirildi.” Sonunda, çıplak gözle görebileceğimiz yıldızlardan 4 milyar kere daha zayıf ışıklar bile bu kareye girdi. Ve uzayın tek bir karanlık noktasında saklı bu kadar galaksi ortaya çıktı. Bu galaksilerden her birinin yüz milyarlarca yıldız barındırdığını unutmayalım! (NASA)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 83
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun