Eski antlaşmada Hz. İsa'nın ilahlığından bahsedilmesi nasıl açıklanabilir?

Tarih: 24.05.2018 - 01:06 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eski antlaşmadaki Yeşaya 9:6, Mika 5:2, Zekeriya 12:10 Hz. İsa'nın ilahlığından bahsediyor. Bu konuda nasıl cevap verebiliriz?
- Hristiyanlar, Eski antlaşmadaki Hz. İsa'dan binlerce yıl önce yazılmış yukarıdaki gibi bazı ayetlerin Hz İsa'nın Tanrı olduğunun kanıtı olduğunu söylüyorlar. - Bu konuda onlara nasıl cevap verebiliriz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bunlar tahrif edilip sonradan şekillendirildiği için, bu ifadelerin olması normaldir. Tahrife uğramış bir ifadenin de değeri yoktur.

Biz Müslümanlar Kur'an’a iman ettiğimiz gibi, Allah’ın gelmiş geçmiş bütün peygamberlerine verdiği suhufların ve kitapların tamamına şeksiz şüphesiz iman ederiz.

Ama iman ettiğimiz bu bazıları kaybolmuş, bazıları tahrif edilmiş, bazı bölümleri çıkartılmış, bazı bölümleri eklenmiş elimizde kalan Tevrat, Zebur ve İncil’in bugünkü hallerine değil, Allah’tan indiği ve bugün bilemediğimiz orijinal şekillerine iman ederiz.

Bir Müslümanın, Tevrat, İncil ve Zebur’da geçen bilgilere veya Ehl-i Kitap alimlerinin bildirdiklerine bakış açısı özetle şudur:

İslam ile uyumlu ise doğrudur onu alır, İslam’a aykırı ise onu kabul etmez. İslam’ın bir hüküm bildirmediği bir konu ise, sessiz kalır, doğru da olabilir, yanlış da olabilir, ne tasdik eder ne de yalanlar.

Yani akla gelebilecek her konu gibi bu konudaki referans kaynağımız gene Kur'an ve sahih sünnettir.

Kur'an-ı Kerim mealen Yahudilerin ve İsrailoğullarının:

  • Tevrat’ı tahrif ettiklerini (4/46),
  • Hz. Üzeyir’in Allah’ın oğlu olduğunu iddia ettiklerini (9/30),
  • Biz Allah’ın oğulları ve sevdikleriyiz dediklerini (5/18),
  • Riyakar ve münafık olup her şekle girebileceklerini (5/41 ve 5/61),
  • Allah’a çocuk isnad ettiklerini (2/16),
  • Müslümanlara en büyük düşmanlığı ettiklerini (5/82),
  • Allah’ın şeriatını işlerine geldiği gibi anladıklarını (3/23; 5/44; 5/68),
  • İsyankar olduklarını (7/166),
  • Peygamberlere iftira attıklarını (4/156-157),
  • Tevrat’ta belirtilen peygamber gelince yalanladıklarını (2/89),
  • Allah’ın kendilerinden başkasına kitap indirmesine hasetle isyan edip, ayetleri değiştirdiklerini (2/90; 2/101),
  • Cennet sadece bize ait dediklerini (2/94),
  • Allah’ın ayetlerini değiştirdiklerini (2/41),
  • Allah’ın emirlerini sorguladıklarını (2/68-71),
  • Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmadıklarını (2/85) haber verir.

Ayrıca Kur'an, Yahudilerin;
- Sözlerini tutmadıklarını;
- Kur'an’a iman etmediklerini; 
- Hakkı gizlediklerini;
- Namaz kılmadıklarını;
- Zekat vermediklerini;
- İnsanlara iyiliği emredip kendilerinin buna uymadığını;
- Zalim olduklarını;
- Rızıklarına rıza göstermediklerini;
- Peygamberlerinin söyledikleri nefislerinin hoşuna gitmeyince yalanlayıp veya öldürdüklerini;
- Sihir yaptıklarını;
- Faizci olduklarını;
- Hadlerini bilmediklerini...

Ve daha birçok çarpık ve tahrif edilmiş inançlarından dolayı kabul edilmesi mümkün olmayan kötü huyları olduğunu beyan etmektedir.

Üstelik, Yahudiler bırakın -haşa- Allah’ın oğlu olmayı, Hz. İsa (as)’a iman etmedikleri için onu öldürdüklerine dahi inanırlar.

Kur'an’ın net ifadeleriyle bu kadar kötü haslete sahip bir toplum O’nun lanetine ve gazabına uğramıştır. Ve bu yol üzere yürüyen herkes de kıyamete kadar O’un laneti üzerine olacaktır.

Dolayısıyla lanetli kişiler tarafından tahrif edildiği Kur'an ayetleriyle kesin olan Tevrat’ın aslının, Kur'an’a taban tabana zıt olacak -haşa- Allah’ın Hz. İsa veya bir başkasını çocuk edinmiş olmasını sarihen veya remzen ifade etmesi akıl dışıdır. Belli ki bahse konu tahrif edilmiş ayetler, mealleri ve buna dayalı yapılan yorumlar da tamamen batıldır.

O zaman bu iddiada bulunan Hristiyanlar diyebilir ki; “Her şeyi Kur'an ile cevaplıyorsunuz, Kur'an’ın doğru olduğu ne malum?”

Kur'an’ın Allah kelamı olduğu sayısız mucize ile ayan beyan ortadadır. Burada tafsilatına girmeyelim ve Kur'an’ın nasıl Allah kelamı olduğunun ispatı için kendilerini www.seyrangah.tv sitemizdeki "Kur'an” konulu videoları kalp ve vicdan ile izlemeye ve Kur'an’ın nasıl bir mucize ve Allah kelamı olduğu ile alakalı “Risale-i Nur’daki Yirmi Beşinci Söz” ve diğer birbirinden kıymetli sair ilmi eserleri gene kalp ve vicdan ile okumaya yönlendirelim.

İnşallah, müşriklerin de Hristiyanların da Yahudilerin de ve dahi tüm ehl-i dalaletin de hidayetlerine vesile oluruz, keşke bilebilseler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun