Helal yönden nasıl finansal özgürlüğümüzü sağlarız?
- Bu devirde iş bulmak zaten çok zor, bir de çoğu işlerde haramlar var, helal yönden nasıl finansal özgürlüğümüzü sağarız?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, helal dairesi geniştir; keyfimize, rahatımıza, yaşantımıza ve hayatımıza kafidir ve yeterlidir; harama girmeye gerek yoktur ve muhtaç değiliz.
Elbette her dönemin kendine göre sıkıntıları, dertleri ve zorlukları vardır. Bunlara karşı, elimizden gelen her türlü helal ve meşru işleri yapıp, sonucu Allah’a bırakmak, verilene razı olup, tekrar yeni bir ümitle ve heyecanla çalışmaya devam etmek bizim görevimizdir.
Rızkımızın bizlere ulaşması için aradaki sebepler birer perdedir. Allah Teâlâ her canlıya takdir ettiği rızkı sebepler eliyle göndermektedir. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler birer sebeptir.
Canlıların rızıklarını arayıp bulması, özellikle insanların güçleri yettiği nispette kimseye yük olmamak için bizzat çalışarak helâlinden nafakalarını kazanmaları Allah'ın emridir.
Başta namaz, oruç gibi ibadetleri yaptıktan sonra çalışmak da bir ibadettir.
Az da Olsa Helal Tercih Edilmeli
Elbette helal olmak, helalde kullanmak ve zekatını vermek şartıyla, çok kazanmanın, çok mal sahibi olmanın bir sakıncası yoktur. Ancak özellikle haramın her tarafı sardığı günümüzde, çok kazanma adına harama girmek yerine, az ama temiz ve helal kazanç olan rızık esas olmalıdır.
Nitekim bir ayette şöyle buyurulur:
"(Ey Muhammed!) De ki: 'Pis ile temiz bir olmaz. Pisin çokluğu hoşuna gitse bile.' Ey akıl sahipleri! Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz." (Maide, 5/100)
Demek ki, her Müslüman hayatının her alanında bu ölçüye göre hareket etmelidir. Başka ölçüler ve düşünceler hem dünyamıza hem de ahiretimize telafisi mümkün olamayan zarar verebilir.
Odak noktamız, Allah’ın rızası ve ebedi hayat olmalıdır. Bunlara zarar verecek her şeyden yılandan, akrepten, virüsten ve ateşten kaçar gibi kaçmalıyız.
Özetle, finansal özgürlük adına kendimize dünyaya esir ve köle yapmayalım.
İktisadi Hayat ve Helal Kazanç
İslam iktisadı helal kazanç üzerine kuruludur. Müslümanların birbirleri ile olan tüm iktisadi ilişki ve muameleleri, helal kazanç ilkesi çerçevesinde şekillenir.
Her Müslüman fert, kendisinin ve geçimini sağlamakla yükümlü kimselerin nafakasını kazanmakla mükelleftir. Bu mükellefiyet mutlak manada helal yollardan olmalıdır.
Yüce Rabbimiz, insanın geçimini ve rızkını temin edecek helal yol ve yöntemleri göstermiş, nimetlerinden hangilerini tüketip tüketmeyeceği konusunda da sınırlamalar getirmiştir. Bu çerçevede helal olmak kaydıyla her kul, rızkını temin edecek imkânlarla mücehhez kılınmış, dünya, Yüce Yaratıcının “Rezzak” ismi şerifi ile insanlığa fazlasıyla yetecek nimetlerle donatılmıştır.
Allah Teala bir ayette;
“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhametlidir.” (Nisa, 4/29.)
buyurarak, Müslümanlar arasında ticaretin ve helal kazancın nasıl olması gerektiğini belirtirken, diğer bir ayette;
“Artık Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine şükredin.” (Nahl, 16/114.)
buyurarak, nimetlerin tüketimindeki kriterleri ortaya konmuştur.
Hz. Peygamber (asm) Efendimiz de bir hadisinde; “Helali aramak, her Müslümana farzdır.” buyurmuştur. (Taberani, Mu’cemü’l-Evsat, no: 8605.)
Demek ki, helal kazanç elde etmek bir keyfiyet değil zarurettir, Müslüman bu konuda gayretli olması gerekir.
Yine bir başka hadis-i şerifinde Peygamberimiz (asm); "Şüphesiz Allah Teala, helal rızık arama yolunda kulunu yorgun düşmüş görmekten hoşlanır." (Camiu’l-Ehadis, 8/247, 7233) buyurarak, rızık temininde önüne gelene razı olmak yerine helal rızkın peşine düşmenin faziletini bildirmiştir.
Helal Kazanç ve Maneviyat
Helal kazanç, Müslümanın maneviyatı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Bu konuda Peygamberimiz (asm)'den rivayet edilen şu hadis, haram kazanç ve lokmanın kişinin ibadetlerine ne derece olumsuz etkisi olduğu konusunda güzel bir örnek teşkil etmektedir;
“Bir kimse saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış bir vaziyette, ellerini gökyüzüne kaldırarak: ‘Ya Rabbi, ya Rabbi!..', diye dua eder. Hâlbuki yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duası nasıl kabul edilir?” (Müslim, Zekât, 65.)
Bu hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere, kişinin ibadetlerinin ve dualarının kabulünün temelinde helal kazanç ve helal tüketim vardır.
İslam’da Helal Kazanç ve Ticaretin Esasları
İslam’da helal kazancın çeşitli yolları vardır. Bunlar ticaret, ziraat, sanat, ücret karşılığı çalışma, kira geliri elde etme olarak sıralanabilir.
Peygamberimiz (asm) en temiz ve üstün kazanç için kişinin elinin emeği ile kazandığına vurgu yaparken, kazancın bereketi ve fazlalığı için, “Rızkın onda dokuzu ticarettedir.” buyurarak ticari faaliyete vurgu yapmıştır. (bk. Gazali, İhya, 2/64)
Kişi rızık temininde hangi yolu seçerse seçsin hepsinde emeğini ortaya koymakta, çalışıp çabalamaktadır. Bir mülkü veya araç gereci kiraya vererek gelir elde edenler dahi bunları elde etmek için bir dönem emeklerini ortaya koymuşlardır. Bunlardan elde edilen gelirler de emek karşılığı elde edilmiş sayılabilir.
Çalışmayı bir ibadet olarak kabul eden dinimiz, kişinin çalışıp çabalamasını, rızık peşinde koşmasını, bu konuda cesaret göstermesini teşvik etmiş, helal olsa bile birilerinden gelen yardım, zekât ve sadakalara bel bağlamayı hoş görmemiştir.
Müslüman her şeyden önce rızık mücadelesinde; “Gelsin de nereden gelirse gelsin. Kazanalım da nasıl olduğu önemli değil.” mantığı ile değil, “Nasıl helal kazanırım, helal kazancın yolları hangileridir?” düşüncesi ile hareket etmeli, iş ve meslek seçimini buna göre yapmalı, işini yaparken de helal kazanç prensiplerini dikkate alarak hareket etmelidir.
Helal Kazanç İçin İş ve Meslek Seçiminin Önemi
Helal kazanç için yapılacak ilk iş meslek seçimidir. Kişi rızkını temin için İslam’ın uygun bulduğu işi seçmek zorundadır. Bunun için de İslam’da helal ve haramlar iyi bilinmeli, yapacağı işin haram fiillere bulaşıp bulaşmadığı araştırılmalıdır.
Bir işyeri açmak ya da şirket kurmak için mevcut ticaret kanunlarını araştıran ve dikkate alan, gerekli evrakları hazırlamak ve temin etmek için mali müşavirle çalışan, işlerini sürdürürken cezai sorumluluk gerektiren işlemlere bulaşmamaya özen gösteren bir Müslüman, iş kurarken ve yürütürken de İslami hassasiyetlere aynı özeni göstermek zorundadır.
İş ve meslek seçiminde ilk gözetilecek husus, İslam’ın haram saydığı işler ve tüketilmesini haram kıldığı ürünlerle ilgili faaliyetler olmamasıdır. İçki satışı yapmak, şans oyunları oynatmak, kumarhane işletmek, haram işlenmesine vesile olacak iş yerleri işletmek, buralarda çalışmak örnek olarak sayılabilir. Bu faaliyetler üzerinden rızık temin etmek haramdır. Bu husus gözetilerek iş ve meslek seçimine dikkat etmek gerekir.
