Gıpta etmek, hasetlik etmek gibi bir şey mi?

Tarih: 13.08.2022 - 09:36 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hayır, gıpta etmek, hasetlik etmek gibi bir şey değildir. Aksine hasetlik günah iken, gıpta etmenin günahı olmadığı gibi yerine ve duruma göre sevabı vardır.

Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:

“Ancak iki kişiye gıpta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başaran kimse. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” (1)

Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır:

Bu ümmetin durumu şu dört kişiye benzer:

a) Allah, bir adama mal ve ilim verir. O da ilmiyle hareket eder.

b) Birine ilim verir, mal vermez. Bu yüzden o şöyle der: "Rabbim, şayet benim de filanın malı gibi malım olsaydı, onun gibi elbette iş yapardım.” Bu ikisi de sevap bakımından aynıdır.

c) Birine mal verir, ilim vermez. O da bu malı Allah'a isyan olan yerde harcar.

d) Birine de ne ilim, ne mal verilmiştir. Bu da kalkıp "Şayet benim de filanın malı gibi malım olsaydı, kötü yolda harcadığı şekilde harcardım.” der. Bunlar da günaha eşittirler. (2)

Haset kelimesi hadis-i şerifte “gıpta” anlamındadır.

Gıpta, başkasının elinde bulunan mal ve imkânların onun elinde kalmakla birlikte, bir benzerinin veya bir mislinin de kendisine verilmesini temenni etmektir.

Haset ise, başkasının elindeki malın ondan alınıp kendisine verilmesini dilemektir. Gıptaya haset denilmesi mecazi anlamdadır.

Gıpta, bir anlamda hayır ve güzelliklerin artmasını temenni etmektir. Ayrıca gıptanın kendisi bir iyilik ve güzelliktir. Haset, başkasına ait imkân ve iyiliklerin ondan alınıp kendisine naklini istemek olduğu için tam anlamıyla kıskançlıktır.

Mal ve servet sahibi olmak, böylece, Allah Teâlâ’nın bir lütfunu elde etmek elbette güzeldir. Ancak asıl güzellik ve hüner, Allah’ın lütfu olan malı, hak yolunda harcamayı başarabilmektir. Çünkü tecrübe göstermiştir ki, mal harcamakta insanların çoğu başarılı değildir.

Aslında “imtihan vesilesi” olarak verilmiş olan “mal”, çoğu kimsenin başarısız bir imtihan geçirmesine vesile olmakta, azmasına, sapmasına, haksızlık yapmasına kapı açmaktadır.

Malın fitnesi her devirde yaygın olmuştur. Bu sebeple gıpta edilecek, özenilecek husus, mal sahibi olmak değil, az olsun çok olsun malı hak yolunda harcayabilmektir. Hadis-i şerif, işte bu çok önemli noktaya dikkatimizi çekmektedir.

Demek oluyor ki, sahip olduğu malı hak yolda harcamasını başarabilen kimse, herkesin takdirini toplamaya hak kazanmış bir yiğit, bir büyük kahramandır. Çünkü malın fitnesinden yakasını kurtarıp onu güzellikler ve hayırlara vesile kılmasını bilmiştir.

İnsan elindeki maddî imkanı ya cimrilik yüzünden harcayamaz, hayır hasenat yapamaz ya da tam tersi bir savurganlıkla ve fakat sadece kendi keyfince, hak-batıl, haram-helal demeden yer içer, saçar savurur. Her iki durum da malın fitnesidir. Her iki olumsuz durumun örneklerini maalesef toplumda sıkça görmek mümkündür.

Peygamber Efendimiz (asm) bu hadiste Allah’ın lütfettiği bilgi ve kavrayışı, hayatını yönlendirmekte kullanan ve başkalarını da bu büyük fazilete sahip kılmak için gayret gösteren kimseye de gıpta edilebileceğini bildirmektedir. Bilmek bir meziyet olmakla beraber, bilgi ve hikmetle amel etmek, daha büyük bir fazilettir. Hele o fazileti başkalarına kazandırmaya çalışmak ise elbette gıpta edilecek bir davranıştır.

Mal ve hangi anlamda olursa olsun hikmet, aslında biri maddi, biri manevi iki büyük nimet ve değerdir. Ancak onların asıl değeri, yerli yerinde kullanılmalarıyla ortaya çıkmaktadır. Buna göre:

- Mal ve ilim insanda cimrilik duygularını kamçılayan iki değerdir.

- Bu iki nimeti hak yolunda değerlendirebilen kimseler gıpta edilmeye layık kişilerdir.

- Gıpta güzel bir haslettir.

İlave bilgi için tıklayınız:

GIPTA 

HASET 

Gıpta damarının faziletfüruşluk ile tahrik edilmemesi nasıl olur ...

Peygamberler gıpta eder mi?

Bazı hadislerde "kıyamet günü nebilerin ve şehidlerin gıbta edeceği ...

Kaynaklar:

1) Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, Temennî 5, İ’tisâm 13, Tevhîd 45;   Müslim, Müsâfirîn 268.
2) İbn Mâce İlim,15; Ahmed b. Hanbel, II, 36.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun