Deizmi neden yanlışlayamıyorum?

Tarih: 06.03.2017 - 01:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu soruya tatmin edici bir cevap yazarsanız deizmin kafamdaki belkemiğini kırmış olursunuz. 
- Deizmi neden yanlışlayamıyorum?
- Deizmi yanlışladığını ileri süren düşünce bir sistemin başlatılması yanında o sistemin çalışabilmesi için devam ettirilmesi gerektiğini ileri sürüyor.
- Peki ‘’Her şeyi yapabilen Tanrı başlattığı sisteme kendi kendisini sonsuza dek devam ettirebilecek özellikler yükleyebilir.’’ diyen bir deiste nasıl cevap verebiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle, kendi kendisinden var olamayan ve bu nedenle bir başlangıca ve de başlatıcıya ihtiyaç duyan bir sistemin, sonsuza dek kendi kendince devam edebilecek özelliklere sahip olması çelişiktir.

Zira böyle bir sistem özü itibariyle yoksunluktan geldiği için, devamı için de sürekli bir iradeye muhtaç olacaktır.

“Sonsuza dek var olma” ancak bir varlık sisteminin kendinden var olması ile mümkün olabilir.

Her başlangıcı olanın mutlaka bir sonu da olacaktır. İçinde yaşadığımız varlık sistemi gerek parça gerekse de bütün olarak başlangıçlara sahiptir.

Bu durumda sonsuz devamı sağlayacak etki, ancak sistem dışında sonsuzca var olan bir etkenden gelmek zorundadır.

“Sonsuzca devamı sağlayacak özellikleri yüklemek” anlayışı teknolojik bir evren anlayışını yansıtmaktadır.

Oysa içinde yaşadığımız evren pek çok farklı ve birbirine zıt yapıların ve özlerin organik birlikteliğinden ortaya çıkan paradoksal bir düzen ve birlik üzerinedir.

Zıtları bir araya getirecek ayrı bir özellik yüklenmesi ve bu özelliğin ayrıca birliğin sonsuzca devam etmesini sağlayacak diğer bir özelliğe sahip olması gibi nitelikler zamansal olarak düşünülmek durumundadır. Yani söz konusu yüklemsel ilke sürekli değişen ve başkalaşan tüm durumlar da zamansal olarak devreye girmesi gerekmektedir.

Ancak bu başkalaşım içinde kendi kendisini de yenilemek durumundadır.

Bu durumda yüklemsel ilkenin kendi kendini değişen durumlara göre sürekli kodlayan ve kodlamada da hem yeni duruma göre paradoksal birlik ve harmoniyi yeniden kurması hem de bir sonraki aşamaya değin sürekliliğini koruması gerekecektir.

Üstelik bu işlem sonsuzca tekrar edecek bir niteliğe sahip olduğu gibi, aynı zamanda evrenimizdeki sayısız mikro evren sistemlerinde de aynı şekilde iş görmesi gerekecektir.

Siz tüm bunlara bir de insan varlığını ve bu varlığın zekâ ve iradeye dayalı yaşamsallığını ekleyecek olursanız, söz konusu sistemin aynı zamanda insanın iradeye dayalı sayısız tercih ve yapıp etmelerinde sürekli yeni bağlamlarda tekrarlanan süreçleri idare ettiğini de var saymak gerekecektir.

Yine böylesi bir ilke yeni gelecek süreçleri, tercihleri olmadan önceden bilmek ve aynı tekrarlara düşmemek için de evvelkileri de bilmesi zorunlu olacaktır.

Görüleceği gibi böylesi bir düşünce kurgusal ve spekülatif olmaktan öte başka bir şey değildir.

Bu nedenle antik çağın benzeri düşüncelere sahip deistleri bu ilkeye ikincil bir tanrı (Demiurgos) adını vermişlerdir.

Şimdi tanrının ikincisi olduktan sonra bu süreci üçe, beşe ve hatta tüm değişken durumlar adedince tanrılara çoğaltmak mümkündür. 

Bir tek Allah’ın tanımsız ve mutlak iradesine dayalı yaratmasını kabul etmemek için nihayetsiz ilahları kabul etmeye giden ironik bir konuma düşmüşlerdir.

İkinci olarak, Allah yarattığı kullarını kendi iradesine, ilim ve kudretine dayalı kanunlarla idare etmektedir; ancak bu kanunların kendi sürekli iradesinden kaynaklanan keskin düzenine yine kendisi dilediği zaman hikmeti gereğince müdahale etmektedir.

İnsanlık tarihinde hiç ümit edilmeyen pek çok olay bu durumu açıkça gösterdiği gibi, evrenin uzunca sayılan geçmişinde de önceden bilinmeyen ve beklenmeyen pek çok yeni olgusallık ve orijinal yaratım aşamaları söz konusudur.

Kısa ve basit bir gözlem bile bizi bu konuda aydınlatmak için yeterlidir.

Çevremizdeki bitki ve hayvan çeşitliliğinde ya da insan var oluşunda türün diğer üyeleri ile benzerliğin yanı sıra bireysel özellikleri ile aynı zamanda ötekilerinden gayet hassas bir bilgiyi ve iradeyi gösteren ayrılış bu ikili sitemi açıkça göstermektedir.

Bu nedenle İslam inancında Allah hem Vahid hem de Ehad olarak isimlendirilmektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+

Yorumlar

Sefa Kaplan

Allah sizden razı olsun.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun