Allah, neden kendisini yine kendisinin yarattığı insana tanıtıyor?
- Her bir sanatkar kendi eserini görmek ve göstermek istiyor sırrına göre Allah da kendi eserini görmek ve göstermek için bu evreni yarattı. Ama işin ilginç yanı kendini, hariçte var olan ya da Kendisinin yaratmadığı bir varlığa kendini tanıtmıyor, Kendisinin yarattığı akıl verdiği bir mahluka karşı kendini tanıtıyor. Padişahın kendisini kölelerine tanıtması ve kabul ettirmesi gibi bir şey bu. Halbuki Padişah kendi egemenliği altında olmayanlara kendini tanıttırır.. Kölelerine, raiyetine kendisini tanıttırması pek anlamlı değil.
- Bunun gibi Allah da yarattığı kullarına kendi eserlerini göstermekle ya da başka yollarla kendini sevdirip tanıttırıyor. Bu bir çelişki değil mi?
- Kısacası Allah neden kendisinin tasarladığı yarattığı bir düzende, kendisinin yarattığı bir mahluka(insana) Kendini tanıttırıyor ne gerek vardı?
Değerli kardeşimiz,
Yaratılan bir şey ontolojik olarak kendi yaratanından yabancılaşarak var olur. İnsanların kendi elleri ve estetik derinlikleri ile yaptıkları sanat eserleri buna güzel bir misaldir.
Her ne kadar köken sanatçı olsa da eseri bağımsız bir karaktere sahip olduğu için, diğer gözlemciler tarafından farklı yorumlanabilmektedirler.
Bu nedenle hermeneutik açıdan eser, sanatçısı ile gözlemcisi arasında ara bir bölgede bulunur. Gözlemci sanatçı ile eserin bu bağımsız doğası üzerinde karşılaşabilir.
Bunun gibi ilahi sanat olarak insan da sanatkârından bağımsızlaşarak var olur. Nitekim insandaki irade bunun en güzel göstergesidir.
Dolayısıyla yalnızca bu sorunun (sorgulamanın) sorulabilmesi bile yaratılmış bir varlık olarak insanın bağımsız iradesini göstermektedir.
Bu durumda kölelere zorunlu olarak kendini tanıtma gibi bir olgudan bahsedilemez.
İlahi sanat insan üzerinden kendi ötekisini yaratmış ve bu ötekiye kendini tanıtmıştır.
Nitekim;
- Allah ölümsüz, insan ise ölümlüdür.
- Allah, rızık veren insan ise rızıklanandır.
- Allah mükemmel insan ise noksandır.
- Allah mutlak bilen insan ise öğrenmeye muhtaç cahildir.
- Allah mutlak gören ve işiten insan ise sınırlı gören ve işitendir.
- Allah mutlak ben’e sahip olan insan ise izafi benliğe sahip olandır.
Tüm bu zıt sıfatlarıyla beraber insan irade ve tercih gücüne sahip olmakla Allah’ın ötekisi olur.
Mutlak olanın ötekisi kayıtlı ve sınırlı olandır.
Gerçekten var olanın ötekisi gölge var oluştur.
İman ve marifet sahibi olan insanlar bu ötekinin, kayıtlı ve sınırlı olanın mutlak ve mükemmel olan hakkındaki kesin yargısını ortaya koymuşlardır.
İnkâr ehli olanlar ise mükemmellik ve güzellik üzerine olan bu tanıtımı ret ederek, çirkinlik ve görece yokluk üzerine bir tanımada bulunmuşlardır.
İnsanların ebedi hayatları bu tanıma üzerine gerçekleşecektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Neden tek Tanrı’ya inanamıyorum?
- Allah, bizleri neden yemek yemeğe mecbur kılmış, yemek yemeden neden yaşayamıyoruz?
- Ruhun aletleri nelerdir, nefis dahil midir? İnsana ruh üflenirken nefis de mi üfleniyor? Nefis, ene ve akıl arasındaki fark ve irtibat nedir?
- Allah'ın mahiyeti, insan aklıyla kavranabilir mi?
- NATÜRALİZM (Tabiatçılık)
- Cenab-ı Hakk'ın mekandan münezzeh olmasını nasıl anlamalıyız?
- Deizmi neden yanlışlayamıyorum?
- İnanmaya Direnen Birinin Son Soruları
- Yaratan tabiat mı?
- Bir ateistin iddialarına cevap verir misiniz?