Fahreddin Razi, Hristiyanlarla münazara etmiş mi?

Tarih: 18.02.2022 - 16:28 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Fahreddin Razi, Hristiyanlarla münazara etmiş ise, bunu nerede bulabilirim?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, büyük müfessir, kelamcı, filozof ve usul bilgini Fahreddin Razi'nin (ö. 606/1210) Münazara fi’r-red ʿale’n-nasârâ yani, Hristiyanlarca Hz. Îsa’nın ulûhiyyetine ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların reddi anlamında bir eseri vardır. 

Bu kitap, Orta Asya’nın Harezm bölgesine gelen bir Hristiyan rahip ile Fahreddin Razi arasında cereyan eden teolojik tartışmayı içermektedir.

Razi, diyalog tarzında kaleme aldığı eserinde, Hristiyan teolojisine güçlü itirazlarda bulunmaktadır. Münazaradaki en önemli tartışma konusu, Hristiyan inancındaki Hz. İsa’nın tanrı olduğu(!) iddiasıdır. Razi, aklî ve felsefî argümanlarla Hz. İsa’nın mucizelerinin onun tanrılığına değil, peygamberliğine delil olabileceğini ortaya koymaktadır. Hristiyanların, Hz. Muhammed (asm) Efendimize ve İslam dinine yönelttikleri eleştirilere de gerekli açıklamaları getiren Razi, iki din müntesipleri arasındaki diğer teolojik ve kültürel konuları da tartışmaktadır.

Eser Abdülmecîd en-Neccar’ın tahkikiyle neşredilmiştir. (Beyrut 1986)

Bu tahkikli neşir, Hristiyanlığın Reddine Yönelik Tartışmalar adıyla Hidayet Işık tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiş ve basılmıştır. (İstanbul, İz Yayıncılık, 2006)

Dr. Hakan Olgun’un Tercüme edilen bu eserle ilgili değerlendirmesi şöyledir:

Abdülmecid en-Neccar tarafından tahkik edilen eser, Hidayet Işık tarafından tercüme edilerek "Hristiyanlığın Reddine Yönelik Tartışmalar" adıyla okuyucuya sunulmaktadır.

Dinler tarihi akademisyeni olan mütercim Işık, kitabın sunuş bölümünde eseri, Razi’ye nispeti, bilimsel değeri, izlenen metot ve muhteva bakımından kapsamlı bir değerlendirmeye tâbi tutmaktadır. Eserde söz konusu edilen Hristiyanlık bölümünde, Hristiyan münazaracının Hz. İsa’nın tabiatı, çarmıh ve Hz. Meryem hakkındaki söylemlerine dayanılarak Nesturiliği temsil ettiği vurgulanmaktadır. Bununla birlikte Işık, sözü edilen Hristiyanlığın doğruluk derecesini ele aldığı bölümde Hristiyan rahibin, başta hulul olmak üzere Hz. İsa’nın iki tabiatı konusundaki çelişkilerine dikkat çekerek, âdeta okuyucuyu ilerleyen sayfalardaki çetin teolojik tartışmalara hazırlamaktadır.

Devam eden bölümde, bu küçük eserin tahkikini yapan en-Neccar’ın Razi ve metin hakkındaki kanaatleri yer almaktadır. Bu kısımda Münazara’nın bulunduğu orijinal yazmanın 12/18 ölçülerinde ve orta hacimde 25 varaktan ibaret olduğu bildirilmekte ve her sayfada 17 satırın bulunduğu, anlaşılır bir Doğu hattıyla kaleme alındığı belirtilmektedir.

Münazara “Hristiyan” ve “Razi” başlıkları altında diyalojik bir formda şekillenmiştir. Tartışma temel olarak Hz. Muhammed’in peygamberliği, Hz. İsa’dan üstün olduğu, Hz. İsa’nın tanrılığının reddedilmesi ve iptali üzerinde gerçekleşmiştir.

Hristiyan münazaracı, Razi’nin Hristiyan teolojisine ilişkin eleştirilerini cevaplayıp Hz. Muhammed’in peygamberliğinin kırk yıl gecikmesi meselesi ve Hz. İsa ile üstünlük kıyaslaması, Kur’an’daki müteşabih ayetler ve Kur'an’nın saf Allah kelamı olduğuna dair şüphelerini içeren kapsamlı bir karşı koymada bulunmaktadır. Razi ise kelam ilminin temel metotlarıyla süslediği cevabında, bir yandan dile getirilen şüpheleri gidermeye çalışmış diğer yandan Hristiyan rahibin Hristiyanlığa ilişkin temel itikadını sarsıcı söylemler dile getirmiştir.

Razi’nin uzunca bir cevabın ardından Hristiyan münazaracı ile arasında ilginç bir diyalog geçmektedir. Hristiyan rahip Razi’ye “Bana galebe ettin ve beni cevaptan aciz bıraktın.” itirafında bulunur. Razi’nin “Bunu itiraf ettiğine göre benim dinim olan İslam dinine dönmen gerekir.” (s. 69) çağrısına Hristiyan rahip olumsuz cevap verir. Bunun üzerine Razi’nin “Dininin esasının, ilminin, imanının ve kesinliğinin kurallarını bana haber verir misin?” talebine Hristiyanın verdiği cevap saplantılı bir ruh halini yansıtan dehşet verici bir içerik taşımaktadır:

“Dinimizin kuralı, Muhammed’in yalanlanmasına ve ona karşı düşmanlığa dayanır. Hatta zamanımızda yaşasaydı onu en kötü şekilde öldürürdük. Eğer [Tanrı] bizi onun ümmetinin hükümdarlarına, âlimlerine ve imamlarına muzaffer kılsa, onları boğazlamakla, onların büyüklerinin, salihlerinin ve zahitlerinin derilerini yüzmekle [Tanrı]ya yaklaşırdık. Şayet elimize geçse, onların ilim, hikmet ve marifetle ilgili bütün eserlerini, tefsir ve hadis kitaplarını, Kur’an sahifelerini mutlaka parçalardık.” (s. 70).

Daha galiz ifadelerle İslam dini, Kur’an, Hz. Muhammed ve Müslümanlara yönelik hakareti aşan nitelemeler uzayıp gitmektedir.

Fakat Razi’nin bu ifadelere verdiği cevap, hem ona karşı öfkesini hem de bu öfkenin aşkın bir varlık tarafından konulan haddi aşmama emrine bağlı bir itidali yansıtmaktadır:

“Şayet zımmi hukuku ve peygamberin sizin ve bizim aramızdaki zimmet akdini koruma tavsiyesi olmasaydı, şu saatte seni en kötü şekilde öldürmekle Allah’a yaklaşırdım.” (s. 71).

Razi’nin şahsında tarih, İslama hakaret eden bir insanın hakaret ettiği dinin emirleri sayesinde hayatta kaldığının en güzel örneğine şahit olmuştur..

Kitaptaki tartışma bundan sonra da sürmektedir. Hristiyan münazaracı Hz. İsa’nın üstünlüğü, İslam’ın kılıçla yayılan bir din olduğu ve Kur’an’a ilişkin şüphelerini içeren sorulara Razi’nin verdiği cevaplarla devam etmektedir. Kitabın sonunda ise okuyucuyu hoş bir sürpriz beklemektedir.

Işık’ın güzel bir tercümesi ve akıcı üslubuyla her kesimden okuyucuya hitap etme niteliği kazanan bu eser, asırlar sonra güncelliğini halen sürdürmesi bakımından çok ilginç bir metin-belge niteliğindedir. (bk. Milel ve Nihal, Cilt 3, Sayı 1, Ocak-Nisan 2007, s. 173-175)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun