İslamiyet’in şekilsel bir din olduğunu namazın rüku, secde gibi şekillerden ibaret olup yapılmadığında ibadetin de olmayacağını ama Hıristiyanlıkta şekil değil kalpteki sevginin önemli olduğunu söylüyorlar. Bu konuyu açıklar mısınız?

Tarih: 08.11.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Namazda yer alması zorunlu olan  bütün şekiller, o şekiller esnasında yapılan kıraat, zikirlerin manasına eşlik etmektedir. 

Örneğin, kıyam (ayakta durmak), bütün kâinatı yaratan, terbiye edene, yöneten, ayakta durduran manasına gelen, Fatiha suresinde yer alan “Rabbulâlemîn olan Allah” ifadesine eşlik etmektedir.

Rükû, Allah’ın azameti karşısında iki büklüm olmak manasını ifade etmektedir. Bu duruş, o makamda okunan ve “azamet sahibi / Ulu Rabbimi her türlü kusurdan tenzih ederim” manasına gelen “Sübhane rabbiye’l-âzîm” zikrine eşlik etmektedir.

Keza secde, insanın yüce Yaratıcısı olan Rabbinin yüceliği karşısında, organlarının en değerlisi, en yücesi olan yüzünü, anlını yere koyarak fiilen bir duruş sergilemekten ibarettir. İşte bir tevazu içerisinde sergilenen bu duruş bu makamda okunan ve “Yüceler yücesi olan Rabbimi her türlü noksanlıktan tenzih ederim” manasına gelen “Sübhane rabbiye’l-âlâ” zikrine eşlik etmektedir.

Bunun gibi, namazın fiilî hareketleri ile sözlü kıraat ve zikirleri büyük bir uyum içerisinde kulun Allah’a karşı gösterdiği saygı ve sevgiyi seslendirip ilan etmekte ve dil ile kalbin yanında organların da katıldığı bir kulluk armonisini icra etmektedir.  Şimdi bundan daha güzel, daha samimî, daha mükemmel bir kulluk görevi olabilir mi?

Bununla beraber, Kur’an’ın bildirdiğine göre, Yahudî ve Hıristiyan dinlerinde de secdeli ve rükulü namaz vardır. Onlar bir çok yönden hakikî dinlerinden uzaklaştıkları gibi, bu ibadet şeklinden de uzaklaşmışlardır. Hatta bu gün bile bazı ülkelerde Hristiyanların bu şekilde namaz kıldıklarını bizzat gören ve -doğruluklarında asla şüphe etmediğimiz- bir  kişiliğe sahip insanlar tarafından bize ifade edilmiştir.

Ayrıca ibadetin olması bir zorluk değil bir nimettir ve güzeldir. Yemeksiz havasız ve susuz bir insan düşülemeyeceği gibi ışıksız bir güneş de düşünülemez. "Yemek, içmek, hava almak zordur, öyleyse bunları yapmamak daha güzledir." diyen bir adam gördünüz mü? İbadet, ruhun gıdası ve ışığıdır.

Bütün bunların yanında ibadete ihtiyacı olan Allah değil bizleriz. Bir ilaca doktorun değil, hastanın ihtiyacı vardır. Kullar da manen hastadırlar. İbadetler ise o manevi hastalıklarımıza ilaçlar hükmündedir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Bazı Hıristiyanlar Allah’ın ancak sevileceğini iddia ediyor ve Allah korkusunu anlamsız buluyorlar. Bu görüş sahiplerine nasıl cevap verebiliriz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun