İnsan anılmaya layık bir şey değil miydi?

Tarih: 09.05.2015 - 05:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İnsân Sûresi (1):
İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?
- Bu ayeti izah eder misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Ayette, insanın anılmaya layık bir şey olmadığına dair bir işaret yoktur. Zaten yaratılmış olması, Allah tarafından ona verilen değerin göstergesidir.

- Anlatılmak istenen şey, insanın daha önce adından söz edilen bir varlık olmadığı, yok iken var edildiği meselesidir. Bu da Allah’ın sonsuz ilim, hikmet ve  kudretini göstermektedir.

Yok iken varlığa çıkmak büyük nimettir. Çünkü yokluk mutlak şerdir-kötülüktür, varlık ise mutlak hayırdır-iyiliktir.

Varlığından eser yokken, ahsen-i takvimde yaratılmış olması ve bir hiç iken, yeryüzü halifeliği payesine yükseltilmesi, Allah’ın insanlara yaptığı özel bir ikramıdır.

İşte ayette bu nimet yönü hatırlatılmakta ve bu nimete karşı kulluk görevini ve şükrünü eda etmesinin gereğine işaret edilmektedir.

İnsan suresinin ilk iki ayetinin meali şöyledir:

“Dehrin akışı içinde öyle zaman geçti ki, o dönemde, insanın adı bile anılmazdı. Biz insanı katışık bir meniden yarattık. Onu denemek istiyoruz; bu sebeple de kendisini işiten ve gören bir varlık yaptık.” (İnsan, 76/1-2)

- Burada, insanın yaratılışındaki sanat harikalığına da işaret edilmiştir.

Önce insan ve insan ait hiçbir şey yoktur; yalnız Allah’ın ilminde vardır. Sonra elementler aleminde var edilmiştir. Sonra topraktan bir model olarak Hz. Âdem yaratılmıştır. Hz. Âdem yaratılmadan önce varlığı olmayan, anılan bir şey ifade etmeyen bir yoktan ibarettir.

Sonra onun neslinden olan insanlar da önce elementler ve toprak aleminde, sonra bitkiler aleminde tasvir edilmiştir.

Sonra bir sperm olarak bir babanın sulbüne yerleştirilmiştir. Sonra bir annenin rahmine nutfe (sperm), alaka (rahim duvarına asılan kan görünümlü bir parça), mudga (çiğnemlik et görünümündeki bir parça) halinde tasvir edilmiştir.

Sonra da kendisine insana yakışan şuurlu bir ruh üflenmiş ve insan olarak dünyaya gönderilmiştir.

- Bütün bu ikramların karşılığı olarak da insandan gereken teşekkür, tefekkür ve taabbud (kulluk) istenmiştir.

Onun bu imtihanı başarması için de defter, kitap, kalem hükmündeki göz, kulak cihazları verilmiştir. Göz-kulak cihazlarından söz edilirken, görme ve işitme olgusunun kavranması için gereken akıl ve fikir potansiyelinin idrak edilmesi ise insanın aklına havale edilmiştir. (krş. Razi, ilgili yer)

- İnsanın bu yokluk-varlık safhaları hatırlatılarak insana kulluğun temel değerleri olan acizliği, fakirliği, her yönden Allah’a olan ihtiyacına işaret edilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun