Hz. Ali, yüzüne tüküren düşmanı affetti mi?
- Hazreti Ali’nin yüzüne tüküren düşmanı öldürmediği olayı uydurma mı?
- Bir tanıdığım dedi ki "Hazreti Ali’nin yüzüne tüküren düşmanı öldürmediği olayı uydurmadır. Hiçbir sahih kaynakta geçmiyor. Bu konularda dikkatli olmak lazım..."
Değerli kardeşimiz,
Bu rivayeti hadis ve tarih kaynaklarında bulamadık.
Bazı büyük zatlar bu olayı eserlerine almışlar.
Örneğin Mevlana Hazretleri Mesnevi isimli eserinde bu olayı uzunca nakleder. Özeti şöyledir:
Hz. Ali'nin bir savaşta mübarek yüzüne tüküren düşmanını bağışlaması.
Allah'ın aslanı Hz. Ali bir savaş esnasında düşman tarafından biriyle yiğitçe epeyce vuruşarak sonunda onu yere yıkıp öldürmek üzereyken, o düşman askeri Hz. Ali'nin mübarek yüzüne tükürdü. Bunun üzerine Hz. Ali düşmanını bırakarak ayağa kalktı:
- Yürü git, seni öldürmekten vazgeçtim, serbestsin, dedi.
Savaşçı bu duruma şaştı:
- Beni alt edip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin; seni ne alıkoydu, diye sordu.
Hz. Ali cevap verip şöyle dedi:
- Ben seninle Allah yolunda ve sırf Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için savaşıyordum ve onun için seni öldürecektim. Sen yüzüme tükürünce öfkelendim, sana kızdım. Eğer o an öldürseydim, sana olan kızgınlığımdan dolayı bunu yapmış olacaktım. Yani seni Allah rızası için değil de kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. İşte bu düşünceyle seni serbest bıraktım.
Bunu duyan adam, bu büyük asalet ve ince anlayış karşısında iman ederek Müslümanların safına katıldı. (Mesnevi, 1. cilt, beyit: 3721 vd.)
Bu kıssanın sağlam bir senedinin bulunmadığı bildirilmiştir. Bununla beraber, bu konuda kıssanın lehinde ve aleyhinde söylenmiş iki yoruma yer vermekte fayda vardır:
Bir yoruma göre, böyle bir olayın vuku bulması imkânsızdır. Çünkü öldürülmek üzere olan bir kimsenin Hz. Ali (ra)’ye yalvarıp yakarması gereken yerde, yüzüne tükürmekle onu daha da hiddete getirmesi makul değildir. Sonra böyle zillet içerisinde olan bir müşrikin Hz. Ali’nin yüzüne tükürmesi düşünülemez.
İkinci bir yoruma göre ise, bütün bu olumsuz tavırlara rağmen Hz. Ali (ra)’nin sırf Allah için öldürmekte olduğu kimseyi öldürmekten vazgeçmesi ve bunu “daha önce Allah rızası ve onun adına gazaba geldiği için öldürmek isterken, yüzüne tükürülmesinden sonra Allah’ın rızasını kazanmak yerine nefsini razı etmek adına öldürmesi söz konusu olduğundan ötürü” vazgeçmesinin ne aklen ne dinen bir sakıncası olamaz. Zira “Hakkın hatırı esas olduktan sonra diğer bütün hatır ve hatıraların bir kenara itilmesi” manevi ve uhrevi kimlik sahibi kimseler için son derece de makul ve doğaldır.
Bize göre, bu ikinci yorumun esas alınmasında bir sakınca yoktur. İnançla, helal haramla ilgisi olmayan ve din ve akıl cihetiyle de mümkün olan bu gibi kıssalardan hisse almak esastır. Bunu yazan büyük alimlerin de maksadı bu olmalıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ateşle azâb etmek haram ise, Hz. Ali neden ateşle azab etti?
- Hz. Osman günah işlediği için mi öldürüldü?
- Hz. Osman şehit edilirken, Hz Ali ne yapıyordu?
- Hz. Ali, "Eğer perde-i gayb açılsa Allah’a imanım artmayacak." demiş. İnsanın bu denli imana sahip olması mümkün mü? İnsanın Allah’ı görmesi ile perde-i gayb arkasında inancı farklı olmaz mı?
- Hz. Ali, neden Hz. Fatıma annemizin üzerine evlenmek istemiştir?
- Hz. Ali'ye, Ali ismini kim verdi?
- Hz. Ali'nin, o kadar ahlaklı ol ki... diye başlayan sözü var mı?
- Hz. Muaviye, Hz. Ali’ye lanet edilmesini istedi mi?
- Hz. Ali Berire isimli cariyeye vurdu mu?
- Hâris bin Hişâm (r.a.)