Helal İşten Haram Kazanca
Gözetilecek ikinci husus ise helal kabul edilen işleri yaparken işe haram bulaştırmamaktır. Ticaret yaparken ölçüye ve tartıya hile karıştırmak (hırsızlık), sözleşmelere uymamak, satılan mal ve hizmetlerde malın ayıbını gizlemek, mal ve hizmette olmayan özellikleri varmış gibi göstermek, vaat edilen zamanda malı ve hizmeti teslim etmemek, borcu vadesinde ödemeyerek alacaklıyı mağdur etmek, ticareti üzerine yalan yere yemin ederek karşı tarafı kandırmak, rüşvet vermek, işçinin ve çalışanının hakkını tam olarak vermemek ya da gecikmeli teslim etmek türünden davranışlar, helal kazancımıza haram karışmasına vesile olur.
Peygamberimiz (asm), “Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, Îman 164) buyurarak, ticarette ve muamelatta karşı tarafın aldatılmasının yanlış olduğunu vurgulamış, güveni sarsacak ve yıkacak davranışlardan hem ticarette hem de tüm hayatımızda uzak durmamızı tavsiye etmiştir.
Helal Kazanmak Yetmez
Müslümanın helal kazanması yeterli değildir. Kazancını da zekât vererek arındırması gerekir. İslam’ın beş şartından biri olan zekât, zenginin malı içinde fakire verilmesi gereken bir haktır. Siz bu hakkı teslim etmez iseniz, tastamam helal bir işten elde ettiğiniz gelirinizin içine haram karıştırmış, nefsinize ve ehlinize haram yedirmiş olursunuz.
Hak olan miras malları da İslami prensiplere uygun olarak taksim edilmediği takdirde varisler için haram bir kazanca dönüşmektedir.
Yine helalinden kazandığınız mallar ve nimetler haram işlerde kullanıldığında, haram mal ve hizmetler tüketildiğinde kazancınız heba olup gitmektedir.
Müslüman, Rabbinden sadece helal kazanç talep etmemeli, helal kazancını helal yollarda ve nimetlerde tüketmeyi de dilemelidir. Alın teri ile kazandığını, kumara ve içkiye harcayan, helalinden kazancını haram işlerde tüketen kişiler de yanlış bir yola girmişlerdir.
Ticari faaliyetini devam ettirmek için faizle borçlananlar ve elindeki maddi birikimlerini faizle borç verenler de helal mallarına haram bulaştıranlardır.
Ticaret yapmak dinimizce rızkın en güzel temin yollarından biri olarak övülürken, malı mahveden faizi bu ticarete alet etmek büyük bir hatadır. Bunu yaparken “faiz almak ve vermek zorundaydım” bahanesine sığınmak doğru değildir. Neyin zaruret olduğunu iyi araştırmak gerekmektedir.
Sözümüzü Peygamberimizin (asm) sabah namazından sonra yaptığı şu dua ile bitirelim ve buna uygun bir hayat sürelim:
"Allâhümme innî es’elüke ‘ılmen nâfi’an ve rızkan tayyiben ve ‘amelen mütekabbelen."
"Allah'ım! Senden faydalı ilim, temiz ve helal kazanç, kabul görmüş amel isterim." (İbn Mace, İkameti’s-Salah, 32)
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Faiz, Riba, Tefecilik
- Zekat ve fitre ile ilgili sık sorulan sorular ve cevapları nelerdir?
- ZENGİNLİK
- Görevlinin, ücret dışında alacağı her şey emanete hıyanettir, hadisini açıklar mısınız?
- Şafi mezhebine göre zekat ile ilgili hükümler nelerdir?
- Bankaların verdiği faiz Kur'an'da belirtilen faizle aynı mıdır? Faiz alan birisinin yemeğini yemenin bir sakıncası var mıdır?
- İş takibinin İslami hükmü nedir?
- Zekatla ilgili merak edilenler...
- Sosyal medya hesap satışı yapılabilir mi?
- Peygamber Efendimiz'in ticaret ve ticaret ahlakıyla ilgili hadisleri nelerdir?