Kadınlar namazı sesli kılabilirler mi? Mezheplere göre detaylı bilgi verir misiniz?

Tarih: 24.08.2006 - 22:55 | Güncelleme:

Soru Detayı
Kadınlar ve erkekler hangi namazları sesli veya sessiz kılabilirler?...
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kadınlar, sesli olarak kılınan namazları tek başlarına kılarken açıktan veya gizli olarak kılabilirler. Bu konuda erkek kadın arasında bir fark yoktur. Ancak kadınların namahrem erkeklerin yanında sessiz okumayı tercih etmeleri daha uygundur.

* Dört mezhebe göre kıraati sesli yapmanın hükmü ve vakitleri özetle şöyledir:

- Mâlikilerle Şâfiîlere göre, imamın ve tek başına namaz kılan kişinin akşam ve yatsı namazlarının farzlarının ilk iki rekatlerinde, sabah farzının ve cuma namazının her iki rekatinde kıraati sesli yapması sünnettir.

- Hanefilere göre, imamın sesli kıraatte bulunması vâcibtir. Tek başına namaz kılan kişi için bu sünnettir. Tek başına namaz kılan kişi sesli kıraatli namazlarda dilerse kıraatini sesli yapar, dilerse sessiz yapar. Ama sesli yapması daha faziletli olur.

Sesli kıraatli namazlar ister edâ olarak ister kaza olarak kılınsınlar, bunu kılan kişi yine dilerse sesli kıraatte bulunur. Dilerse sessiz kıraatte bulunur. Sahîh görüş bu doğrultudadır. Mesela yatsı namazını kaza olarak kılmakta olan kişi dilerse sesli kıraatte bulunur, dilerse sessiz kıraatte bulunur.

Sessiz kıraatli namazlara gelince, bunu tek başına kılan kişi seçim hakkına sâhib olmayıp kıraati sessizce yapmak zorundadır. Mesela öğle veya ikindi namazını kılan kişi, sesli kıraatte bulunursa vacibi terk etmiş olur. Bunun vâcib olduğunu söyleyenlerin görüşünü doğrulama açısından da sehiv secdesi yapması gerekir.

- Hanbelilere göre ise, tek başına namaz kılan kişi, sesli kıraatli namazlarda dilerse sesli kıraatte, dilerse sessiz kıraatte bulunabilir.

* Namazda kıraati sesli veya sessiz yapmanın sınırı:

Farzlar dışında namaz kılan kişinin kıraati sessiz yapması sünnettir. Bunun sünnet olduğu hususunda üç mezheb imamı görüş birliği etmişlerdir. Mâlikîler ise bunun sünnet olmayıp mendub olduğunu söylemişlerdir.

* Vitir ve benzeri nafile namazlarda, kıraatin sesli veya sessiz yapılması konusunsa da görüşler şöyledir:

Malikilere göre, geceleyin kılınan bütün nafile namazlarda sesli kıraatte bulunmak, gündüzün kılınan nafilelerdeyse sessiz kıraatte bulunmak mendubtur. Yalnız bayram ve yağmur namazları gibi hutbeli nafile namazlarda kıraati sesli yapmak, gündüzün kılınmasına rağmen mendubtur.

Hanbelilere göre, bayram, yağmur, güneş tutulması, teravih ve vitir namazlarında kıraati sesli yapmak sünnettir. Yalnız vitrin, teravihten sonra kılınması hâlinde kıraatin sesli yapılması sünnet olur. Bunlardan başka kılınan namazlardaysa kıraati sessiz yapmalıdır.

Şafiilere göre, bayram namazında, ay tutulması namazında, teravih namazında, ramazanda kılınan vitir namazında, geceleyin veya sabahleyin kılınan iki rekatlık tavaf namazında kıraati sesli yapmak sünnet olur. Bunlardan başka nafilelerde kıraat sessiz yapılmalıdır. Ancak geceleyin kılınan nafilelerde mutlaka kıraati seslice yapmak sünnet olur. Bu namazlarda bir kez sesli kıraatte bir kez de sessiz kıraatte bulunarak orta bir yol da tutulabilir.

Hanefilere göre ise, ramazanda vitir namazının her rekatinde, bayram namazlarında ve teravihte kıraati sesli yapmak vâcibtir. İmam veya tek başına namaz kılan kişinin güneş tutulması, yağmur namazı ve gündüzleyin kılınan nafile namazlarında sessiz kıraatte bulunması vâcibtir. Geceleyin kılınan nafile namazlarında da istenirse sesli, istenirse sessiz kıraatte bulunulabilir.

* Namazdaki kıraatin sesli veya sessiz yapılmasının, erkeğe ve kadına göre sınırıyla ilgili olarak mezheblerin görüşleri de şöyledir:

Malikilere göre, erkeğin sesli kıraatinin en azının sınırı, yanındaki birinin duymasıdır. Sesli kıraatin yüksekliğine sınır yoktur. Erkeğin sessiz kıraatinin en az sınırı, dilini hareket ettirmesidir. Yükseklik sınırı ise kendi duyabileceği kadardır.

Kadına gelince onun sesli kıraatinin bir tek derecesi vardır. Ki o da sadece kendi duyabileceği kadar bir sesle okumasıdır. Sessiz kıraatinin derecesi de mûtemed görüşe göre dilini hareket ettirmesidir.

Şafiilere göre, sesli kıraatin en az sınırı, kişinin yanındakinin bir tek kişi de olsa sesini duymasıdır. Bu, erkek ve kadına göre değişmez. Yalnız kadın, yabancı birinin yakınında olması hâlinde sesli kıraatte bulunamaz. Sessiz kıraatinin en az sınırı da kendi duyabileceği kadar bir sesle okumasıdır. Tabiî bu sesini de yabancı bir erkeğin işitmemesi gerekir.

Hanbelilere göre, sesli kıraatin en azı, kişinin yanındakinin bir kişi de olsa duymasıdır. Sessiz kıraatin en azı da kendi duyacağı kadar okumasıdır. Kadına gelince, onun sesli kıraatte bulunması sünnet değildir. Ama yabancı birinin duymaması hâlinde sesli kıraatte bulunmasının bir sakıncası olmaz. Yabancı birinin duyması hâlinde sesli kıraatte bulunması haramdır.

Hanefilere göre ise, sesli kıraatin en azı, kişinin fazla yakınında olmayan, meselâ birinci saftaki kimselerin duyması kadar olanıdır. Birinci saftakilerden sadece bir veya iki kişi (imamın) sesini duyacak olursa bu yeterli olmaz. Sesli kıraatin üst sınırı yoktur. Sessiz kıraatin en azı ise, kişinin bizzat kendisinin veya yakınında bulunan bir veya iki kişinin duyması kadar olmalıdır. Tashih-i hurûf ile birlikte dilin hareket ettirilmesi sahîh kavle göre sessiz kıraat için yeterli olmaz.

Kadına gelince onun sesi, mûtemed görüşe göre avret değildir. Buna göre namazın kıraati hususunda kadınla erkek arasında bir fark yoktur. Ancak kadının sesinde fitneye neden olacak bir nağme veya gevreklik olmaması şartına bağlıdır. (bk. Ceziri, Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun