İmam-ı Rabbani'nin imanı tanımlamasını açıklar mısınız, ne demek istemiştir?

Tarih: 02.09.2006 - 14:09 | Güncelleme:

Soru Detayı
"İman, Muhammed aleyhissalatü vesselâmın, peygamber olarak bildirdiği şeyleri, akla, tecribeye ve felsefeye danışmaksızın, inanmaktır. Akla uygun olduğu için tasdîk ederse, aklı tasdîk etmiş olur. Resûlü tasdîk etmiş olmaz. İnanılması lâzım şey için, tecribî ilmlere danışıp, tecribeye uygun ise, inanır tecribe ile isbât edemeyince, inanmaz ise o zaman, tecribesine inanmış olur." Bu tanımı geniş bir şekilde açıklar mısınız? Bu duruma bir örnek verir misiniz? Bu kişi için tövbe söz konusu olur mu?
Cevap

Değerli kardeşimiz,

1. Bu tanımın esası aklı inkâr değildir. Ancak bir kimse iman edilmesi gereken şeylerde aklı esas alır ve akla uyanı kabul eder, uymayanı da inkâr ederse, buna iman denilmez. Bununla beraber imani olan şeyleri akılla isbat etmenin de hiçbir sakıncası yoktur.

Bu söz aklın önemini inkâr etmek değil, akla ve tecrübeye uygun görmediğini inkâr edenlerin yaptığı hatayı göstermektir.

2. Örneğin ahiretin varlığı ve ölenlerin yok olmadığı iman esaslarındandır. Bir kimsenin "Ben bunu gözlerimle göremiyorum" diyerek inkâr etmesi gibi.

3. Evet, ölünceye kadar tövbe kapısı açıktır. İman esaslarından birini inkâr ederek ölmedikçe, her insan her zaman tövbe edebilir.

İnsan hem iyilik hem de kötülük yapmaya uygun yaratılmıştır. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebiliyor. Bu konuda Kur’anı- Kerim'de,

“Allah, kendisine şirk koşularak ölmenin dışındaki istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar."(Nisa, 48/116)

buyurarak, hangi günah olursa olsun affedebileceğini bildirmektedir.

Nitekim ömrünü küfürle geçiren br kimse ne zaman tövbe etse ve imana gelse, tövbesi kabul edilmektedir. İslam tarihi bunların örnekleriyle doludur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun