İnsanların insafına terk edilmek ne demek?

Tarih: 20.08.2024 - 18:53 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hz. Muaviye’nin kendisinden tavsiye talep etmesi üzerine, Hz. Aişe (ra) şöyle bir mektup yazdı:
“Allah’ın selâmı üzerine olsun. Ben Resulullah’ı (asm) şöyle buyururken işittim:
Kim, (bir konuda) insanlar kendisine buğzetse dahi, (o konuda) Allah’ın rızasını ararsa, Allah da insanların vereceği sıkıntıdan onu kurtarır. Kim de Allah’ın hoşnut olmayacağı (bir konuda) insanların beğenisini elde etmek isterse, Allah onu o insanlar(ın insafın)a terk eder." (Tirmizî, Zühd, 64)
- Bu insanların içinde anne baba ve akrabalar da yer alır mı?
- Çünkü daima Allah'ın rızasını kazanmaya çalışan biri olarak, onların ses çıkarmadığı adaletsizlikler ve zulümlere tepki gösterdiğim için yargılanıyorum ve laf yiyorum, anne ve baba hakkından dolayı da endişe duyuyorum, yaptığımın doğru bir şey olduğunu biliyorum aslında ama yine de içimde bir korku var.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu hadisin tercümesi şöyle de yapılabilir:

“Kim (herhangi bir konuda) insanları küstürme pahasına da olsa, sırf Allah’ın rızasını gözetirse, Allah da -insanların kötülüklerine karşı- ona kâfidir. Kim de Allah’ı gücendirme pahasına da olsa insanların rızasını gözetirse, Allah onu insanların (insafına) terk eder.”

Bu hadis-i şerifi Tirmizi rivayet etmiştir. (bk. Tirmizi, h. no: 2414)

Ancak Tirmiz’inin aynı yerinde diğer rivayette, hadis merfu yani Peygamberimizin sözü olarak değil, Hz. Aişe’nin sözü olarak zikredilmiştir. (bk. a.g.y) 

İbn Hibban’ın merfu olarak yer verdiği hadisin ifadeleri konuyu daha da açacak mahiyettedir. Bu rivayete göre, Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:

“Kim insanların gücenmesini göze alarak Allah’ın rızasını gözetirse, Allah ondan razı olur ve insanları da ondan razı eder. Kim de Allah’ın gücenmesini göze alarak insanların rızasını gözetirse, Allah ona gücenir ve insanları da ondan gücendirir." (Tuhfetu’l-Ahvezi, 7/82)

Bediüzzaman Hazretlerinin aşağıdaki ifadeleri, bu hadisin bir nevi açıklaması hükmündedir:

“Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız hâlde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette doğrudan doğruya yalnız Cenab-ı Hakk'ın rızasını esas maksad yapmak gerektir.” (Lem'alar, Yirmi Birinci Lem'a)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 87
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun